Ana Sayfa / Uncategorized (Sayfa 34)

Uncategorized

Işığı Utandırmak / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI IŞIĞI UTANDIRMAK Çocukluk yıllarımın acı-tatlı hatıralarına ışık tutan, 7 numara, 14 numara gazyağı lambalı geceler hatırlarım… Ardından gazyağı ve tüpgaz ile çalışan “lüx”ler girdi hayatımıza, hanelerimize ve hatıralarımıza. Gazyağlı lamba ışığının az geldiği, hatırlı misafirler ve hatırlı muhabbetler esnasında bu lüxler yakılır, …

Devamını Oku »

Şahıs Merkezli Okumak / Prof. Dr. Mehmet Görmez

ŞAHIS MERKEZLİ OKUMAK/Prof. Dr. Mehmet Görmez* Adını okuma fiilinden alan Kur’an’ın ilk kelimesinin imana, ahlâka ve ibadete değil de okumaya dair olmasının oldukça düşündürücü olduğu muhakkaktır. Ancak okuma fiilinin etrafında yer alan kelime ve kavramların, okumanın iman, ibadet ve ahlâktan bağımsız bir eylem sayılamayacağına işaret ettiği de bilinmelidir. Kur’an, bu …

Devamını Oku »

Vedûd ismi üzerine

İSM-İ VEDÛD – 1 “Kâinat kalbindeki ciddî aşk, bir Maşuk-u Lâyezâlî’yi gösterir” Arapça’da sevgi, meveddet ve muhabbet yada vüdd ve hubb kelimeleriyle ifade edilir. Vedûd, “sevgi” anlamına gelen “mevedde” ve “vüdd” mastarından gelir. Fa’ûl kalıbı, hem ism-i fail hem de ism-i mef’ul mânâsına geldiği için, bu kalıpta gelen Vedûd da …

Devamını Oku »

Tenasuh (reenkarnasyon), bâtıl bir inançtır (2) / İsmail AKSOY

İsmail AKSOY Tenasuh (reenkarnasyon), bâtıl bir inançtır (2) Her bir ruhta inkişaf kabiliyeti vardır.İnsanda bütün Firavunların, Nemrudların bir örneği olduğu gibi; peygamberler başta olmak üzere kâmil insanların da bir örneği insanda vardır. Söz gelimi adam diyor ki, “ben peygamber oldum.” Halbuki o adam peygamber olmamıştır, olması da mümkün değildir. İnsandaki …

Devamını Oku »

Erkekler hem ağlar hem hisseder / Mine İZGİ

Erkekler hem ağlar hem hisseder “Gelir bir, gider bir bir, kalır Bir,Gelen gider, giden gelmez bu bir sır…” Bu sırrı anlamak için akıl sahibi olmak yetmez, bir o kadar hisseden bir kalbe, iman eden bir gönle ve amele eden bir bedene ihtiyaç vardır. Yoksa hayat denen bu dehlizde körler ve …

Devamını Oku »

Tağşiş ve Duman / Nurettin ŞÖY

Elmas Kılınç _Nurettin ŞÖY_ TAĞŞİŞ VE DUMAN Günümüzün kanayan yarası olan ve de kanamaya devam eden, üzeri kabuk tutmayacak gibi gözüken, insanların tefrikaya düşerek kendi nancından, siyasetinden, takımından olmayan insanlara karşı olan tahammülsüzlükleri, hazımsızlıkları, hoşgörüsüzlükleri ve ellerinden gelse bir diğerine hayat hakkı tanımayacak kadar kin ve nefret söylemleri içerisinde hayat …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Said Nursi / Ali BULAÇ

Ali BULAÇ Bediüzzaman Said Nursi Herkes Bediüzzaman Said Nursi’de kendince ilginç bir taraf bulur. Beni her zaman kendisine hayran bırakan tarafı onun o akıl almaz analitik zihni ve İslam’a duyduğu özgüvendir. İslam bilginlerinden İmam Gazali’de ve Fahruddin Razi’de de benzer analizci yöntem ve özgüvenin başarıyla kullanıldığını görüyoruz. Bediüzzaman da bir …

Devamını Oku »

Tenasuh (reenkarnasyon), bâtıl bir inançtır (1) / İsmail AKSOY

İsmail AKSOY Tenasuh (reenkarnasyon), bâtıl bir inançtır (1) Öteden beri insanların kafasını kurcalayan tenasuh meselesi, zihinleri bulandırmaya devam etmektedir.Üzerinde pek çok yazı yazılan, tartışılan, hatta mesnetsiz ithamlara sebebiyet veren bu meselenin hakikatını anlamak durumundayız. Tenasuh nedir peki? Şimdilik kısa bir açıklamadan sonra, konunun daha iyi anlaşılması açısında yazımıza bir mukaddime …

