Ana Sayfa / Yazarlar / Cehennem Olmasaydı Olmaz mıydı?

Cehennem Olmasaydı Olmaz mıydı?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

SORU; ‘-Cehennem olmasaydı, olmaz mıydı?..’
-Cehennemin yaratılışı rahmete münafi değil mi?..
– Cehennem dünyanın altında m?..Yoksa başka bir alemde mi ?..- sorularına cevabımız nasıl olmalı?..

-CEHENNEM OLMASAYDI, olmaz mıydı?..-

Adamın biri alacak davasından dolayı, köyünden şehre gelmiş, birine; Hakîm’in yerini sormuş;
Şehirli,
‘-bizim şehirde Mahpus yok’ demiş,
Adam “-ben mahpusu değil, Hakîm’i sordum,” demiş!..
Şehirli ben de zaten cevap veriyorum demiş,
“-Bak şu karşıdaki babasını kesti, şu uzun boylu, yüzlerce ev soydu, şu şişman göz göre göre nice insanların hakkını yedi!..,
-Eğer Hakim olsa bu suçlar cezasız kalır mıydı, bunlara bir mahpus yapar içine atardı!..”
Demiş.

“Ben gizli bir hazine idim; bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” (Acluni, Keşfü’l-Hafa, II/132)

Hadis-i Kutsi’nin hakikatince,
Alemlerin Rabbi, ANCAK Ahirette mümkün olan,

Her bir Esma’sında olduğu gibi,
ADL ismi’nin hakiki tecellilerin de de bilinmek ister!..

“Evet, hiç mümkün müdür ki,
bu şeyleri böyle hilâf-ı hakikat yapmakla, kendi evsaf-ı hakikiyesi olan
Hakîm, Kerîm, Âdil, Rahîmin zıtlarıyla-hâşâ, sümme hâşâ-
muttasıf gösterip hikmet ve keremine,
adl ve rahmetine delâlet eden bütün kâinatın hakaikını tekzip etsin,
bütün mevcudatın şehadetlerini reddetsin, bütün masnuatın delâletlerini iptal etsin?.”
(10.söz)

“Hem hiç kabil midir ki,
o Zât-ı Hakîm, şu insanı bütün mahlûkat içinde kendine küllî muhatap
ve cami bir ayna yapıp bütün hazâin-i rahmetinin müştemilâtını ona tattırsın,
hem tarttırsın, hem tanıttırsın,
kendini bütün esmâsıyla ona bildirsin,
onu sevsin ve sevdirsin;
sonra, o biçare insanı o ebedî memleketine göndermesin,
o daimî saadetgâha davet edip mes’ut etmesin?..”
(10.söz)

ADL İSMİ’NİN ADALETİNİN GEREĞİ OLAN
MÜKAFAT VE MÜCAZATI TAKDİR ETMESİN, MÜMKÜN DEĞİL!..

“Madem bir kısım hatalar,
unsurları ve arzı hiddete getirecek derecede bir şümullü isyandır
ve çok mahlûkatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür.
Elbette, o cinayetin fevkalâde çirkinliğini göstermek için,
koca bir unsura, küllî vazifesi içinde,
“Onları terbiye et” diye emir verilmesi
ayn-ı hikmettir ve adalettir ve mazlumlara ayn-ı rahmettir.”(14.söz)

“Elbette öyle münkirler için, “Yaşasın Cehennem!” dememiz lâzım!..”(15.Şua)

-CEHENNEMİN YARATILIŞI RAHMETE MÜNAFİ DEĞİL Mİ?..-

“Ekseriya zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar!..
Demek bir Mahkeme-i Kübrâya bırakılıyor, tehir ediliyor!..
Yoksa bakılmıyor değil!..
Bazan dünyada dahi ceza verir.
Kurûn-u sâlifede cereyan eden âsi ve mütemerrid kavimlere gelen azaplar gösteriyor ki,
insan başıboş değil; bir celâl ve gayret sillesine her vakit maruzdur!..” (10.söz)

