Kelimeler & Kavramlar

Dâru’s-Siyâdeler (Seyyidlik Evleri)

Dâru’s-Siyâdeler (Seyyidlik Evleri) Doç. Dr. Murat Sarıcık   “Dâru’s-Siyade”, “Nakîbu’l-Eşrâflar”(1) ve Seyyidler için, ilk kez Müslüman bir devlet olan İlhanlılar zamanında yaptırılan medreselere benzer taş binalara verilen isimdir. “Seyyidlik Evi” demektir. I. Dâru’s Siyâdelerin Yapılış Nedenleri a) Seyyidlerin Şahsında Hz. Peygambere Duyulan Sevgi ve Saygı Şura Sûresi 23. ayet-i kerimede …

Devamını Oku »

Belâ ve Musîbet Kavramları

BELÂ VE MUSİBET KAVRAMLARI   Belâ: “Allah (c.c)’ın insanları denemek için verdiği maddî ve mânevî sıkıntı, dert, külfet” anlamındadır. Ayrıca belâ; “eskimek; denemek, sınamak; gam, musibet, darlık ve sıkıntı” gibi mânalarda da kullanılmıştır.[1] Cismi yıpratıp eskiten üzüntü ve keder olarak da tanımlanmıştır.[2] Teklif, külfetli bir işi yükleme ya da yükümlü kılma da …

Devamını Oku »

Allah’ın Râzı Olduğu Ahlâk / Ahlâk-ı İlâhiye

Ahlâk-ı İlâhiye / Allah’ın Razı Olduğu Ahlâk Prof. Dr. Alaaddin BAŞAR “Nübüvvet ise, gaye-i insaniyet ve vazife-i beşeriyet  ahlâk-ı İlâhiye ile ve secâyâ-yı hasene ile tahallûk etmekle beraber…” (Bediüzzaman, Sözler)   Ahlâk-ı İlâhiye, “Allah’ın razı olduğu ahlâk” yani “Kur’ân ahlâkı” demektir. Bütün sıfatlarını, kabiliyetlerini ve duygularını Allah’ın razı olduğu şekilde …

Devamını Oku »

Hisbe, İhtisab – Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib

Hisbe ( الحسبة ) Arapça’da “hesap etmek, saymak; yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen ihtisâb (sevabını umarak bir işi yapmak, akıllı ve basiretli bir şekilde yönetmek; çirkin bir iş yapanı kınamak, hesaba çekmek) masdarından isim olan hisbe kelimesi, terim olarak emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker prensibi uyarınca (Âl-i İmrân 3/104, 110, 114; …

Devamını Oku »

Sancak-ı Şerif

SANCAK-I ŞERİF Rasulüllah (s.a.s)’a ait sancak, Alem-i nebi, Alem-i şerif, Liva-i saadet, Liva-i şerif isimleriyle de anılan bu sancak halen Topkapı Sarayında mukaddes emanetlerin arasında bulunmaktadır. İslam’dan önce, Arap kabileleri arasında meydana gelen savaşlarda bayraklar kullanılmıştır. Muharipler bayrakların altında toplanarak savaşırlar ve sürekli olarak onu gözetlerlerdi. Bayrağı taşımakla görevli kimse …

Devamını Oku »

Buğzetmek ve Kınamak

Buğzetmek ve Kınamak Buğz etmek ile kınamak aynı şey değillerdir. Yerinde ve Allah için olursa buğz etmek günah değildir. Ama kınamak kişiyi günaha sokabilir. İnsanların tavırlarını, hallerini küçümseyen ve itham eden cümleler “kınamak” manasını taşır. Başka kimselerin kusur ve ayıplarını görmeyi adet haline getirmek kınamak manasına gelir. Kişinin başkalarında gördüğü bazı halleri …

Devamını Oku »

Mazlum

MAZLUM Zulme ve haksızlığa uğramış, hakkı gasbedilmiş, ezilmiş, müstazaf; hakkını arayamayan pasif kimse. Zulüm, haksızlık, acımasızca davranma ve eziyet etme anlamlarına gelir. “Cevr” de aynı anlamdadır. “Bir şeyin layık olduğu yerden başka bir yere konulması” diye tanımlanmıştır. Zıddı “adalet”tir. Zulüm, hakkı sahibinden zorla almak; adalet ise, hakkı sahibine vermektir. Kur’an’da …

Devamını Oku »

Fâsit Nedir?

