Ana Sayfa / Yazarlar / “Bu Sizin İçin İlâhî İkazdır!” Diyebilir miyim?

“Bu Sizin İçin İlâhî İkazdır!” Diyebilir miyim?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

DEPREMZEDE KARDEŞLERİME “BU DEPREM SİZİN İÇİN İLAHİ İKAZDIR!” DİYEBİLİR MİYİM?

Musibetlerin hikmetleri izah edilirken  ilahi ikaz ve ihtar oluşu, günahlardan temizlenmeye vesile oluşu, Allaha karşı acizliğimizi ve ona daima muhtaç oluşumuzu hatırlayamaya vesile olması ve bu idrakle kendisine dönmeye vesile olacak dua ve ibadetlerimizde ihlas ve samimiyetin artmasına vesile olması, ayrıca manevi derecelerin yükseltilmesi gibi hikmetler ifade edilmiştir. Daha dikkatli ve ayrıntılı okumalarla muhakkak başka hikmetlere de ulaşılabilir.

Bu hikmetlerden olumsuz olanları kendimize, olumlu olanları diğer mümin kardeşlerimize yöneltirsek inşallah bizi mesuliyetten kurtaracak bir yaklaşıma girmiş oluruz. 

Kendim için “Benim için bu musibet ilahi ikazdır!” diyebilirim. Ancak bu hikmeti kardeşlerime yönelttiğim zaman onlar hakkında suizanda bulunmuş olurum. 

Başka kardeşlerim için “İnşallah derecelerinizin yükselmesine vesile olmuştur!” diye düşünmek, onlara teselli vermek, Kur’an’ın verdiği terbiyeye muvafık bir değerlendirmedir.  

Biraz daha ileri giderek “Acaba ne hataları vardı ki Allah bu musibeti onlara onlara verdi?” dediğimde Allah korusun, Allah’ın  “Tecessüs etmeyin, gizlilikleri araştırmayın!” emrine aykırı hareket etmiş olurum. 

İşin çok dehşetli boyutu bu musibete maruz kalan bir kişi değil, milyonlarca mü’min olabiliyor. O zaman milyonlarca mümin kardeşimi tecessüs etme günahını üzerimize almış olurum ki Allah bizi böylesi bir günahtan muhafaza etsin! 

Hesap gününde Rabb’imiz bu suizanlarımı, tecessüslerimi o mümin kardeşlerime bildireceği için, ne kadar günahına girdiğim kardeşlerim varsa, alacaklı olarak karşıma geldiklerinde ben ne yapabilirim?.    

Zaten günahları, hataları olmasaydı böyle bir musibet başlarına gelmezdi!” dediğimde ise suizan günahı yanında iftira  etmiş oluyorum. İçlerinde benim bilemiyeceğim nice salih insanlar hatta veli zatların olabileceği mümin kardeşlerim hakkında çok mesuliyetli bir iftira günahını işlemiş oluyorum! 

Daha kötüsü, “Bunlar zaten falanlar değil mi, şucu da değiller mi?” gibi bir itham günahını da işlersem, Hazreti Peygamber’in haber verdiği “müflis” hadisindeki dehşetli duruma düşebilirim. Malumlarınız, Peygamberimiz (asm), hasenatı kendisini kurtarabilecek bir kişinin, hak tecavüzleriyle mevcut sevaplarını kaybedip sevabları kalmayınca da başka alacaklıların günahı boynuna yüklendiği için Cehennem’e gittiğini, esas müflisin böylesi bir insan olduğunu bildirir. Rabbim müflis olmaktan hepimizi korusun!

Depremin hikmetleri hakkında, ilmi olarak ortaya konuşmak caiz olabilir. Ancak muhatapları bir şekilde ima edecek değerlendirmeler bizi mesul eder. 

Umumi değerlendirmelerde bütün hikmetler konuşulabilir. Ancak bu musibetlerin muhatapları belli  ise onlar hakkında anılan hikmetleri tatbik ettiğimizde onlar için sadece olumlu hikmetleri kullanmaya hakkım olur. Yoksa Allah korusun mesul olurum. Hak tecavüzü meydana gelir.

Kendi nefsim için ne kadar olumsuz düşünürsem hayrıma olur, nefsimi uyarmaya vesiledir. 

Kardeşlerim için her zaman en güzeli düşünmek, hüsnüzan etmek hayrıma olur.

Eger depreme maruz kalanlar içindeysem, sadece kendim için ikaz, ihtar, hatta keffaretüzzünub hikmetini düşünebilirim. Etrafımdaki diğer musibetzedeleri kastederek “Biz demek hakettik ki bu deprem başımıza geldi!” diyerek muhatap belli ederek değerlendirmeye hakkım olmaz. Yoksa “biz” kelimesinin içine kaç kişi giriyorsa hepsinin günahına girmiş olurum. 

Ahir zamanda işlenecek dehşetli günahlardan haber veren hadisleri düşündüğümde, acaba musibet ortamlarında internet paylaşımlarıyla yapabileceğim hoyratça değerlendirmelerle milyonlarca kardeşimin hakkına tecavüz ederek “Bu hadisin şumulüne girmiş olabilir miyim?” diye dehşete düşüyorum. 

Rabbim böylesi dehşetli günahlardan bütün mümin kardeşlerimizi muhafaza eylesin. Amin!

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Güven

Prof. Dr. Kemal SAYAR İnsan hırs ve tamahkârlığının uçbeyi olan neoliberal ideoloji, günübirlik hayatın her …

Kapat