Ana Sayfa / Yazarlar / Cennet Nasıl Bir Yerdir?

Cennet Nasıl Bir Yerdir?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

CENNET NASIL BİR YERDİR?

Cennet’i en iyi cennet’i yapan, yaratan tarif eder. Allah kullarının cehenneme girmelerini istemediği için, kullarını cennet’e teşvik için cennetin bütün güzelliklerini en güzel şekilde anlatmaktadır. Şimdi Kur’anı Kerim’deki cennetle ilgili ayetlere bir göz gezdirelim.
1.3.4.2.1. Cennetle ilgili ayetler.

“Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Nisa:4/13)
“Rablerinden korkup sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Onun da oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki: “Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin.” (Zümer:39/73)

“Ki melekler, güzellikle canlarını aldıklarında: “Selam size” derler. “Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere cennete girin.” (Nahl:16/ 32)

“Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ‘parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?” (Muhammed:47/15)

“Astarları, ağır işlenmiş atlastan yataklar üzerinde yaslanırlar. İki cennetin de meyve devşirmesi (oradakilere) yakın (kolay)dır.” (Rahman:55/54)

“İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, ‘ne sıcak ne soğuk, tam kararında gölgeliğe’ sokacağız. “(Nisa:4/57)

“Alabildiğine yemyeşildirler.” (Rahman:55/64)

“İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.” (Ankebut:29/58)

“Orada tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler. “ (İnsan:76/13)
“Özenle işlenmiş mücevher tahtlar üzerindedirler.” (Vakıa:56/15)
“Birbirlerine karşı, tahtlar üzerinde (otururlar).” (Saffat:37/44)

“Hiç şüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler; oradaki elbiseleri ipek(ten)tir. “ (Hac:22/23)

“Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir. Arzulayıp seçecekleri meyveler, canlarının çektiği kuş eti.” (Vakıa:56/18-21)

“Yüklü dalları bükülmüş kiraz (ağaçları), üst üste dizili meyveleri sarkmış muz ağaçları.” (Vakıa:56/28-29)

“Nice bahçeler ve üzüm bağları.” (Nebe:78/32)

“İçlerinde (her türden) meyve, eşsiz hurma ve eşsiz nar vardır.” (Rahman:55/ 68)

“Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.” (Zuhruf:43/71)

“Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar.” (Hicr:15/47)

“İçinde, ne ‘boş ve saçma bir söz’ işitirler, ne bir yalan.” (Nebe:78/35)
“Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi; burada bize bir yorgunluk dokunmaz ve burada bize bir bıkkınlık da dokunmaz.” (Fatır:35/35)

“Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.” (Saffat:37/48)

“Ve iri gözlü huriler, Sanki saklı inciler gibi.” (Vakıa:56/22-23)

“Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır. Şu hâlde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Otağlar içinde korunmuş huri kadınlar.” (Rahman:55/70-72)
1.3.4.2.2. Cennetle ilgili hadisler

Bir hadis-i şerifte: “Cennetin gümüş ve âltın kerpiçten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refâh içinde, üzüntüsüz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gençliklerinin yok olmayacağını ifade eder.” (et-Tâc, aynı yer).

Bir hadis-i şerifte:”Allah Teâla Hazretleri ferman etti ki: “Ben Azimu’ş-Şan, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım.”

Bir hadis-i şerifte:”Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır.” (Tirmizi, Cennet 11)

Bir hadis-i şerifte:”Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlûkatın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler: “Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz!

Bir hadis-i şerifte: “Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz! Rabb’imizden razıyız, mükedder olmayız! Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu!”(Tirmizi, Cennet 24)

Bir hadis-i şerifte: “Bir kerpici gümüşten, bir kerpici altından, harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za’ferandır…” buyurdu.”(Tirmizi 2646)

Bir hadis-i şerifte: “Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginler alıkonulmuşlardı…” (Bkz. BUHARİ, Sahih-i Buhari ve Tercümesi, 1987:6456)

Bir hadis-i şerifte: “Cennet ehli cennete kılsız, tüysüz, yaratılıştan sürmeli, otuz veya otuz üç yaşında olarak gireceklerdir.”(Tirmizi 2669)

Bir hadis-i şerifte: “Cennetin meyvesindan koparınca, yerine yenisi biter.“(Ramuz el-Ehadis-1, s. 98/9)

