Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar (Sayfa 10)

Kelimeler & Kavramlar

Mücavir Nedir?

MÜCÂVİR (المجاور)  Mekke’ye yerleşen veya bir süre ikamet eden kimse anlamında terim. Sözlükte “bir arada bulunma, komşuluk, yakınlık” anlamındaki mücâveret masdarından türeyen mücâvir terim olarak “Mekkeli olmayıp bu şehirde misafirlik sınırlarını aşacak bir müddetle kalan kimse” demektir. Mücâveret “bir mescidde itikâfa girmek” (Buhârî, “İʿtikâf”, 2, 4, 19; “Ḥayıż”, 2, 5), …

Devamını Oku »

İtikad, Akîde, Akâid Nedir?

İTİKÂD (ﺍﻋﺘﻘﺎﺩ) Dini hükümler iki kısma ayrılır; fer`î amelî olanlar ve aslî, itikadi olanlar. İkinci kısım dini hükümler inanç esasları ile ilgilidir. Bu grup dinî inanışları isimleri anlatan itikat sonraları bu inançların bütününe ad olan akâid ile eş anlamlı kullanır olmuştur. Kelimenin manası üzerine kelâm ve mantık ilmi çerçevesinde çeşitli …

Devamını Oku »

Ehl-i Kıble Ne Demektir?

EHL-İ KIBLE Kıbleye dönüp namaz kılan Müslümanlar, Ehl-i İslâm. Ehl-i Sünnet* yahut ehl-i bid’atten olup kıbleye yönelerek namaz kılan bütün müslümanlara ehl-i kıble denilir. Ehl-i bid’at mezheplerinden bazısının diğer müslümanları tekfir etmesine rağmen, ehl-i sünnet’e, göre kim olursa olsun ehl-i kıbleden hiç kimse tekfir edilmez; onların arkasında namaz kılmamazlık edilmez; …

Devamını Oku »

İslam’da Güzel ve Çirkin Huylar

Güzel ve Çirkin Huylar Ömer Nasuhi BİLMEN (rh) İttiká: ALLAH Teâlâ’dan korkmak, haramdan ve şüpheli şeylerden sakınmaktır. Böyle bir hale “takva” da denir. Sahibine de “müttakî” denilir. Müttekî olan bir şahıs, emîn, itimada lâyık bir insan demektir ki, kendisinden hiç bir kimseye zarar gelmez. İslam dininde insanlar, esasen birbirine müsavi olup üstünlükleri ancak takva …

Devamını Oku »

Elifbâ’dan Dilimize Yansıyanlar

ELİFBE’NİN TÜRKÇEYE YANSIMALARI Elif gibi dimdik durmak Dik ve dosdoğru olmak anlamında kullanılan bir deyimdir. Elifi noktalanmak Elifin noktalanması, elif harfinin yanına noktayı andıran he harfinin gelmesi demektir. İki harf bir araya gelince “âh” diye okunur. Bu yüzden “elifim noktalandı” demek, “âh çekiyorum, acı çekiyorum” demektir. Eliften yâ’ya kadar Her …

Devamını Oku »

Mut’a Nedir? Mut’a Nikâhının Hükmü Nedir?

Mut’a Nedir?  Yararlanılan şey; umre ile haccı birleştirme; boşanan kadına verilen elbise ve baş örtüsü gibi eşya; bir kadınla geçici olarak evlenme. Çoğulu “muteun” dur. Aynı kökten meta’; yararlanma, yiyecek giyecek gibi yararlı olan her şey demektir. Çoğulu “emtia”dır. “Temettu” ve “istimta” ise; bir şeyden uzunca süre yararlanmak, onu lezzetli …

Devamını Oku »

“Vahidiyet”, “Vahdaniyet”, “Ehadiyet” ve “Ferdiyet” kavramları ve farkları

“Vahdâniyet ve Vâhidiyet kavramları temelde aynı manayı ifade eder. Arasında bazı nüans farkları vardır. Vahidiyet; bütün mevcudat birinindir ve birine bakar ve birinin icadıdır. Vahdaniyet ise; birlik, infirat, benzeri olmamak, tekessür ve tecezziden beri olmak anlamına Allah’ın bir sıfatıdır. Demek ki her ikisi de; bir olan Allah’ı kabul etme anlamına gelir. Ancak Risale-i Nur …

Devamını Oku »

Putperest kültüründen özenti yoluyla devşirilmiş bir kelime: İdol

İDOL: Yunancadan Latinceye, oradan da Fransızca ve İngilizceye geçmiş bir kelimedir. Asıl anlamı “put” demektir. İngilizcede mecaz olarak, taparcasına sevilen ve/veya örnek alınan kimse anlamına da kullanılır. Yanlış fikir, aldatıcı kavram mânâsına da gelir. Maalesef bu kelime son yıllarda Türkçemizde de bazı Batı mukallitlerinin gayretleri sonucunda kullanılmaya başlamıştır. Eğer bu kullanımda kastedilen …

Devamını Oku »

Edille-i Şer‘iyye nedir?

