Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Seçme Yazılar / Bulutlar, bizi her yerde yerli hissettirir

Bulutlar, bizi her yerde yerli hissettirir

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ahmet Murat’tan “Kış Bilgisi”ni okuyorum. “Gençlik derim hemen ucu yontulmuş bir dal içimde/ Gezecek tok bir bulut kalmışsa dürtmeye sevinçle.” dizelerindeyim. Makedonya yollarını kat ederken yaptığımız bulut edebiyatını hatırladım. (İlginçtir ki yol arkadaşlarımızdan biri de otobüste “Bir şiir senin, bir şiir benim için…” diyerek içerisinden dizeler seçtiğimiz, şairin son kitabı “Bir Şair Bisikletle”ydi.)

Havada bulut var...

Önümdeki koltuğa ters oturan ve böylece bir yandan manzaraya nazır sefa sürerek diğer yandan benimle muhabet eden arkadaşım semayı gözünün değdiği yere kadar taradı ve bizimle gezen tok bir bulutu dürttü: “Bulutlar, her yerde aynılar ve bizi her yerde yerli hissettirir.” diye mırıldandı. Cümleyi havada kaptım. O hafta seferi olduğum için ve gökyüzünü, bulutları, gündüzü benim hissettiğim için bu sözü de benimsedim. Oysa ben (bu işte mahir olmasam da bir çoban kadar) izciyim. Hayat bilgisinden coğrafya dersi ayrışmadan önce bile teorik anlamda hava tahminlerini, bulut biçimlerini görmüş (kümülüs, stratus, sirrus vs…), kamplarda da gerçek anlamda envai çeşidine rast gelmişimdir.

Haftalar sonra bu bulutlu özdeyişden sözettiğimde ağabeyim ilginç bir yorumda bulundu. MSN’de görüntülü konuşuyorduk. Rusya’nın ufuklarını gösterdi bana laptopun dandik kamerasından. Tabii o küçük göze bulanık görüntüsü dolayısıyla güvenemedim. Ama ağabeyimin tecrübesinden emindim. Dedi ki: “Hadi oradan, arkadaşın halt etmiş. Hani nerede aynı bulutlar? Buradakiler elle tutulacak kadar yakın, dışarı çıksan kafana çarpacak kadar!”

Bence o gün gördüğümüz, kümülüs olduğunu zannettiğim, en az lezzetli bir puf böreği kadar kabarık görünen o bulutlar bizi sevencenliğiyle sarmaladığı için bir yakınlık husule getirmişti, nostaljik bir esinti! Evet, bulutlar her yerde aynı değiller ama bir yerde de aynı değiller. Fakat –uçmadığımız sürece ya da değilsek bir dağın zirvesinde- hep üzerimizdeler ve bu bize tanıdık geldiği için her yerde bizi komşu hissettirirler.

“Şimdi söyle kıraç bulut, ne yer ne içersin gökte” (Peltek Vaiz)

Bulutlarla en iyi kim konuşur araştırmasına koyuldum. Gök herkesin iyi durur üstünde” dizesini çok sevdiğim İbrahim Tenekeci’nin –bu, gökyüzünden sık sık konuşan şairin- bulutlar hakkında neler dediğini tarayasım geldi. (Kuşlardan ve ölümden bir de gülden daha çok söz ettiği kesin.)

Ağır Misafir’in haricindeki –çünkü nereye koyduğumu bulamadım- dört şiir kitabını yeniden okudum. Dikkatimi çeken şu oldu. “Bu trenlerin hepsi benim bak/ Bu gök, bu çayır, bu ırmak…” diyen, kendisine “yazmalısın göğün şiirini artık” diye seslenen, iki yerde “gömgök” sıfatını kullanan şair, bulut kelimesini sandığımdan az kullanmış. Sadece altı tanesini defterime kaydetmişim: “Bulutların hışırtısını” düşlemeye davet etmiş, yağmurun buluta sadakatini sorgulamış, bulutların altında birer gömü olduğumuzu ilan edip, “Ey!” hitabıyla “bulutların arasına ateş yakan”a seslenmiş. Gökte, kıraç buluta ne yiyip ne içtiğini sormuş.

