Ana Sayfa / Yazarlar / Büyük Buluşma

Büyük Buluşma

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Büyük Buluşma

Bayramlar yapılır, şenlikler düzenlenir, önemli günler yad edilir. Düşman işgalinden kurtuluşlar temsili olarak canlandırılır. Bu özel günler, her sene aynı günde anılır, tekrarlanır. Kainatın da özel günleri var. Mevcudat aleminin varoluş teşekkürlerini kendilerini var edene sundukları özel günler. Mahlukat ve bütün mevcudat, içlerinden en seçkin olanını gönderiyorlar, bütün mahlukatın temsilcisi olarak. Gidecek, Yaradanı görecek, onunla konuşacak, bütün varlık aleminin teşekkürlerini ve minnettarlıklarını mahlukat adına O’na iletecek. Kainatın, kilometre taşları hükmünde olan tarihi günleri var. Kalemin yaratılması, kaderin yazılması, altı günde yer ve göğün var edilişi, Adem’in topraktan yaratılması, dünyaya gönderilmesi, Kur’anın nüzulü ve mirac.
Mahlukun Halık ile buluşmasıdır mirac.
Yaratılanlar arasında zirveye çıkan, makam-ı mahmuda namzed olan, ulü’l-azm peygamberlerin birincisi Rasul-i Ekrem (s.a.v.) o gece sidreye gider, Rabbül alemin ile görüşür, mahlukatı temsil eder.
“Bütün mahlukatın hediyelerini, ibadetlerini, güzelliklerini sana sunuyorum Ya Rab.” diyerek onun huzurunda mevcudatın hamdü senalarını bildirir. Her şeyin sahibi ve maliki olan yüce Zat ona şöyle buyurur: “Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun Ey Nebi.” Rasul orada dahi ümmetini unutmaz benim üzerime olsun demekle yetinmez. “Ve ala ibadillahissalihin.” der. Yani “Bütün Salih kullarının üzerine olsun.” der. Cebrail (a.s.) bu manzara karşısında şehadet getirmeden yapamaz. Şehadet kelimelerini söyler. Mü’minler, her namazda her gün beş defa bu tarihi buluşmayı, bu büyük buluşmayı canlandırır. Temsili olarak namazda tahiyyat duasını okuyarak o anı yaşarız. Hayalen sidreye gidip, Rasulün gerisinde durup Ettehiyyatu lillahi diyoruz. Rabbimizle konuşuyoruz. Biz onu görmesek de o bizi görüyor biliyoruz.
Rasulullah (s.a.v.), nübüvvetiyle haktan halka gelince; parmağının işaretiyle ayı ikiye bölüp insanlara mucizesini gösterdiği gibi, velayetiyle halktan hakka gidip, miraca çıkıp Rabb’iyle konuşarak bütün meleklere ve semavi mahlukata kerametini göstermiş oldu.

Ahiret Modası 

Pantolonun diz yerleri aşınmış ve biraz beyazlamış. Gömlekler bol ve aşağıya sarkmış, vücudu örtmüş vaziyette. Sol elin serçe parmağında gümüş yüzük takılı. Sakallar bir tutam, bıyık dudak hizasından alınmış. Baş takke veya sarık ile kapalı. Cilt pırıl pırıl, Allah’ın boyası ile boyalı. Kirpikler sürmeli. Gözler cilalı. Bakışlar hayalı. Alnında secde izi pırıltısının aydınlığı ve yüzde tebessüm ve dilde zikir var.

Elde küçük bir çanta ve çantada misvak, kürdan, sürmedan, ayna ve tarak var. Kıyafette siyah, beyaz ve yeşil renk ağırlıkta, elbiseden gelen gül kokusu ve misk kokusu uzaktan hissediliyor.
İşte bu moda, modası geçmeyen moda.. İşte bu ahiret modası. Sünnet-i Seniyyenin değişmeyen, eskimeyen, temiz güzelliği.
Sıkça değişen, kısa zamanda eskiyen modaya uyma. Hiçbir zaman eskimeyen ve değişmeyen modaya uy. İslam modasına uy. Bin dört yüz yıldır devam eden modaya uy. Sünnet-i seniyyeye uy.

*Moda rüzgarı, İblis’in çıkardığı gazın bütün dünyaya yayılmasıdır. Bu gazdan sersem olan insanlar bazen yırtık ve yamalı elbiseler giyerler. Bazen en uçuk kıyafetleri giymekten çekinmezler. Komik ayakkabılar ve şapkalar giyerek şuursuzlaşırlar. Hakikat nazarında maskara olurlar. Yıllar geçip de dönüp kendi resimlerine baktıklarında kendileri dahi bu tuhaf hallerine gülerler.

*Yeryüzü dahi kışın bembeyaz elbisesine bürünüyor, baharda ve yazda yemyeşil kostümünü giyiyor, güzde, son baharda sapsarı libasına sarınıyor iken sen çıplak vücudunla yolunmuş tavuk gibi kime özeniyorsun. Çıplak iken çirkinsin, kıyafetle güzelleşirsin.

*Kıyafetimi beğenmediysen seni tavus kuşu, leopar veya ördekle tanıştırayım. Onlarla daha iyi anlaşırsın.

*Nasıl göründüğüm önemli diyenlerle ne olduğum önemli diyenler arasındaki fark, insanlar arasında ne kadar büyük uçurumlar olabileceğini gösteriyor. Kısa zamanda kazanmak isteyenler ile zamanın içine sabrını yayanlar burada ayrılırlar.

Bid’at

Bid’at, yama demektir. Sağlam elbise yamanmaz.

*Sahabenin sünnetindendir ki; sofrada yemeğe başlarken birden aklına ahiret mükafatının kendisine daha dünyada iken verildiği düşüncesi gelir. Bu onun iştahını yok eder de sofradan yemeklere dokunmadan kalkar. Bunu biz hiç yapmadık, yapamadık. İftar sofrasından yemeden kalkan var mı hiç? Abdurrahman bin Avf gibi olan var mı? Sofralar bid’atlarla ve israfatla dolu iken iştahlar kapanıyor mu?

(Yol isimli kitaptan)

Gerçek Güzel

Gördüğüm güzel, değilmiş güzel.
Görmeden görünürmüş güzel.

Bütün güzelleri çirkin buldum.
Bir güzel buldum ki Zatına meftun oldum.

Gerçek güzeli kalbimle gördüm.
Çirkin güzelleri toprağa gömdüm.

Bütün güzeller zamanla çürür gidermiş.
Bütün güzellikler yalnız O’ndan gelirmiş.

Görmedim lakin gösterdi eserlerini.
Eserlerinde gördüm muhteşem cemalini.

Cemaline hayran olup mevcudatı unuttum.
Bir an görmek umuduyla rahmetine tutundum.

Abdullah Öztürk

Dost Edinse Beni

Dost edinse beni kendine,
Daha ne isterim ki ben.
Hıfzıyla himaye etse fakiri,
Daha ne isterim ki ben.

Kulum dese bana,
Daha ne isterim ki ben.
Lebbeyk desem Rabbime,
Daha ne isterim ki ben.

Dostun eyle dostun eyle,
Beni sana dostun eyle.
Lütfun eyle lütfun eyle,
Cemalini lütfun eyle.

Daim eyle daim eyle,
Hidayetin daim eyle.
Razı eyle razı eyle,
Ahirette hoşnut eyle.

Abdullah Öztürk

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun abim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Çocuk Bahçesi

ÇOCUK BAHÇESİ      “Bir çocuğa yaklaştığım zaman bana iki his gelir: Hali için şefkat, istikbali (geleceği) …

Kapat