“Nev-i insanın üçten birisini teşkil eden gençler,
hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp,
cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler,
âhiret imanını kaybetseler ve Cehennem azabını tahattur etmezlerse,
hayat-ı içtimaiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır.” (11. Şua)
“Bazı, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini mahveder ve bu gibi, hapiste dört beş sene azap çeker, canavar bir hayvan hükmüne geçer.”
“Eğer iman-ı âhiret onun imdadına gelse, çabuk aklını başına alır. “Gerçi hükümet hafiyeleri beni görmüyorlar ve ben onlardan saklanabilirim.” (11. Şua)
“Fakat Cehennem gibi bir zindanı bulunan bir Padişah-ı Zülcelâlin melâikeleri beni görüyorlar ve fenalıklarımı kaydediyorlar.”
“Ben başıboş değilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar ve zayıf olacağım, diye, birden, zulmen tecavüz etmek istediği adamlara karşı bir şefkat, bir hürmet hissetmeye başlar.”(11. Şua)
“Çocuklara der: “Cennet var, haylazlığı bırak.” Kur’ân dersiyle temkin verir.” –
“Gençlere der: “Cehennem var, sarhoşluğu bırak. Aklı başlarına getirir. .”
“Zâlime der: “Şiddetli azap var, tokat yiyeceksin.” Adalete başını eğdirir. .”
İhtiyarlara der: “Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimî bir uhrevî saadet ve taze, bâki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmaya çalış.” Ağlamasını gülmeye çevirir.”(11.Şua)
“Cehennem fikri, geçmiş iman meyvelerinin lezzetlerini korkusuyla kaçırmıyor. Çünkü, hadsiz rahmet-i Rabbâniye, o korkan adama der: “Bana gel, tevbe kapısıyla gir. Tâ Cehennemin vücudu, değil korkutmak, belki sana Cennetin lezzetlerini tam bildirsin ve senin ve hukuklarına tecavüz edilen hadsiz mahlûkatın intikamlarını alsın, sizi keyiflendirsin.”
(11.Şua)
39. İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.
40. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?..
41. Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.
42. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?..
43. İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.
44. Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.(Rahman suresi-)
“Çünkü Cehennem olmazsa Cennet de olmaz.
Herşey senin küfrünle ademe düşer.
Evet, Cehennem ise,
hayr-ı mahz olan daire-i vücudun Hâkim-i ZülCelâl’in hakîmâne
ve âdilâne bir hapishane vazifesini gören dehşetli ve Celâlli bir mevcut ülkesidir.” (11.Şua)

-CEHENNEM DÜNYANIN ALTINDA MI BAŞKA BİR ALEMDE Mİ ?..-
ÜÇÜNCÜ SUAL: Cehennem nerededir?
Elcevap: “De ki: İlim ancak Allah katındadır.” (Mülk Sûresi, 67:26.)
“Gaybı Allah’tan başkası bilmez.” (Neml Sûresi, 27:65)
bazı rivâyatla, “tahte’l-arz”-yeraltında- denilmiştir.
(Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1:281; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:568.)
Risale-i Nur’un başka yerlerindede beyan edildiği gibi dünya ,
bir yıllık dönüşünde, ileride haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor
Cehennem ise, arzın o çizdiği dairenin altındadır demektir.
Görünmemeleri ve hissedilmemeleri, perdeli ve nursuz ateş olduğu içindir.” (1.mektup)

“Küre-i arzın seyahat ettiği mesafe-i azîmede pek çok mahlûkat var ki, nursuz oldukları için görünmezler
Kamer,
nuru çekildikçe vücudunu kaybettiği gibi,
nursuz çok küreler, mahlûklar, gözümüzün önünde olup göremiyoruz.” (1.mektup)

“Cehennem ikidir. Biri suğrâ( küçük), biri kübrâ(büyük)dır.
İleride, suğrâ kübrâya inkılâp edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi,
ileride ondan bir menzil olur.” (1.mektup)

“Cehennem-i Suğrâ, yerin altında, yani merkezindedir.
Kürenin altı, merkezidir
İlm-i tabakatü’l-arzca malûmdur ki, ekseriya her otuz üç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder.

İlm-i tabakatü’l-arzca malûmdur ki, ekseriya her otuz üç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder. “ (1.mektup)

“Efendimiz, ﷺ Şu Cehennem-i Suğrâ, Cehennem-i Kübrâya ait çok vezâifi,
dünyada ve âlem-i berzahta görmüş ve ehâdislerle işaret etmiştir.

Âlem-i âhirette, küre-i arz nasıl ki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre döker.

Öyle de, içindeki Cehennem-i Suğrâyı dahi, Cehennem-i Kübrâya emr-i İlâhî ile teslim eder.” (1.mektup)

“Hem perde-i gayb içindeki âlem-i âhirete ait menzilleri
dünya gözümüzle görmek ve göstermek için,
ya kâinatı küçültüp iki vilâyet derecesine getirmeli,
veyahut gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalı ki,
yerlerini görüp tayin edelim.” (1.mektup)

“Muhakkak ki gaybı Allah’tan başka kimse bilemez.”
Âhiret âlemine ait menziller bu dünyevî gözümüzle görülmez.

Fakat, bazı rivâyâtın işârâtıyla,
âhiretteki Cehennem bu dünyamızla münasebettardır. (1.mektup)
Yazın şiddet-i hararetine
“Muhakkak ki yaz sıcağının şiddeti Cehennem sıcağındandır.”
Buharî, Mevâkît: 9, 10- denilmiştir.”(1.mektup)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Ölüm Ölmez; Aldandınız!

Yeter artık yanıldınız Her konuda yanılttınız Size verdiği akılla Yaradan'la yarıştınız Ana sütüne gerek yok …

Kapat