Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar (Sayfa 22)

Kelimeler & Kavramlar

“Ruh” ve “Kalb” İlişkisi

“Ruh” ve “Kalb” Arasındaki Münasebet Nasıldır? Nasıl ki; Allah’ın isimlerinin ilk tezâhür ve tecelli merkezi arştır. Kalp de ruhun âdeta ilk tezâhür ve tecelli merkezi ve yeridir. Arş hakkında geçerli olan kâide, kalp hakkında da geçerlidir. Mahlûkat da Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinin ve sıfatlarının tezâhürü, mahlûkatın mâhiyet ve keyfiyetiyle yakından ilgilidir. Yani mahlukatın …

Devamını Oku »

Zarurî Kesim

ZARURÎ KESİM Kesilmesi imkânsız olan, kaçan, yakalanamayan bir hayvanı yaralamak suretiyle öldürmek veya ağır bir şekilde hasta olan bir hayvanı ölmeden önce kesmek demektir. Avlanan hayvanın aldığı yaradan hemen ölmesi de bu hükme girer. Kuyu gibi herhangi bir yere düşen ve çıkarılıp kesilmesi mümkün olmayan hayvanın herhangi bir yerinden yaralanması, …

Devamını Oku »

Tekke ve Zâviye nedir?

TEKKE İslam kültür tarihinde önemli yeri bulunan tekke, tasavvuf düşüncesinin, anlayış ve terbiyesinin derinleştirildiği ve halka takdim edildiği bir yerdir. Tekke (tekye), zaviye, hankâh, âsitane ve dergâh gibi isimler altında birbirinden hemen hemen farksız olan bu müesseselere insanlar, dünya hayatının çeşitli meşakkat ve sıkıntıları ile yorulan ruh ve bunalan gönüllerini …

Devamını Oku »

Zannî Farz nedir?

ZANNİ FARZ Zan; sanmak, sezmek, bir şeyi kesin olmaksızın bilmek ve inanmak demektir. Farz ise; sabit oluşu ve anlama delaleti kesin olan bir delile dayalı bulunan Allah ve Rasulünün emirlerini ifade eder. Zanni farz tamlaması Hanefi usul bilginlerince benimsenen “vacib”in karşılığı olarak kullanılmıştır. Hanefilere göre farz ile vacip şer’an eş …

Devamını Oku »

Vasat Ümmet

Dengeli ve Şahit Ümmet (…) “(Ey müslümanlar!) Böylece sizi vasat/dengeli (seçkin ve adaletli) bir ümmet kıldık ki insanlara karşı (adaletin örneği ve hakikatin) şahitler(i) olasınız ve Peygamber de sizin lehinizde şahit olsun…” (Bakara Suresi 143. ayet) Ayet-i kerimeyi anlama çabasına girdiğimizde, önce bazı kavramları ele almamız gerekir: Vasat/dengeli ümmet ve …

Devamını Oku »

Sabit ve Nisbî hakikatler

“Sabit hakikatler” ile “nispî hakikatler” arasındaki fark nedir? Hakaik-i Sâbite: Sabit ve değişmez olan her şey demektir. İnsan, koyun, çiçek, sıcak, cemâl ve benzeri gibi her bir esmâ da birer sâbit hakikattır. Zaten bütün sabit hakaik, Esmânın tecellisidir. Hakaik-i Nisbiye: Hakikatte varlığı olmayıp, bir başkasına nispet edilen demektir. Büyük-küçük, sağ-sol, ön-arka, üst-alt birer nisbî …

Devamını Oku »

Belvâ-i Âmme / Umumü’l-belvâ

BELVÂ-İ ÂMME (Umumü’l-belvâ) Belvâ, musibet, zahmet, ıztırap, meşakkat, güçlük gibi anlamlara gelir. Âmme, ise bütün, herkes, umûm demektir. Buna göre “belvâ-i âmme” herkesi kapsayan meşakkat ve güçlük demektir. Terim olarak belvâ-i âmme; kaçınılması güç, umûmun mübtela olduğu bir şey hakkında husûsî bir hüküm verilmesidir. Dinimiz kolaylık dinidir. Kur’an-ı Kerîm’de: “Allah …

Devamını Oku »

NUR CEMAATİ Mİ, RİSALE-İ NUR TALEBELERİ Mİ?

