Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar (Sayfa 21)

Kelimeler & Kavramlar

İspritizma (İspirtizma) / Ruh Çağırma Hakkında

RUH ÇAĞIRMA Gāibden haber vermeyle ilgili birçok yöntemden biri olan ruh çağırma (necromancy) ölen kimselerin ruhlarını büyü yoluyla çağırarak onlarla ilişki kurma metodudur. Ölen kimselerle bu şekilde haberleşmeye çalışmanın başlıca amacı bilinmeyen sebeplerin açığa çıkarılmasını sağlama veya olayların gelecekteki seyrini öğrenme isteğine dayanır. Ruhu çağrılan kişinin ölüm sebebi de araştırılan …

Devamını Oku »

İlâh ne demek?

İLÂH Kendisine ibadet edilen, her şeyden çok sevilen, tazim ve tesbih edilen mutlak varlık. Lügatta, örtünmek, gizlenmek, alışmak ve kulluk anlamında kullanılmakla beraber genelde ibadet edilen, tapınılan nesnelerin ortak adı olmuştur. Ancak İslâmiyet’in saf tevhid akîdesi, tapılacak, ibadet edilecek; kainatın ve eşyanın yaratıcısı ve yoktan var edicisi olarak sadece Allah’ı …

Devamını Oku »

İstişhad

İSTİŞHAD Şahit gösterme, şahitliğine başvurma, delil sayma, bir iddianın ispatı için delil ileri sürme. Şehit olma anlamında da kullanılır. “İstişhad için beni de celbettiler” sözünde şahid gösterme anlamında; “Hz. Hüseyin’in Kerbela’da İstişhadı” sözünde de şehit olma anlamında kullanılmıştır. Bir terim olarak “istişhad”, çeşitli ilimlere göre muhtelif şekillerde tanımlanmıştır. Said el-Efgani, …

Devamını Oku »

İktiran kavramı

İKTİRAN  Lügatte: Ulaşmak. Mukarin olmak. Yaklaşmak. Yetişmek. * İki şeyin bir arada gelmesi. İki nimetin aynı anda bulunması gibi… (İktiran tâbirinden anlaşılan: Bir şeyin zahirî sebebiyle o şeyin beraber görünmesidir. Meselâ bir bahçeye su vermek zahirî sebebi ile nebatların büyümesi; veya bir mürşidin irşadiyle hidayete ermenin bir zaman içinde beraber …

Devamını Oku »

Sebîlullah kavramı

SEBÎLULLAH Allah yolu. Fî edatı ile (fî sebîlillah) “Allah yolunda” anlamında, kendisine zekât verilmesi caiz olan bir sınıfı ifade eder. Bununla Allah yolunda cihad edenler kastedilir. Kur’ân-ı Kerîm’de, zekât verilecek sekiz sınıf bildirilirken; “Zekâtlar ancak fakirlerin, miskinlerin…, Allah yolunda cihad edenlerin ve yolcuların hakkıdır” (et-Tevbe, 9/60) buyurulur. Allah için savaşa …

Devamını Oku »

“Rab” ismi/kavramı

Rab, “bir şeyi safhalar hâlinde kemâle erdiren”, “karşılık beklemeden terbiye eden, besleyen, büyüten,” demektir. Terbiye, bir şeyin, bir ilk noktadan itibaren, kademeli olarak kemâle erdirilmesi ve son noktaya ulaştırılması demektir. Bütün âlemler için bu ilk nokta Nur-u Muhammedî (asv)’dir. Âlemlerin terbiyesi denilince hatırımıza, öncelikle, sema âlemi, arz âlemi, hava âlemi, su, toprak, ziya …

Devamını Oku »

Murâkabe ve İhsan

MURÂKABE Korku; denetleme, gözetleme, kontrol etme, kendi iç alemine bakma, dalıp kendinden geçme, devamlı gayeyi düşünme; kalp ile daima Allah’a bakma; kalbi kötülüklerden korumak için nefsi kontrol altında bulundurma; kişinin daima Rabbinin her halini bildiğini bilmesi; diz çöküp gözleri kapayıp herşeyi zihinden çıkararak hakkın ilhamına vesile olma, anlamında bir tasavvuf …

Devamını Oku »

İstiâze nedir?