Şer’î deliller, şer’î hükümleri çıkarma yolları. Edille, delil kelimesinin çoğuludur. Delil de, kendisiyle, arzulanan bir amaca ulaşılan rehber, kaynak, dayanak demektir. Usûl-i Erbaa, Edille-i Erbaa da denir. Edille-i Şer’iyye, yahut şer’î deliller, en genel anlamda İslâm hukukunun kaynaklarını teşkil eder. Diğer bir ifadeyle, edille-i şer’iyye, hüküm çıkarmada başvurulan esaslar olarak …

Devamını Oku »

Hâfız: Kur’an ve Hadis Hâfızlığı Hakkında

Hâfız; koruyan, saklayan, muhâfaza eden anlamında Allah’ın güzel isimlerinden birisi. Koruyan, himâye eden, gözeten anlamlarına gelmek üzere Allahu Teâlâ hakkında kullanılır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Allah, hâfızların (koruyanların) en hayırlısıdır” (Yusuf, 12/64) ve “O zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik biz’ ve Onun koruyucusu da el bette biziz!”(el-Hicr,15/9) buyurulmaktadır. Kur’an-ı Kerîm Hâfızlığı  Kur’ân-ı Kerîm’in …

Devamını Oku »

Ticarette Gulüvv ve Narh Hakkında

Gulüvv ve Narh maddelerini okuduktan sonra “ihtikâr” konulu makaleyi de okumanızı tavsiye ederiz.  GULÜVV NEDİR?  Bir şeyde aşmak. Bir ticaret terimi olarak, piyasada fiyatların normalin üstünde artışını ifade eder. İslâm hukuku, alış-verişte kârı yasaklamadığı gibi, onun için bir sınır da koymamıştır. Ancak alış-verişlerde yalan, hile, malın kendisinde olmayan sıfatlarla övme …

Devamını Oku »

İ’tisâm: Allah’a Sarılmak

Prof. Dr. Hasan Kâmil YILMAZ  Allah’tan geldik ve O’na dönüyoruz”1 ilâhi fermânı, insanın bu dünyadaki varlık sebebinin Allah’a aidiyet ve O’na yönelmek olduğunu açıkça belirtmektedir. Ancak bu yönelişte iki yön vardır. İlki irâdî ve kalbî olan yöneliştir ki kulun Allah’a teslimiyetini O’nun emirlerine râm oluşunu, kalbini O’na rabt edişini ifade …

Devamını Oku »

Birbiriyle Karıştırılan 30 Kelime

Birbiriyle karıştırılan kelimeler Dilimizdeki bazı kelimelerin anlamları birbirine yakın olsa da ince detaylarla birbirlerinden ayrılır. Örneğin ivedi ve acele kelimelerinin ikisinde de çabukluk olsa da acele kelimesinde sabırsızlık gösterme gibi farkı bulunur. Sizler için bu kafa karıştıran kelimeleri derledik. Kıraat:Kur’an’ı belli kural ve işaretlere göre okuma anlamına gelen kıraat, sadece …

Devamını Oku »

Kadıyânîlik ve Kadıyânîler Hakkında

KADIYÂNÎLİK – KADIYÂNÎLER Mirza Gulam Ahmet Kadiyânî (d. 1835 ya da 1839- ö. 1908) tarafından Hindistan Pencap-Kadiyan’da XIX. yüzyılın sonlarına doğru kurulan dini hareket. Kıyamet’e dair haberler üzerine kurulan Kadiyânilik, Mirzaiye ve Kadiyaniye adlarıyla da anılmakla birlikte hem kurucu ve bağlıları, hem de resmi belgeleri esas alan araştırmacılarca Ahmediye adıyla …

Devamını Oku »

Bâbîlik ve Bahâîlik Hakkında

BÂBÎLİK Mirza Ali Muhammed Bâb’ın (1819-1850) kurmuş olduğu bãtıl mezhep. Mirza Ali Muhammed 1819’da Şiraz’da doğdu. Necef’te Seyyid Ali Reştî (ö. 1843)’den ders aldı. Seyyid Ali Reştî, ona ölümünden sonra yerine geçecek halife olmasını ve Mehdî olarak ortaya çıkmasını telkin etti ve buna ikna etti. Mirza, davetini 1844 de Şiraz’da …

Devamını Oku »