Ana Sayfa / Yazarlar / CHP ve Yöneticileri Olmasaydı?

CHP ve Yöneticileri Olmasaydı?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Galibiyet şahıslara mağlubiyet ise ordumuza ve milletimize verilerek kahraman ordumuz aşağılanırdı.

Meclis-i Mebusan’da kabul edilen Misak-ı Milli sınırları içindeki Musul, Kerkük İngilizlere 150 bin sterlin karşılığında teslim edilirdi.

İngilizlere kiralanmış olan Kıbrıs tamamen bu devlete verilirdi.

Batı Trakya ahalisi Müslüman olduğu halde Bulgaristan’dan kurtarılıp Yunanlılara teslim edilirdi.

Acaristan ve Batum, Gürcistan’a bırakılır Müslüman olan Gürcüler, baskı ile Hristiyan yapılırdı.

Rodos ve 12 Ada, Uşi Anlaşması ile bize bırakıldığı halde İtalyanlara teslim edilir burada yaşayan Müslümanlar, başka bayraklar altında yönetilmeye devam ederdi.

Fransızlar, Antep’ten sonra Anadolu’nun birçok bölgesini işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık. Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı. Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı.

Geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapar; kütüphanelerdeki ve halkımızın sahip olduğu bütün kitap ve el yazma eserlerini okuyamaz hale gelirdik.

Halifelik kaldırılır; İslam ülkeleri başsız kalırdı. Batılı ülkeler, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurtdışına sürerdi.

Yine batılı emperyalist güçler herkesi şapka giymeye zorlardı. Şapka giymeyi reddeden vatandaşlar için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı. Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye şehri Karadeniz şehirleri olan Rize ve Trabzon’u denizden bombalarlardı.

Mandacılar ülkenin yönetimini ele geçirir. Seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtırak Ali Şükrü Bey gibi vatansever milletvekillerini öldürürlerdi. Kendi isteklerine göre kurdukları meclisle ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi. Kendi adamları dışında kimseye seçilme hakkı tanımazlardı.

Hitler, Türkiye’ye gelir Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayardı. Mimar Sinan’ın mezarı açılıp “Brekisefal mi yoksa Dolikesefal mi?” diye kafatası ölçülür sonra da kafatası çalınırdı.

Kendilerini Türk saymayanları Anadolu’dan sürülmesi için çalışılır, Dersim’de sırf Alevi Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasız insanı bombalarla ve mağaralara doldurarak imha ederlerdi.

Komünist Ruslar Anadolu’ya davet edilir, camileri ahır yapmak için çalıştırılırdı. Din afyondur denilerek medreseler, tekke ve zaviyeler yasaklanır, ezan susturularak minarelerden “tangır tungur” şarkılar söyletilirdi.

İstanbul, askerden arındırılmış bölge ilan edilerek her türlü geminin boğazlardan serbestçe geçmesine müsaade edilirdi.

Fatih Sultan Mehmet’ten Bizans’ın intikamını almak için Ayasofya Camii, müzeye çevrilirdi.

“Yurtta Sulh” adı altında darbeler yapılır, darbeci askerler kendi vatandaşlarını ve seçilmiş başbakanları öldürürdü.

Neyse ki CHP ve onun emsalsiz yöneticileri başımıza geldi de bütün bu fenalıklardan kurtulduk, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kainat Fabrikası

“FENN-İ MAKİNE DİYECEK: "ŞU KAİNAT-HİÇ BİR KUSURU OLMAYAN, GAYET MÜKEMMEL BİR FABRİKADIR." (30. Lem’a) Kainatın …

Kapat