Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Bunları Biliyor musunuz? / Cami/Mescid – Cemaat Âdâbı Hakkında 

Cami/Mescid – Cemaat Âdâbı Hakkında 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Camiler ve mescidler, Müslümanların cemaatla toplu olarak namazlarını edâ ettikleri binalardır. Bu binalara, içlerinde Allah`’a secde edildiği, ibâdet yapıldığı, namaz kılındığı için mecaz yoluyla Allah`ın evi de denmiştir. Bir hadîs-i kudsî`de şöyle buyurulmuştur: “Yeryüzünde benim evlerim (mesabesinde olan yerler) mescidlerdir. Orada beni ziyaret edenler, o mescidleri imar ve ihyâ edenlerdir.” “Mü`minler, mescidlerin binasına, tefrişine, tamirine, ihtiyaçlarına, temizliğine îtina göstermeli; onları namaz, niyaz, Kur`an-ı Kerîm tilâveti, tesbihler vesair ibâdetler ile ihyâ etmelidir.” “Allah’`ın mescidlerini, ancak Allah`’a ve âhiret gününe îman edenler îmar ve ihyâ ederler” (et-Tevbe, 17) âyetindeki îmarın bir mânâsı da ibâdetle ihyadır. Şu hâle göre, mescidlere alâka göstermek, onları maddeten onarmak ve ibâdetle ihya etmek, mü`minlere düşen mühim bir vazifedir. Cami ve cemaat için birtakım âdâb beyan olunmuştur.

Câmi Âdâbı: Allah (c.c.):

“Ey Âdem oğulları, her mescidde zînetlerinizi takının.” (Araf, 7/31)

buyurmaktadır. “Zînet”ten maksat edeptir. Câmilerin ilk yapılış gayesi Allah’a ibadettir. Bu bakımdan ibadet esnasında, cemaati rahatsız edecek derecede yüksek sesle konuşmak, soğan-sarımsak gibi kokusu çirkin görülen şeyler yenilerek câmiye gelmek, safları çiğneyerek ileriye geçmeye çalışmak vb. davranışlar hoş karşılanmamıştır.

Hz. Peygamber (asm) mescidlere girerken sağ ayağı ile girer ve (euzü billahi azimi vebacehehe ekrame vesalihinehü agdıma eşşeydani ercaim) diye dua ederdi. Mescidlere girildiğinde iki rekat “tahiyyetü’l-mescid”* (câmiye hürmet) namazı kılmak Hz. Peygamber (asm)’in sünnetidir. (İbn Kesir, Tefsir, V, 106) (Nebi BOZKURT)

Mescit içinde abdest alınmaya mahsus bir yer yapılmışsa, burada abdest alınabilir.

Görevli imam ve müezzini bulunan bir mescidde cemaatle namaz kılındıktan sonra, başka bir cemaatın yeniden ezan ve ikametle namaz kılması mekruhtur. Ancak ezan ve ikametsiz olarak, mihraptan başka bir yerde ikinci cemaatin namaz kılmasında bir sakınca yoktur.

Bir mescite sağ ayakla girilir, önce Resulullah (s.a.s)’a salâtü selâmdan sonra, “Allahümme’ftah aleynâ ebvâbe rahmetike (Allahım, bizlere rahmet kapılarını aç)” diye dua edilir. Çıkarken de önce sol ayağı dışarıya atarak, “Allahûmme’ftah aleynâ ebvâbe fadlike (Allahım, bize lütuf ve kereminin kapılarını aç)” diye duada bulunmalıdır. Diğer yandan mescite ilk girişte selâmlama anlamında Allah rızası için en az iki rekât “Tehıyyatül mescit” namazı kılınması sünnet olup, mescitin manevî havasına intibakı sağlar.

Mescitlerde yüksek sesle konuşmak mekruhtur. Ancak vaiz, hatib ve öğrencilerine ders vermekte olan üstad sesini duyurmak için yükseltebilir. Namaz kılanlara zarar vermemek şartıyla Kur’ân-ı Kerîm okuyanların veya Allah’ı zikredenlerin seslerini yükseltmeleri caizdir.

Namaz için mescite gelenlerin, kendi durumuna göre en temiz ve en güzel giysilerini giyinmeleri, cemaatı nefret ettirecek soğan, sarmısak gibi şeyleri namaz öncesinde yemekten sakınması insan, cemaata ve mescide olan saygının gereğidir. Kur’ân-ı Kerîm’de,

“Ey Ademoğulları! Her mescite gidişinizde temiz ve güzel elbiselerinizi giyinin.” (A’râf, 7/31). buyuruluyor.

