Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar (Sayfa 32)

Kelimeler & Kavramlar

Kelâmullah’da İstifham-ı İnkârî Üslûbu

Rahmân Sûresi’nde 31 defa tekrar edilen “Rabbinizin ni‘metlerinden hangisini ya­lan­larsınız?” âyetiyle Rabbimiz olan Allah’dan başka bir Mün’îm (nimet verici), bir Muhsîn (ihsan edici), bir Mükrîm (ikram edici) olmadığı ve olamayacağı, cinler ve insanlara nimetleri verenin yalnız ve yalnız Allah olduğu, nimeti göndereni tanımayıp yalanlayanların pek büyük bir küfranda bulunduğu, istifhâm-ı …

Devamını Oku »

Kur’ân’ın i’cazıyla ilgili kavramlar

İ’câz-ı Kur’ân’la Alâkalı Istılahlar 1. BELÂGAT: Sözlükte, varmak ve hedefe ulaşmak, idrak etti, kâfi geldi, te’kidde son hadde vardı mânâsına gelir. Her şeyden önce maâni, beyân, bedi’ ve bunlarla ilgili diğer bütün özellikleri içine alan bir ilmin adıdır. Istılah olarak belâgat: Muktezâ-yı hale uygun söz söylemeye denir. 2. FESÂHAT: Sözlükte; açık …

Devamını Oku »

Tarih okuyarak veya siyaseti takip ederek tefekkür edebilir miyiz?

“Afaki tefekkür” içerisine tarih ve siyaset dahil midir? Yani tarih okuyarak veya siyaseti takip ederek tefekkür edebilir miyiz? Allah’ın isim ve sıfatları ile meydana gelen hadiseler arasında ilişki var mıdır? Tarihi, siyasi ve sosyal hadiselere tahkiki iman ve tefekkür nazarı ile bakabilirsek, bu bizim için manevi bir kazanım olabilir. Ama …

Devamını Oku »

Tabiatta Cârî Kanun/Kuva/Nâmus Meselesi: Güncel Arkaplan

TABİATTA CÂRÎ KANUN/KUVA MESELESİ: GÜNCEL ARKA PLAN Nokta Risalesi’nde geçen Kanun/Kuva/Namus meseleleri hakkında derin anlamayı hedefleyen ehemmiyetli bulduğum bir sualin cevabını okuyacaksınız. Fakat bu sualin hakkını vermek esasında beni aşmaktadır; ancak fizik ilmi açısından mevzuun vuzuha kavuşmasına vesile olacak bir arka plan sunmaya çalışacağım. Üstadın zamanındaki fizik bu terimleri hangi …

Devamını Oku »

Asfiya ve muhakkik ne demektir, aralarındaki fark nedir?

Asfiya ve muhakkik ne demektir, aralarındaki fark nedir?  Asfiya kelimesi, “Safa-Yesfu” fiilinden gelen “Feîl” kalıbındaki “Safîy” kelimesinin çoğuludur.  Bu kök harflerinden türemiş olan kelimelerin anlam bakımından ortak paydası, “saf, halis, katıksız, süzülmüş, üstün, seçkin” gibi manalarıdır.  Kur’an-ı Kerim’de özellikle bu kökten türeyen “Istıfa” kavramı kullanılmıştır. Şu ayetler birer misal olarak …

Devamını Oku »

Rüyalarımız hakkında

Hemen herkes, her gece rüya görür. Bu rüyaların bir kısmı, karma karışık şeylerdir. Bir kısmı, günlük olayların rüyaya yansımasıdır. Bir kısmı da, daha önceden hiç düşünülmeyen, hayal edilmeyen şeylerin görülmesidir. Gördüğümüz rüyaları kaynakları bakımından üç grubta toplayabiliriz: 1. Nefsanî Rüyalar. 2. Şeytanî Rüyalar. 3. Rahmanî Rüyalar. Bunlardan nefsanî rüya, ya …

Devamını Oku »

Vakar, vakarlı olma ve tevazu hakkında

Vakar / vakarlı olma, tevazu / mütevazi olma nedir; açıklar mısınız? Vakar: Ağırbaşlılık demektir. Vakar, kişinin bulunduğu makamına uygun bir ciddiyet göstermesi, hafif meşrep olmaması, ağırbaşlı olma, temkinli davranma, mevki ve kişiliğin gereğini hakkı ile koruma gibi manlara gelir. Halk arasında ağırbaşlılık olarak bilinen vakar, sahibine hürmet duyguları kazandıran bir …

Devamını Oku »

Eyvallah Üzerine / M. Fatih ÇITLAK

 Kültürlerin ortaya çıkışında dilin etkisi aksi iddia edilmeyecek bir  gerçektir. Lisan ile sembolize edilen sözler, kelimeler, kavramlar; maddi ve manevi birikimin seviyesini, kalitesini ortaya çıkarır. Ve yine hiç şüphesiz sözcüklerin yüklendiği manayı kavramak, o lisanın mefkûresini ve  ıstılahatını anlamaktan geçmektedir. Bu anlayıştan tecrit edilerek sarf edilen terimler ya kısır ifadelerde …

Devamını Oku »

“Kudret-i İlâhiye Zâtiyedir” Ne Demek?

