CİMRİLİK – CÖMERTLİK
“Cennet cömertlerin, cehennem cahillerin yeridir.”
Hz. Ali
“Sende en iyi ne varsa, dostuna onu ver.”
Hz. Mevlâna
“Sağ ele, almaktan çok vermek yakışıyor.”
Mahir Duman
“Cömertlik fazla vermekten ziyade, yerinde ve zamanında vermektir.”
La Bruyere
“Gel dese de bakma cimri aşına, bir fırsat arar da kakar başına.”
Neyzen Tevfik
CİMRİ ZENGİN
Zengin, fakat cimri birinin hasta bir oğlu vardı.
Dostları dediler ki:
– Bunun için ya hatim indirmelisin ya da kurban kesmelisin. Belki Rabbimiz şifa verir.
– Hatim indireyim, dedi. Kur’an dilin ucunda, para canın içindedir.
Şirazlı Sadi
DÜN İSTESEYDİN
İki arkadaş konuşuyorlardı:
– Bana bin lira borç verebilir misin? Ama bugün paraya ihtiyacım yok!
– Öyleyse neden şimdi istiyorsun?
– Senden ne zaman para isteyecek olsam: “Bugün yok, dün isteseydin” diyorsun da onun için bir gün evvel istedim.
MUHTAÇ OLMAMAK İÇİN
Cimriliği ve boşboğazlığı ile tanınan biri, Hoca’ya:
– Ya! Hoca, demiş. Demek parayı sen de seviyorsun. Niçin?
Hoca, cevabı yapıştırmış:
– Senin gibilere muhtaç olmamak için!
ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAK
Dilenci, zengin ve cömert birine:
– Allah rızası için bir sadaka… dedi.
Adam, çok perişan görünüyordu. Zengin acıdı. Yüz lira verdi. Ardından da sordu:
– Nasıl oldu da bu hale düştün?
– Sizin gibi aşırı cömert olmaktan…
ÇÖLDEKİ İKRAM
İki Avrupalı çölde kaybolmuşlar. Çöl, fırın gibi. Yiyecek, içecek de bitmiş. Ölümle burun buruna gelmişler. Nihayet bir vahaya rastlamışlar. Müslümanların cömertliğini duymamış olanı, sesli düşünmüş:
– Ben Müslüman olduğumu söyleyeceğim. Yoksa bunlar bize ikramda bulunmazlar.
Diğeri:
– Ben, demiş. Doğruyu söyleyeceğim.
Vahadaki mescide varmışlar. Biri kendini tanıtmış:
– Adım Ahmet.
– İsmim Hans, demiş, öteki.
Kabile reisi bir sofra hazırlatmış. Hıristiyan olanını yemeğe buyur etmiş. Öteki yolcuya dönmüş:
– Kardeş, demiş. Bugün Ramazan’ın ilk günü. İftara kadar siz de mescitte dinlenin.
SINAV SALONU
Güzellik, çirkinlik, zenginlik, fakirlik… Hepsi de birer sınav konusu. Güzelliği, zenginliği vereni bulmuşsak, nimetlerin gerçek sahibine şükretmeyi becerebiliyorsak imtihanı kazandık demektir.
Çirkinliğin, fakirliğin de birer imtihan sorusu olduğunu anlamışsak, yine başarılı olmuşuz demektir.
Yanlış anlaşılmasın, tembellik başka, tevekkül başkadır.
Kendimize düşeni yaptıktan sonra neticeyi Allah’tan beklemektir doğru olan. Şaşmaz ölçü şudur: “Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki sonra kınanmış olursun ve eli boş, açıkta kalırsın.” (İsrâ, 29)
Mahir Duman
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024