ÇARE – ÇARESİZLİK
Mahir Duman
“Dert etme, dua et.”
Hz. Mevlâna
“En büyük zafer, insanın kendne hâkim olmasıdır.”
Eflatun
“Karaçalıda gül bitmez.”
Karacaoğlan
“Başarı, insana çok şey öğretmez; fakat başarısızlık çok şey öğretir.”
Çin Sözü
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat…
Fuzûlî
(En uzun gecenin hangisi olduğunu takvim yapanlar ve yıldız ilmi ile uğraşanlar ne bilsin! Aşk yüzünden gam müptelası olanlara sorun ki geceler kaç saattir!)
KEÇİNİN BAŞARISI
Bir boğa yılanının kafesine, yiyecek olarak canlı bir keçi atılır. Yılan, onu yemek için saldırır. Keçi, yılana boynuzlarıyla direnerek onu perişan eder. Yılan, kenara çekilmek zorunda kalır. Durumu gören görevliler:
– Bu keçi yaşamayı hak etti, diyerek onu ölüm kafesinden çıkarırlar.
ZATEN İNECEKTİM
Hoca, çocukluğunda mahalle arasında eşeğiyle dolaşırken, hayvanın tökezlemesiyle kendini yerde bulmuş. Bunu gören çocuklar başlamışlar alaya:
– Nasreddin’e bakın, eşekten düştü; eşeğe binmesini bile bilmiyor!..
Küçük Nasreddin, lafın altında kalır mı? Bunun da bir yolunu bulmuş:
– Arkadaşlar, ne gülüyorsunuz? demiş. Eşekten düşmeseydim ben zaten inecektim!
SU
Çölde petrol arayan şirketin sahibine, şantiye şefinden susuzlukla ilgili şikâyet mektuplar geliyordu.
Patron, sekretere:
– Şikâyet etmek için ne lazımsa yapıyorlar. Ama ben bir türlü inanamıyorum.
Sekreter:
– Bu seferki ciddi galiba patron, dedi. Çünkü zarfın üstündeki pulu, toplu iğneyle tutturmuşlar.
EĞRİ MİNARE
Mimar Sinan’ı çekemeyenler, çocukları kandırıp Süleymaniye’nin minarelerinden birinin eğri olduğu söylentisini yaymaya çalışıyorlardı.
Sinan, işin nereden kaynaklandığını biliyordu. Bu söylentinin daha fazla yayılmaması lazımdı. Zamanla insanların buna inanması mümkündü…
Hemen çocukları etrafına topladı:
– Hangi minare eğri? diye sordu.
Gösterdiler.
Koca Sinan şöyle dedi:
– Hakikaten çocuklar bu minare eğri… Gelin beraber düzeltelim.
Minarenin bedenine bir halat bağlatıp, ucunu çocukların eline verdi.
– Haydi çocuklar, asılın da düzeltelim; diyerek onları bir güzel yordu.
Koca usta:
– Oldu mu evlatlar? Minaredeki eğrilik gitti mi? diye sordu. Çocuklar şöyle bir bakıp, terlerini silerek:
– Tamam, şimdi düzeldi; diyerek oradan ayrıldılar.
Koca Sinan, büyük bir dedikodunun önüne geçmiş oluyordu böylece…
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024