ÇARE-İ NECAT/ KURTULUŞ
İnsan ve insanlık sürekli olarak üretim ve tüketim noktaları arasında gidip gelmektedir. Kendi gelişimini potansiyelini arttırması için müstehlik/tüketici olmaktan kurtulup müstahsil/üretici konuma gelmesiyle mümkündür.
Üretici olmayı sadece çiftçiliğe indirgemek de zihinsel bir prangadır. Üretici herkese çiftçi/rençper denecek olursa herkes bir rençper olmalı. Ama gıda ürünleri ama bilimsel ama fikir…
Ülkemiz kadim bir medeniyetin merkezidir. Bu birikim ve ülkemizde var olan müstakbel beyinler görsel kültürün bombardımanı altında maalesef. Sosyal mecralar körpe dimağların gelişmesine mani olmaktadır.
İslamiyet bizleri mayası ve hamurudur. Bizlerin ayakta kalması ancak ve ancak islamiyetle mümkündür. İslamiyeti bu toplumdan çekerseniz, ateist olan Avrupa kültürünü benimsemesi veya meyletmesiyse bizim mayamız ve hamurumuzla uyumlu değildir ve entegre edilmesi de söz konusu değildir.
“Hem tarih şahiddir ki: Ehl-i İslâm ne vakit dinine tam temessük etmiş ise, o zamana nisbeten terakki etmiş. Ne vakit salabeti terketmişse, tedenni etmiş. Hristiyanlık ise, bilakistir. Bu da, mühim bir fark-ı esasîden neş’et etmiş.”[1]
Modernite ve teknolojiye kimse karşı çıkamaz. Bunu gâvurlar icat etti kullanmayalım gibi sözlerin de mahiyet-i harbiyesi hiç yoktur. Teknolojik gelişmeler toplumların ortak malıdır. Kimsenin patentli malı değildir.
Alimlerimizin, hocalarımızın taassuptan azade olarak terütaze olan islamiyet’i içtimai hayatın her sahasında anlatarak İslami bir toplum inşa edilmeli ve mayamız hamurumuz bu şekilde muhafaza edilmelidir. Mayasını bozan toplumlar pagan anlayışlarının tabağına düşerek onların mezesi olmaktan kendini kurtaramaz. Bakın Avrupa’ya sözüm ona Hıristiyan devletleri ama mayasını koruyamadığı için tekrar pagan olmuş ve ateist bir yapıya inkılab etmiştir.
Bugün Avrupada toplumsal kültür korunmadığı için toplumun her şeyinden kırmızı alarmlar yanmakta. Evlikler, iş hayatı.. çocuk terbiyesi.. hani kovboy filmleri vardı bir zamanlar her Pazar TRT’de yayınlanırdı. İşte onun gibi bir hal.
Bizler ki elhamdülillah Müslümanız ve bu kadim Medeniyetin bir evladıyız. Mayamız hamurumuz İslamiyetle mezcolmuş/birleşmiş. Bizlerin ruhu İslamiyettir. Ruhumuzu aldıktan sonra bizlerden geriye kalan da Avrupanın başına gelen pagan bir yaşantı olur. Ve toplumumuzdan, vicdan, merhameti şefkat, diğerkamlık, değerkamlık çekilmeye başlar yerine de güçlü zayıfı ezer, büyük balık küçüğü yutar şeklinde bir hale evrilir. Zulümler ortaya çıkar her alanda.
Her yerden “zalimlerin gürültüleri, mazlumların ağlayışları..”[2] işitilir.
“Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse bana ne.” “Sen çalış, ben yiyeyim.”[3] anlayışı da göndere çekilen bayrak gibi olur.
Toplumu irşad edecek kimseler binaların kolonları gibidir. Onlara olan hürmet ve muhabbetin kırılmasına en az bir asırdır beynelmilel komiteler çabalamakta. Biliyorlar ki bu kolonlar yıkılırsa bina çökecektir. Toplumu çökertmek için irşad ve tebliğ hizmeti yapan şahıs ve stk’lere insafsızcasına saldırlar oluyor. Bunun neticesinde sokaklarımız ahlak erozyonuna uğramaya başlıyor. Nesiller arası kopukluk, kuşak çatışmaları da kaçınılmaz. Mesela dünyada yaşanan zulümlerde yeni nesiller bizim ülkemizde değil diyerek diğerkamlık göstermemekte. Çünkü islam kültürüyle değil pagan kültürüyle, ateist bir anlayışla büyüdüler.
Milli ve manevi değerlerimizi anlatmalı ve korumak ve korunması için de elimizden gelenin fazlasını yapmakla mükellefiz. Aksi taktirde toplum olarak bunun bedelini çok ağır öderiz.
Ne Mutlu Nefsini Ve Neslini Islah Edene..
Selam ve Dua İle
Muhammed Numan ÖZEL
[1] Mektubat ( 438 )
[2]Lem’alar ( 116 )
[3] Sözler ( 409 )
- Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri - 14 Eylül 2024
- Hedefimiz ve Amelimizin Kıblesi - 31 Ağustos 2024
- Yangın Nasıl Söner? - 25 Ağustos 2024
- Amellerimizde Neyi Esas Almalıyız? - 16 Ağustos 2024
- Kur’ân’ın İlk Emri de “Oku”dur - 8 Ağustos 2024
- Doğru Bilgi Çerçevesinde Bediüzzaman - 24 Temmuz 2024
- Anksiyete ve Risale-i Nur - 23 Temmuz 2024
- İman, Marifet ve Muhabbet - 29 Haziran 2024
- İnkişaf Etmek için Ne Lazım - 17 Haziran 2024
- Zamanın Âhirinde Saadet-i Ebediye Sesi - 13 Haziran 2024