“Şu beni bir bulut ile nişanlasın eversin”

Tenekeci’den sonra Ahmet Murat’ın son iki kitabında, bulut kelimelerini saymaya çalıştım. Kış Bilgisi’nde on bir defa, Bir Şair Bisikletle’de dokuz defa… Anlaşılan şairin bulutlarla arası iyi.

Birden bire bir mevsim bir buluta içerleyebilir. Bir kuş havada bir bulutu döndürdükçe döndürür. Bir kırlangıç, Allah’ın göğünde uçup, Allah’ın bulutlarını üstünde terletebilir. Haşim’e atfedilen “Göl Saatleri”nde sazlar sızlar, sülükler hışırdar, kurbağalar kalp gibi şişer söner bir de dipte yosunlar yüzer bulutsu.

Bir Şair Bisikletle’de “açıklarda bir bulut uçağı sınırları ihlal etmekte”dir. Kış Bilgisi’nde rüzgarlar bulutları örer ve uçaklara hazırlar, yaz uçağı sessizce bulut uçağına çarpar. Bazen de gökgürültüsüyle taşar, taşınır bulutlar. “Elektrikli bir bulut sesi…” Zeynelabidin dua okur, gökgürültüsünü dinlediğinde ve bulutların siyahlığına baktığında. Baba ölünce, bir bulutu dağıtmak içindir aile ıslıkları. Ağlamadan evvel duyulur yüzlerde “bir bulut kırbacı”.

Bulutlar, davullar, şiirde gezdirilen çocuklar… “Yaş ombir” iken bulutların perdeleri kapattırmayan hayatlarını görünce seviliyor sanır bir çocuk. Çocuk gönüllerinin bulutları kabarır. “Sayılı Dize Çabuk Biter” çünkü içimizde ilerler “bir bulut, bir yudum/ bir dize, bir akıl, bir dostluğun andıcı”

öfkeler doğurmuş” der bir çocuk ebeveynine… Enis Batur‘un da “Son İnatçı Bulut” diye bir şiiri vardır Perişey‘de. Genel yayın yönetmenimin dikkatimi çektiği bir Nurettin Durman kitabının başlığı bulutlu imiş: 1990 yılında Kardelen Yayınlarından çıkmış Şehrin Üzerindeki Bulutlar: “Haydi büyük bulutlarını çağır/ büyük rüzgarlarını/ içimde ateşi şehrin kuşanıyorum”

Cahit Zarifoğlu“Bulutlar açmadı/ Mavi gök orda mı” demiş. Sezai Karakoç, Yağmur Duası‘na çıkmış: “Ben geldim geleli açmadı gökler/Ya ben bulutları anlamıyorum/ Ya bulutlar benden bir şey bekler.” demiş. Ali Ayçil, “Vefasız”dan söz etmiş: “sen/ bir bulut götürsün istemişsin/ gözlerin/ körelmiş uzaklara bakmaktan.” 

Bulutlar benim neyim olur?

Bediüzzaman Hazretleri Risale’de “Hem, insan olan bir insan diyebilir ki: ‘Benim Hâlıkım bu dünyayı bana hâne yapmış, güneş benim bir lâmbamdır; yıldızlar benim elektriklerimdir; yeryüzü çiçekli-miçekli halılarla serilmiş benim bir beşiğimdir’ der, Allah’a şükreder. Sâir mahlukatın iştirâki, onun bu hükmünü nakzetmez.”  

Evet, her insan diyebilir, gökyüzü benim lâmbamdır, yıldızlar benim elektriklerimdir; yeryüzü çiçekli-miçekli halılarla serilmiş beşiğimdir… Peki, ama bulutlar benim neyim olur?

Suleyha Şişman bulutlara kulak kabarttı.

Dunyabizim

 

 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur’da Mantık Hangi Anlamda Kullanılıyor?

Bediüzzaman Hazretleri "mantık" kelimesini hangi anlamda kullanıyor? Acaba İbni Sina'nın ve bundan dolayı Aristo'nun mantık …

Kapat