Devamını Oku »

Mesnevi’de Hz. Muhammed (sav)/ Prof.Dr. Hayreddin Karaman

Mesnevi’de Hz. Muhammed (sav)/Prof.Dr. Hayreddin Karaman Giriş İslâm tasavvuf tarihinde varlığın mahiyetini açıklama konusunda iki farklı çizgi ortaya çıkmıştır: Vahdet-i vücud (tevhîd-i vücûdî), vahdet-i şühûd (tevhîd-i şühûdî. Muhyiddin b. Arabî, Mevlânâ Celaleddîn Rûmî, Yûnus Emre gibi büyük tasavvuf ricalinin üzerinde yürüdükleri vahdet-i vücud çizgisine göre Allah’tan başka var olan bir …

Devamını Oku »

Hâfız Ali Bir Yıldız / Mustafa ORAL

Mustafa ORAL mustafaoral74@hotmail.com Hâfız Ali Bir Yıldız Yatar Yıldızlar İçre Denizli Mezarlığında Hayat dört duvarlı bir zindandı. Duvarlar üstüme üstüme geliyor, dünya daraldıkça daralıyordu. Ben daralıyordum. Ben darılıyordum dünyaya. Bir anlık öfkeydi; kendimi kaybetmiştim. Olanlar olmuştu. Kendime geldiğimde artık çok geçti. Zira gerçekten dünya bana zindan olmuştu. Zindan karanlığı bulaşıcıydı. …

Devamını Oku »

Medresetü’z-Zehrâ: Üniversite projesi mi, medeniyet projeksiyonu mu? / Yusuf KAPLAN

Yusuf KAPLAN Medresetü’z-Zehrâ: Üniversite projesi mi, medeniyet projeksiyonu mu? Önce rahatımızı kaçıracak birkaç önemli soru sormamız gerekiyor:Bediüzzaman Hazretleri, ne zaman yaşamıştı? Bediüzzaman’ın ne zaman, hangi zaman aralığında, nasıl bir zamanda yaşadığını bihakkınbildiğimizden pek emin değilim; o yüzden, ilk bakışta şaşırtıcı gelebilecek böylesi bir soru soruyorum. Bu sorunun cevabı, biraz da ikinci soracağım …

Devamını Oku »

Hindistan’daki kavga Risale-i Nur sayesinde durdu

Hindistan’daki kavga Risale-i Nur ile durdu Kara, Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili notları da köşesine taşıdı Geçtiğimiz ay Hindistan’a giden Sivasın Sesi sitesinin yazarı Mehmet Kara, Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili notları da köşesine taşıdı. Hindistanlı ilim adamlarının görüşlerine yer veren Kara’nın notları şöyle: Darul Huda İslam Üniversitesi’nin hocaları ve …

Devamını Oku »

Üstad’ın Karadağ’daki çam ağacı hangisi?

  Kısaca Veli Işık Kalyoncu’yu tanıyalım: Veli Işık Kalyoncu, 1936 Kastamonu-Tosya doğumlu. 1961 Ankara İlâhiyat Fakültesi mezunu. Emekli öğretmen. Şimdi Bursa’da ikâmet etmektedir. Kendisini evinde ziyaret ettim. Hz. Üstad’a ziyaretleri var… El’an aktif olarak nur hizmetlerinin içindedir, faaldir. Veli ağabey Kastamonu’da Mehmed Feyzi Pamukçu ağabeyin tedrisinden geçmiş ve lise yıllarında …

Devamını Oku »

Oh! Tehlike Geçti… / Ubeydullah GARİB

KABARCIK Ubeydullah GARİB Oh! Tehlike Geçti… Bulunduğum beldeye doğru yaklaşmakta olan bir kasırga haberiyle karşı karşıya kalsam; Önce haberin doğruluğuna; Sonra da haber kaynağının güvenilirliğine bakarım. Kasırga uyarısı, yetkili ve güvenilir kişiler tarafından yapılmışsa, oyalanmadan korunma tedbirlerini almaya girişirim. Malum, böylesi bir felakette, bazen dakikalar, hatta saniyeler önem kazanır. Bir …

Devamını Oku »

Arnavutoğlu Ali Pehlivan

Arnavutoğlu Ali Pehlivan Hayatı boyunca hiç yenilmeyen cihan pehlivanı Arnavutoğlu Ali, 1825 yılında Kastamonu’da doğdu. “Arnavut” denmesi, küçük yaşlarında bir süre Rumeli’de şekercilik.yapması (yahut siması) dolayısıyladır. Küçük yaşlarda karakucak ve yağlı güreşler yapıp memleketinde şöhret kazandı. Bilâhere İstanbul’a gitti. Güreşe meraklı ve kendisi de iyi pehlivan olan Sultan Abdülaziz, daha …

Devamını Oku »