KABARCIK Ubeydullah GARİB |
Buz Beyazı
Boya kutusu üstündeki yazı dikkatimi çekti:
Buz beyazı!
Plastik boyanın rengi “buz beyazı”ydı.
Demek başka beyazlar da vardı.
İnşaat malzemeleri satan dostuma beyazın çeşitlerini sordum. O da hatırlayabildiklerini söyledi:
“Mine,
Kırık beyaz…”
Ben de süt beyazını hatırladım.
Dostumdan bu defa krem çeşitlerini rica ettim:
“Kumru, kum taşı, bademi, bal buğu, lüle taşı, kese kağıdı, çöl kumu, hasır…”
Renkler de, isimleri de güzeldi!
Renklerin çeşit çeşit oluşu, başka çeşitleri çağrıştırdı:
Çam ağacının 70, sivrisineğin 2500 türü olduğunu hatırladım.
Bir tanıdığım, bulunduğu ildeki çekirgeleri tespit ederek yüksek lisans; bütün Türkiye’deki çekirgeler üzerinde çalışarak da doktorasını bitirmişti.
Soyut somut, görünen görünmeyen her varlık çeşit çeşit:
Mesela dört ana yön var:
Kuzey, Güney, Doğu, Batı.
Bir de ara yönler:
Güneydoğu, Güneybatı, Kuzeydoğu, Kuzeybatı.
Başka yönler de var:
Doğuya biraz yakın Kuzey…
Kuzeye uzak Batı…
Kuzeye biraz daha uzak Batı…
Kuzeye en uzak Batı…
Batı ama biraz Kuzeyde…
Güney ama biraz Doğuda …
Binlerce yön…
İnsanlardaki çeşitlilik ise tam bir mucize:
Yüzler farklı…
Boylar farklı…
Kilolar farklı…
Kollar, kulaklar, ayaklar farklı…
Gözler, kaşlar, yanaklar farklı…
10 parmağın 10’u birbirinden farklı…
Hatta uçlarındaki çizgiler farklı…
Bazı insanlar duygusal…
Bazıları ise akılcı…
Bir kısmı akılcı, ama az duygusal…
Bir başkası akılcı, ama aynı zamanda aceleci…
Çalışkan, hafif sinirli…
Düzenli…
Az düzenli…
Çok düzenli…
Dikkatli…
Az tembel…
Her insan farklı!
Taşlardan meteorlara, hayvanlardan bitkilere… her varlık çeşit çeşit!
“Ezel ve ebed Sultanı olan Rabbü’l-alemin için uluhiyetinin dairelerinde başka başka, fakat birbiri içinde görünür isim ve nişanları
ve haşmetnüma icraatında ayrı ayrı, fakat birbirine benzer temessül ve cilveleri
ve kudretinin tasarrufatında başka başka, fakat birbirini ihsas eder unvanları var.
Ve sıfatlarının tacelliyatında başka başka fakat birbirini gösterir mukaddes zuhuratı var.
Ve ef’alinin cilvelerinde çeşit çeşit fakat birbirini ikmal eder hikmetli tasarrufatı var.
Ve rengarenk sanatında ve mütenevvi masnuatında çeşit çeşit, fakat birbirini temaşa eder haşmetli rububiyatı vardır.
…….
Çendan insan bütün esmaya mazhardır, fakat kainatın tenevvü’ünü ve melaikenin ihtilaf-ı ibadatını intaç eden tenevvü-ü esma insanların dahi bir derece tenevvü’üne sebep olmuştur.
Enbiyanın ayrı ayrı şeriatları, evliyanın başka başka tarikatları, asfiyanın çeşit çeşit meşrebleri şu sırdan neşet etmiştir.”.
Tenevvü-ü esma, yani Allah’ın güzel isimlerinin çeşitliliği bütün varlıklarda olduğu gibi insanlardaki farklılıkların da asıl nedeni.
Meslek, meşreb, farklı hizmet yolları hepsi bu çeşitliliğin içinde…
Ayrı ayrı olmalarını Allah istemiş!
Allah’ın ayrı yarattığını, ben nasıl birleştirebilirim?
Nasıl “Herkes bana benzesin!” diyebilirim?
Hoşuma gitmese de farklı fikirler olacak.
Farklı hizmet organizeleri olacak…
“Birlik” emri “maksat”ta,
“Meslek”te değil.
“Meslek ve meşreblerde ittifak mümkün olmadığı gibi caiz de değil.”
“Hakk’a giden yollar nefesler sayısınca”
- Bir Elma Bir Kâinat! - 31 Ocak 2024
- Ne Kadar ve Ne Zamana Kadar Tevbe İstiğfar - 5 Ekim 2023
- Seher Vakti - 15 Eylül 2023
- Sabahın 7.00’si - 16 Ağustos 2023
- Tek Başına! - 29 Temmuz 2023
- Her Hayır Onun… - 5 Temmuz 2023
- Ben de Mucize Gördüm! - 18 Mart 2022
- Yetmiş Bin Perde… - 28 Şubat 2022
- Altın Değil, Elmas Fırsat! - 1 Mayıs 2021
- Ay Tutulmadı - 6 Haziran 2020