Bir hadis-i şerifte:”Cennette senin canın kuş isteyecek. Hemen kızartılmış olarak önüne getirilip konacaktır. “(Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 414/10123)

Bir hadis-i şerifte:”Eğer cennet ehli kadınlarından bir kadın yer ehline görünseydi, dünyayı ve içindekileri aydınlığa boğar ve ikisinin arasını da güzel koku ile doldururdu…” (Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 409/10095)

Dünyanın bin sene mesudâne hayatı, cennet hayatının bir saatına karşılık gelmiyor. Yani dünyada bin sene ömrünüz olsa; dağlar, taşlar, kurtlar, kuşlar, bütün insanlar, bütün hayvanlar emrinizde, böyle bir vaziyette; dünyada bin sene yaşasanız, bu bin senede aldığınız zevk ve lezzet; cennet hayatının bir saatine karşılık gelmiyor.

İşte kazandığımızda cenneti kazandıracak, cehennemden kurtaracak; kaybettiğimizde cenneti kaybettirecek, cehennemi kazandıracak sınav elbette en büyük sınavdır.

Ölümsüz bir hayat yaşayacağınız ahirette mekanınız Cennet olması duası ve dileğiyle.

***

DÜNYA İLE CENNET ARASINDA FARK NEDİR?

Bir şeker fabrikasında bir taraftan hammadde olarak şeker pancarı veriliyor, diğer taraftan ürün olarak şeker çıkıyor. Ham madde ile ürün arasında benzerlik var ikisi de tatlıdır.

Oysa hammaddesi toprak olan gül ile toprak arasında hiçbir benzerlik olmadığı gibi hammaddeleri toprak olan; kavun, karpuz, acı biber, tatlı biber, ekşi nar, tatlı nar gibi 300 bin bitki alemi ile toprak arasında da yine hiçbir benzerlik yoktur.

Toprak hammaddesinin, karpuza, kavuna, acı bibere, tatlı bibere, ekşi nara, tatlı nara 300 bin bitki âlemine dönüştürülmesi elbette Allah’ın birer mucizesidir. Peygamberimizin gelip mucize göstermesine gerek yoktur.

Maddesinde veya hammaddesinde mucize olmayan varlık yoktur. Allah iki tane ateşi yani hidrojen ile oksijeni bir araya getirip su yapıyor. Suyu, buz yapıyor. Yakan bir maddeyi donduran bir maddeye dönüştürüyor.

Evimizdeki mobilyaların hammaddesi ağaç; toprağın ağaca dönüştürülmesi mucizesidir. Üstümüze giydiğimiz giysiler, toprağın pamuğa dönüştürülmesi mucizesiyle yola çıkıp üzerime giysi olmaktadır. Televizyon, buzdolabı, araba veya uçak; hammaddeleri mucize olduğu gibi Allah’ın, Dünya’ya ve uzaya koyduğu kanunlar sayesince işlemekte, çalışmaktadır.

Dünyadaki yaratılanlar ile cennetteki yaratılanlar arasında da yaratılış itibariyle fark yoktur, iki tarafta da yaratılanlar mucize olarak yaratılmaktadır. Aradaki fark sadece ve sadece kalite farkıdır.

Örneğin dünyadaki bir ağaçtaki bütün elmaların lezzeti cennette bir elmaya dercedilmiştir (içine konmuştur). Cehennemde bir iğne battığında bir yılan sokmuş gibi acı duyulacaktır. Yani lezzet duyguları da elem duyguları da artacaktır.

İşte dünyada bu kadar mucizeleri görerek inkâra sapan nankörlük yapan insan dünyaya gönderilmeden direk cennete konsaydı orada da aynı nankörlüğü yapacaktı. Oradan da çıkartılıp cehenneme atmak haktı ve adaletti.

Nitekim Azazil ismindeki meleklere imamlık yapan aslı cin olan İblis (Şeytan) cennetteydi. Cennetteki o kadar mucizeleri göre göre bilinen nankörlüğü yaptı cennetten çıkarıldı, cehenneme namzet oldu.

Ateizm-Deizm (Milli Manevi Değerleri Yok Etme Projesi) kitabımdan http://ateizmdeizmprojesi.com

Nazmi Bozoğlan
Eğitim Müfettişi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hayat Dediğin

HAYAT DEDİĞİN “Düşünüp de ibret alacak olan kimseye yetecek kadar bir ömrü Biz size vermedik …

Kapat