Namaz kılanın önünden geçmek caiz değildir. Ancak mescitte ön saflarda boş yer varken arka safa namaza duranın önünden geçip ileri safa gidilebilir. Burada önünden geçilen kimse cami adabına uymayarak kendi saygınlığını kendisi yitirmiştir.

Mescite abdestli olarak girilir. Mescitlere namaz için olmaksızın çocukları, akıl hastalarını sokmak veya mescidin içinden zaruret bulunmadıkça yol gibi geçmek uygun görülmemiştir. (Geniş bilgi için bk. el-Kâsenî, Bedâyiu’s-Sanayi, Beyrut 1402/1982, VI, 220, 221; el-Fetâvâ’l-Hindiyye, Beyrut 1400/1980, II, 454 vd.; İbn Âbidîn, Reddü’l Muhtâr, İstanbul 1984 (tıpkı basım), IV, 356 vd., Terceme, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1983, IX, 267 vd.; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul 1985, s. 240 vd.), (Mefâil HIZLI)

Ayrıca şu konulara da dikkat edilmesi iyi olur:

– Camiye girişte ayakkabılarınızı giriş bölümünde (yerde) bırakmayıp, ayakkabılığa koyunuz. Aksi halde cemaat camiden çıkarken ya sizin ayakkabınıza basarak veya ta ileriye atlayarak ayakkabısını giymek zorunda kalmaktadır. Camiden çıkışta ayakkabılarınızı yukarıdan, ses ve toz çıkartacak biçimde “Pattt” diye bırakmayınız. Sessizce ve eğilerek yere koyunuz.

– Cep telefonlarınızı camiye girmeden önce sessize almayı sakın unutmayınız. Velev ki unutmanız halinde, namazda dahi olsanız (Namaz kılanların huşuunu bozmamanız için) tek elinizle hemen kapatınız. Eğer beş vakit namaz kılan birisi iseniz telefonunuza oyun havaları yerine, unutulma halinde kimseyi rahatsız etmeyecek tondaki kısa uyarı sesleri yükleyiniz.

– Camide sessiz olunuz. Çok çok gerekmedikçe ve özellikle vaaz verilirken veya namaz kılanlar varken dünya kelamı etmeyiniz. Hele hiç tartışmayınız, dedikodu ve gıybet kesinlikle yapmayınız.

– Camiye girişte imamın arkasından (ortadan) başlayarak sağa ve sola doğru saflaşınız. Saflardaki hizalaşmayı, saflarda imamın arkasında duran şahsa doğru ve ayaklarınızı o şahıstan çizilen düz bir çizgiye hizalayarak yapınız. Saflarda ileri, geri durmayınız.

– Müsait yerler var iken cemaatin geçebileceği yerlerde namaza durmayınız ve ön saflarda boşluk var iken arkaya saf olmayınız. Eğer ön saf tam dolu ise imamın arkasından itibaren saf tutunuz. Mecbur kalmadığınız sürece namaz kılanların önünden geçmeyiniz.

– Safları sıkıştırmayı ise imamın arka hizasındaki şahsa (ortaya) doğru yanaşarak yapınız.

– Cami görevlilerince sık sık ikaz edildiği halde safları, aranızdan (Hadis-i Şerifte belirtildiği üzere) şeytan geçmeyecek bir sıklıkta kapatarak namaza durunuz ve arada boşluk var iken, araya girmek isteyen cemaate ters ters bakmayınız. Eğer sıkışmadan, yanlarınızda boşluk bırakarak bir namaz kılmak istiyorsanız cemaatten ayrılınız ve kendi başınıza namaz kılınız.

– Sadece kendi nefsinizin duyacağı bir ölçüde bir sessizlik içerisinde namaz kılınız ve dua okuyunuz. Kulağınız ağır işitse dahi bunları öyle bir sessizlik içinde yapınız ki yanınızdaki ne okuduğunuzu bilmemeli, duymamalı ve dolayısıyla şaşırıp namazını fesat etmemeli. Bağırmak ve başkalarının dikkatini çekmek zorunda değilsiniz. Namaza başlarken yaptığınız niyetleri, rükû ve secde tekbirlerini, tesbihatı ne kadar içinizden yaparsanız yapın Allah (CC) onu duyar. Çünkü bir Hadis-i Şerifte Allah (CC): “Siz sağır bir kimseye dua etmiyorsunuz!..” buyurmaktadır.

– Temiz elbiseyle ve özellikle kokmayan temiz çoraplarla camiye geliniz. Namaz kılarken halılarda secde edilen yerlere değil de, ayak koymak için ayrılmış yerlere ayaklarınızı basmaya gayret ediniz. Çünkü ayak kokusu olan bir yere secde etmek sizi de tiksindirebilir.