NUR CEMAATİ Mİ, RİSALE-İ NUR TALEBELERİ Mİ? ..Memleketimizde daha çok 1970’ten sonraları gruplaşmalar ve kutuplaşmalar arttığından ve dindarlar da siyasete girdiklerinden, dengeler bozulmuş ve hizibleşmeler artmıştır. O zamana kadar birlikte hareket eden “Ehl-i İman Cemaati” veya “İttihad-ı Ehli İman Cemaatı” vardır. O zamandan sonra her meslek hatta meşreb sahibi kendi …

Devamını Oku »

Kaside-i Bürde’ler

KASİDE-İ BÜRDE NEDİR? BÜRDE: (Ar.) Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbisedir. Tarihte iki kaside, “Kaside-i Bürde” ismiyle anılmaktadır. Birincisi; Ka’b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside “Kaside-i bürde” olarak tanınır. İstanbul Hırka-i Şerif Camiinde sergilenen …

Devamını Oku »

Takıyye nedir?

TAKİYYE Korunmak, gizlenmek, saklamak, ihtiyat tedbiri almak. Güçlü olan kâfirlerin karşısında can, mal, ırz, namus ve her türlü kutsal değerleri tehlike karşısında olan müslümanların, söz konusu olumsuz durumdan kendilerini kurtarmak ve zarara uğramamak için imanlarını gizlemelerini ifaden eden ve özellikle Şii Müslümanlarca benimsenen ilke. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde çok …

Devamını Oku »

Lâfız nedir?

LAFIZ / LAFZ Kelime, aksan, söyleme, atma, atılan şey, kelam, söylenilen. Ayet ve hadislerin anlamlı terim ve sözcükleri ifade eden bir fıkıh usulü terimi. Kur’an-ı Kerim’de lafzın sözlük anlamı şöyle ifade edilir: “Hatırla ki insanın hem sağında, hem solunda oturan onun amellerini tesbit etmekte olan iki de melek vardır. O …

Devamını Oku »

Psodologi: Oryantalizm

Oryantalistler getto zekânın çocuklarıdırlar. Emperyalist Batı hem insanı öldürdü, hem de ilimleri bayağılaştırıp, gettolaştırdı. Sonsuz mekanlardaki pınar tazeliğini, kristal, billur örgünün mana ve rayihasından haberi yoktur. Tekniğine gelince, ufukta ve istikbalde ölümün nefesi kokuyor. Batı tekniğinin yüzde yüz bir “Epimetos” olduğunun, Batı’da da farkında olan ciddi ilim adamları ve düşünürleri …

Devamını Oku »

Velâ ve Berâ nedir?

El Vela vel Bera nedir? Akidemizde nasıl uygulanır? Kafirlere davranışımız bu akide nisbetinde nasıl olur? Vela kelimesi lügatte, sevmek, dostluk göstermek, yardım etmek, iki şey arasında tercihte bulunmak, müttefik olmak ve arkadaşlık yapmak manalarına gelmektedir. Bera kelimesi lügatte, beri olmak, uzaklaşmak, mesafeli durmak gibi manalara gelmektedir. Vela kelimesinin tam zıddıdır. Yani sevmemek, …

Devamını Oku »

Takva, Vera’, Zühd, Zâhid

TAKVA kavramı için tıklayınız ☆☆☆ VERA’ Takvâ, sakınma, korunma, günahtan hassasiyetle kaçma ve korkma, haramlar bir tarafa, şüpheli olan şeylerden, mâlâyânî ve boş şeylerden uzak kalma. Vera’, kısaca “dînî hükümlere riayette titizlik” manasına gelir. Vera’, hayırlı ve övgüye değer amellere sarılıp, geçici dünya hevesi peşinde koşmayı terketmeyi gerektirir. Yine vera’, …

Devamını Oku »

Tembellik, Tenperverlik, Vazifedarlık

Yazar: Arif Emre Gündüz  Tembellik İnsanın en büyük tabiî düşmanlarından cinnî şeytan diye vasıflandırılan, bildiğimiz şeytanın haricinde insî şeytan diye vasıflandırılan ve cinnî şeytandan hiç de geri kalır yanı olmayan bir düşmanımız daha var. Bu düşmanlarımızı kimi zaman dost bile zannedebiliyoruz. O sebeple özellikle içinde bulunduğumuz bu âhir zamanda, insî …

Devamını Oku »