İSTİÂZE Herhangi bir işe başlarken ve herhangi bir münasebetle “Euzü billahi mine’ş-Şeytani’r-racim”, yani; “Kovulmuş (iyilikten uzaklaştırılarak, lanetlenmiş) olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım ” cümlesini söylemek. Bir imtihan yeri olan bu dünya hayatında insanın en büyük düşmanı şeytandır. O, insanı aldatmak, doğru yoldan saptırmakla görevlidir. Bu görevini gerçekleştirmek için de gizli-açık …

Devamını Oku »

Ma’ruf nedir?

MA’RUF Arapça’da “aklın ve dinin hoş gördüğü şey, ihsan, iyilik” anlamına gelen kelime. Kökü; bilmek, idare etmek, tanımak manasındaki “a-ra-fe” sözcüğüdür. “Örf/Urf” kelimesiyle kökdeş olup asli manası bakımından da “örf olan şey” demektir. Kelime, Kur’an-ı Kerim’de 30’a yakın yerde kullanılmıştır. Kullanımın tamamına yakın bir kısmında harfi tarif almış olarak, “el-Ma’ruf” …

Devamını Oku »

Makam-ı Mahmud

MAKAM-I MAHMUD Övülen makam, ahirette Hz. Peygamber’e (s.a.s) verilecek olan makam. Bu makam onun önce bütün insanlara umumi; sonra da kendi ümmetine hususi surette şefaat edeceği makamın adıdır (Suyuti, el-Hasaisu’l-Kübra, Beyrut 1405/1985, II, 378). İmam Taberi’nin rivayet ettiği bir Hadiste Hz. Peygamber (s.a.s), Makam-ı Mahmud ümmetime şefaat edeceğim bir makamdır” …

Devamını Oku »

Ahlâk ve İnsaniyetin Tarifi

Ahlak, “hulk” kelimesinin çoğuludur. Hulk, tabiat ve seciye demektir, buna huy da denilmiştir. Bir ağaç bir çekirdeğin içerisinde, bir insan bir menî hayvancığın içerisinde ve bir tavuk yumurtanın içinde gizlenip sonra da tezahür ettiği gibi, insanın da bedeni içerisinde gizli ve yerleşmiş hakîkî bir heyet vardır. Bu gizli heyet, meleke, …

Devamını Oku »

“Hads-ı sâdık” ve “hiss-i kable’l-vuku” hakkında

“Hads-ı sâdık” ve “hiss-i kable’l-vuku” arasında nasıl bir fark vardır? Hads-ı Sâdık: Aklın başlıca iki seyri vardır: Fikir ve hads. Fikir, tedricidir; hedefe adım adım gidilir. Hads ise, şimşek gibi bir sür’at-i intikaldir; hedefe birden ulaşma söz konusudur. Mesela, yeni bir ilmi keşfe imza atacak bir zat, önce fikir ile yol alır. Araştırdığı sahada fikren derinleşir. Günler, aylar geçer, henüz …

Devamını Oku »

Vecîbe nedir?

VECÎBE Vâcib olan, gereken, yerine getirilmesi gereken borç hükmünde bulunan iş, boyun borcu. Arapça bir kelime olan vecibe, “vecebe” fiilinin mastarıdır. Vecibe ile vacib aynı kökten gelmektedirler. Vacib hakkında âlimlerin farklı yorumları vardır. Kelam açısından, mümkün anlamında kullanılmaktadır. Fıkıh ilmine göre vacib, yapılması gerekli; olan, farzdan sonra gelen ve terkedilmesi …

Devamını Oku »

Vahdet-i Kusud, Vahdet-i Şuhud, Vahdet-i Vücud ve Vahdet-i Mevcud Hakkında

VAHDET-İ KUSUD Tasavvufta insanın istek ve iradesini Allah’ın istek ve iradesi ile birleştirmesi. Tevhidin bir yorum biçimidir. İslam ilke ve kuralları ile çakışan bir tevdid ve vahdet anlayışını belirtir. Vahdet-i şuhud ve vahdet-i vücud anlayışını benimseyen mutasavvıflar tarafından halka ait bir vahdet anlayışı olarak kabul edilir. Mutasavvıflara göre vahdet-i kusud, …

Devamını Oku »

Şuf’a Hakkı nedir?

HAKKU’Ş-ŞUF’A Bir şeyi diğer bir şeye ilâve etmek. Satın alınan bir mülkü müşteriye, kaça mal oldu ise o miktar ile temellük etme hakkı. Satılan bir gayr-i menkulde ortaklık hissesi bulunan veya gayr-i menkule âit yol, sulama kanalı gibi şeylerde hakkı bulunan, ya da gayr-i menkule komşuluğu bulunan şahıs, bu özelliklerinden …

Devamını Oku »