KUDRET-İ İLAHİYE ZATİYEDİR Sual: 29. Söz’deki şu cümleyi izah eder misiniz? “Bir şey zâtî olsa, onun zıddı o zâta ârız olamaz. Çünkü içtimaü’z-zıddeyn olur; o da muhâldir. İşte bu sırra binaen, madem kudret-i İlâhiye zâtiyedir ve Zât-ı Akdesin lâzım-ı zarurîsidir. Elbette, o kudretin zıddı olan acz, o Zât-ı Kadîre ârız …

Devamını Oku »

Kur’an’da takva üç mertebede ifade buyrulmuştur

Takva, korkma, sakınma, Allah korkusuyla günahtan kaçınmakta, Allah’ın emir ve yasaklarına uymakta titizlik gösterme. Allah’ın himâyesine girmek, emrini tutup azabından korunma anlamında Kur’anî bir terimdir. Bu şekilde titiz davranan insana, “muttaki” denir. (Rağıb el-İsfahânî, el-Müfredât) Kur’an’da takva üç mertebede ifade buyrulmuştur: 1- Ebedî olarak Cehennem azabında kalmamak için, imân edip …

Devamını Oku »

Türkler Kahve ile Tanışmadan Önce ‘Kahverengi’ye Ne Derlerdi?

Türkler Kahve ile Tanışmadan Evvel ‘Kahverengi’ye Ne Derlerdi? Renk adları yönünden Türkçe son derece zengin bir dildir. ‘Kahverengi’ diye adlandırdığımız rengin isimlendirmesinin ise Türk kültüründe ilginç bir seyrüseferi var. Buna dair bir yazıyı internette ‘kahveolog’ blogundan alıntılıyoruz. Renk adları yönünden Türkçe son derece zengin bir dildir. Örneğin renk bildiren sıfatlar …

Devamını Oku »

‘Kitab-ı Samedaniye’ kavramı

Soru: On Yedinci Söz’de ve sair risalelerde geçen “Kitab-ı Samedaniye’yi” açıklar mısınız? Cevabımız: Samed; Allah’ın bir ismi olup, mana olarak“her şeyin kendisine muhtaç olduğu halde, kendisi hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan Allah” demektir. Kainatın ve insanın bu isme nispet edilip ayna olmasında ince bir nükte vardır, o …

Devamını Oku »

“Kevkeb-i Dürri Elması”nın sırrı

Kevkeb-i Dürri Elması’nın “sırlı hikâyesi” Hicaz Bölgesi’nin son Osmanlı Paşası, Fahrettin Paşa’nın İstanbul’a gönderdiği hazine içinde bulunan Kevkeb-i Dürri Elması’nın hikayesini biliyor musunuz? Son derece dindar olan Sultan I. Ahmed, pek çok Osmanlı padişahı gibi Mekke ve Medine’de önemli onarımlar yaptırmış, Hz. Muhammed’in (sas) kabrine ve Kâbe’ye paha biçilmez hediyeler …

Devamını Oku »

İstiğase ve tevessül

İSTİĞÂSE (Himmet / Yardım İstemek) İstiğase ayrı, vesile ayrı bir şeydir. İstiğase yardım istemek anlamını ifade eder. Vesile ise gayeye vasıta olan şeydir. Güneş ve ay gibi hizmeti çok da olsa, Ka’be ve Hacerü’l-esved gibi mukaddes de olsa cansız veya zevilukul olmayan bir mahluktan istiğase etmek caiz değildir. Zevilukul (akıl …

Devamını Oku »

Emri Ma’ruf ve Nehyi Münker / Ebubekir Sifil

Elbette bu çerçevede herkesin, gücü, etkinliği ve konumu ile orantılı bir sorumluluğu vardır. Burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta, bu temel görevin “çoğulculuk”, “hoşgörü”, “herkesi kendi konumunda saygıya değer bulma” gibi yaldızlı sloganlara kurban edildiği vakıasıdır. Emri Ma’ruf ve Nehyi Münker Mü’min, yeryüzünde Allah Teala’nın iradesini temsil eden kimsedir. Bu …

Devamını Oku »