FASİT (ﻓﺎﺳﺪ)  Kokmak, bozulmak, hükümsüz olmak, doğru ve uygun hareketi bırakmak, işler alt-üst olmak, bozgunculuk yapmak. Fasit, fesad mastarının ism-i failidir. Bir terim olarak, ibadetler konusunda fasitle batıl eş anlam ifade eder. Mesela, “namaz fasit veya batıl oldu” demek, “bozuldu, hükümsüz oldu” demektir. Bu konuda İslam hukukçuları arasında görüş birliği …

Devamını Oku »

Tertip Nedir?

TERTİP TERTİP, Arapça bir kelime olup sıralama, sırasına koyma, dizme, tanzim etme, hazırlama; ayrı ayrı vasıfları olan şeyleri bir yere getirip bir terkip meydana getirme; usul, nizam, tarz, düzen, kuruntu, tasavvur, takım, sınıf, fasıl, bir hekimin bir hastayı tedavi etme çalışmaları sırasında kullandığı ilaçların ve tenbihlerin tamamı, bir ilacın çeşitli …

Devamını Oku »

Övmek, Övülmek, Övünmek Hakkında

Övmek, Övülmek, Övünmek Medh övgü, medih ise yapılan güzel işlerden dolayı dil ile yapılan övgü. Medhin zıttı zemmdir. Zemm birinin aleyhinde kötü sözler söylemek ve onun çirkin, eksik hallerini ortaya dökmek demektir. Medhe lâyık kimseleri medhetmek, toplum arasında faziletin ve kemalin artmasına neden olabileceği gerekçesiyle hoş görülmüş ve hatta teşvik edilmiştir. Ancak medhe lâyık olmayan …

Devamını Oku »

Kâlû belâ / Bezm-i Elest (Elest Bezmi)

Kâlû belâ / bezm-i elest Bu sözler, Yaratanın yarattıklarıyla; hususiyle insanla olan mukâvelesine ait bir kısım sözlerdir ki, bu mukâvelede: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorulur. Karşılığında da: “Evet, Rabbimizsin.” cevabı alınır. Bu meselenin iki yönü vardır: 1. Bu soru kime ve nasıl sorulmuştur? 2. Ne zaman sorulmuştur? Birinci şık itibariyle, …

Devamını Oku »

Yol Hakkı / Âdâbı

YOL HAKKI Once konuyla ilgili bazı hadîs-i şerîfler: Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallalahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yollarda oturmaktan kaçının!” Sahâbîler: – Biz buna mecbûruz. Meselelerimizi orada konuşuyoruz, dediler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Oturmaktan vazgeçemeyecekseniz o halde yolun hakkını verin!” buyurdu. – Yolun hakkı …

Devamını Oku »

Hakku’l-Mürûr (Geçiş Hakkı) ve İrtifak Hakkı

HAKKU`L-MÜRUR (GEÇİŞ HAKKI) Geçiş hakkı. Mürûr, merre fiilinin mastarı olup, geçmek, gitmek ve uğramak demektir. Mürûr hakkı, bir kimsenin kendi ev, arsa, bahçe ve arazi gibi gayr-i menkulüne ulaşabilmek için, başkasına âit bir gayri menkuldeki yoldan geçiş hakkını ifade eder. Bu yol, ya umûmî, ya da kendisine veya üçüncü şahsa …

Devamını Oku »

Mâtûh Nedir?

MA’TUH (ﻣﻌﺘﻮﻩ)  Bunak, bunamış. Ateh kökünden türemiş arapça bir isim; aklın olayları doğru bir şekilde anlayıp idrak etmesine engel olan bir hastalık. Buna dilimizde “bunaklık” veya “bunama” denir. Bu hastalık, çoğunlukla yaşlılarda görülür. Bunama ve akıl hastalığı İslam hukukunda kişinin eda ehliyetini etkileyen semavi arızalardandır. Bunama ile akıl hastalığı arasındaki …

Devamını Oku »

Teyemmüm Hakkında

TEYEMMÜM Alttaki videoyu da izleyebilirsiniz. Teyemmüm Nedir? Teyemmüm, lügatte, kasıd mânasındadır. Dinî ıstılahtaki mânası ise; pâk ve temiz toprak ile, kolları ve yüzü, özel bir şekilde meshetmek demektir. Teyemmüm, sadece bu ümmete mahsus bir kolaylıktır. Mü’minler su yokluğunda veya su bulunmakla birlikte hastalık v.s. gibi suyu kullanmanın imkânsız hâle geldiği …

Devamını Oku »