– Eğer çiğ sarımsak veya soğan gibi cemaati rahatsız edecek şeyler yemişseniz camiye gelmeyip, evinizde namaz kılmanız sünnete daha uygundur. Diğer taraftan, başta gül kokusu olmak üzere güzel kokular sürünerek camiye gelmeniz de sünnete daha uygundur.

– Camide tesbihat sırasında, kendinizi tesbihata vereceğiniz yerde oradan buradan tesbih toplayıp, caminin ta uzağındaki cemaata atarak tesbih yetiştirmeye kalkmayınız. Eğer o cemaat cebinde en az 33’lük bir tesbih taşıyamıyorsa bırakınız parmaklarını sayarak tesbih çeksin…

Maddeler hâlinde kısaca sıralarsak:

1 – Mescidleri Allah`ın evi mesabesinde kabul edip içlerine girildiğinde İlâhî huzurda olduğunu hatırdan çıkarmadan edeb ve huşû` içinde bulunmak.

2 – Mescidleri -temizliğine îtina gösterip- kirletmemeye çalışmak.

3 – Mescidlere devamı îtiyad hâline getirmek, cemaatin faziletine inanmak. Bir hadîs-i şerîf`te mescidlerin fazileti şu şekilde ifade buyrulmaktadır:

“Bir kimse evinde güzelce temizlenir ve farz namazını kılmak üzere mescidlerden birine giderse, adımlarından biri, günahlarını siler, diğeri de derecesini yükseltir.”

4 – Mescide giderken temiz ve yeni elbiseler giymeli, güzel kokular sürünmelidir. Bu hususta Kur`ân-ı Kerîm`de şöyle buyrulur:

“Ey âdemoğulları, her mescide gittiğinizde ziynetinizi, en güzel elbisenizi giyin. Yeyin, için (fakat) isrâf etmeyin. Çünkü Allah, isrâf edenleri sevmez” (el-A`râf, 31).

5 – Evde abdest alıp kapıdan sağ ayağını atarak çıkmak, mescide ağır, fakat sık adımlarla, sakin ve vekarlı bir şekilde yürümek. Koşup acele etmemek. Peygamberimiz bir gün namaz kılarken ayak patırdıları duydu. Namaz bitince:

– Gürültünüz neydi? diye sordu.

 – Namaza yetişmek için acele ettik, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:

– Bir daha böyle yapmayın. Namaza yavaş ve vekarlı geliniz. Yetiştiğinizi kılar, yetişemediğinizi tamamlarsınız, buyurdu.

6 – Mescide eğer mümkünse namaz vaktinden evvel gitmek. Mescide erken gidip namazı bekleyen kimse, namazda imiş gibi sevab kazanır. Bu hususta sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Kul abdestli olarak mescidde namazı beklediği müddetçe namazda gibi olur.”

“Ashabım! Siz namazı kılmak için beklediğiniz müddetçe namazda gibisiniz. Elbette bir kavim hayırlı bir işi beklediği müddetçe hayırdadır.”

7 – Mescide sağ ayağını atarak girmek ve girerken de şu duayı okumak:

Allahümme`ftah aleynâ ebvâbe rahmetike ve`ğfir zünübenâ bifadlike ve keremike yâ ekreme`l-ekremîne ve yâ erhame`r-râhimîn (*)

8 – Mescide girince ezan okunmamış ve mekruh vakit de girmemiş ise, iki rek`at Tehıyyetü`l-Mescid namazı kılmak.

9 – Ezan okunup namaz kılınıncaya kadar Kur`an okumak; tesbih, zikir, salâvat-ı şerîfe gibi ibâdetlerle meşgul olmak.

10 – Ezanla namaz arasında kalan müddet içinde, kendisi, ailesi, çocukları, ana-babası, akrabaları ve bütün mü`minler için dua etmek.

11 – Namaza başlamadan evvel, başladıktan sonra ve bitince, Allah huzurunda olmanın gerektirdiği ciddiyet, vekar, sekînet ve huşû`dan ayrılmamak.

12 – Önden itibaren safları doldurmada acele davranmak, safların sık ve düzgün olmasına gayret göstermek.

13 – Soğan, sarımsak gibi pis kokulu ve insana eziyet verici şeyleri yiyen ve çorabı, üstü başı bütün cemaatı rahatsız edecek derecede kokanlar, bu kokuları giderecek bir temizlik yapmadan mescide gitmemelidir.

14 – Mescidden çıkarken önce sol ayak dışarı atılır, öyle çıkılır.


Sorularla İslamiyet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Ramazan: Yeni Bir Dönem / Hasan ERDOĞAN

Evet maddi- manevi yeni bir dönemdeyiz. Mübarek üç aylar ve derken geldi RAMAZAN. Maddi-manevi kirlerden …

Kapat