Ana Sayfa / Yazarlar / Cumhurbaşkanımızın Saygıdeğer eşi Emine Hanıma açık mektuptur! /Mehmet Ali BULUT

Cumhurbaşkanımızın Saygıdeğer eşi Emine Hanıma açık mektuptur! /Mehmet Ali BULUT

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Cumhurbaşkanımızın Saygıdeğer eşi Emine Hanıma açık mektuptur!

Evvela; zatı âlilerine ve ihraz ettiğiniz makama arz-ı hürmet ederiz.

Saniyen; gıda, çevre ve insan sağlığı ile ilgili yüksek ve takdire şayan; her biri, ‘fıtrata dönüş projesi’ olan çalışmalarınızı millet olarak yakından takip ediyor ve minnetle takdir ediyoruz.

Ve sonra…

Bu yazınının muhatabı herhalde ve elbette, İslam ümmetinin medar-ı iftiharı ve Türk milletini, Batının tuzak ve hileleriyle içine düşürüldüğü zillet Ergenekonu’ndan çıkarıp onurlu bir selamete erdiren sevgili Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmalıydı.

Ancak, o, şu anda, İslam iklimine kudsi bir cemre gibi düşen Ayasofya’nın açılış çalışmalarıyla meşgul olduğu ve bu meşguliyeti, din, devlet ve Kur’an hesabına en akdem ve en akdes bir hizmet bulunduğu hasebiyle, onu, şu işle dahi meşgul etmeyi düşünmediğimizden, bu yazı, zat-ı cenaplarına hitaben kaleme alındı!

İnşallah haddimi aşmış olmam!

Efendim, malumunuz, Cuma günü TBMM’ye gelecek yeni bir ‘Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun’ teklifi bulunuyor.

Tabii ki teklifin birçok güzel yanları, yenilikleri ve hem tarım ve hem de tarımın korunmasıyla ilgili geliştirici ve yararlı yanları var. Hükümet dahi elbette ki milletin hayrını düşünerek bu teklifi Meclis’e getirmeyi uygun görmüş olabilir.

Ancak hangi gerekçe ile olduğu anlaşılmayan; teklifin bütün güzel yanlarını hiçe indiren, insana “Bu kanunun hazırlanmasındaki asıl maksat acaba bu mudur?” dedirten saklı tuzaklar da var. Öyle ki eğer bu kanun böylece Meclis’ten geçerse, Siz hanımefendimiz dahi bu husustaki söylemlerinizden dolayı sorgulanabileceksiniz. Çünkü sizin fıtrî, temiz ve rahmani gıdanın peşinde olduğunuzu; daha temiz bir çevre, daha doğal bir ürün ve daha helal bir gıda için canhıraş çalıştığınızı biliyoruz. Çünkü helal gıdadır insanı Âdem yapan!

İnsanoğlu için Cenab-ı Hak, helal gıda ile bile yetinmemiştir. O gıdanın aynı zamanda ‘tayyib’ olmasını şart koşmuştur. Zira biyolojik anlamda bir tür hayvan olan insandan bir âdem çıkması, insanın ‘nesnas’lıktan âdemiyete evirilmesi dahi ancak helal ve tayyib gıda ile olduğu için Allah dinin temeline helal ve tayyib gıdayı koymuştur.

İnsanı rahmaniyetten uzaklaştırıp İblis’in kucağına düşüren en güçlü vasıta helal ve temiz olmayan gıdadır. Nitekim Âdem, yasak olan (yani haram) gıdaya yönelmedikçe Şeytan ona bir şey yapamadı. Âdem’i cennetten çıkartan, onu zillet ve meskenete düşürün, Allah’ın gazabına uğramasına sebep olan; helal olanı bırakıp haram ve murdar gıdaya yönelmesidir (Bakara, 61). Özüyle oynanmış, rüşeymi bozulmuş her tohum ve tarım ürünü ve tağşiş edilmiş her gıda –içine L-Sistein katılımış un, kolza ve palmiye yağı katılmış sıvı yağ gibi ve dahi içine mezbaha atıkları katılan yemlerle semirtilen besi hayvanları dahi- o kategoriye girmektedir.

Bunu İblis’e hizmet edenler de bildikleri için, insanlığı, elindeki temiz ve helal gıdadan mahrum etmek için her türlü çabaya başvuruyorlar. Rabbimiz dahi, İblis ve yandaşlarının tohumu ve gıdayı bozarak insanlığı ifsat edeceklerini haber veriyor (Bakara, 204).  Bu meseleyi Türkiye’de sizin kadar bilecek ve takdir edecek çok az insanımız var, bunu da biliyoruz.  Allah onları Kur’an’da “Eleddü’l-hisam” (en sinsi ve en tehlikeli düşman) diye tanımlıyor.

Şimdi, o sinsi düşmanın bizim soframıza ve ürünlerimize de el atmadığı söylenemez. -Üstelik biliyoruz ki, dünyada ilk GDO’lu buğday tohumu, Rockofeller’in baskısıyla 1954’te Türkiye’de ekilmiştir. Mamafih bu dönemde Türkiye’mizde kuvvetli bir direnç –sizin de bu noktadaki hassasiyetiniz ve katkılarınızla- oluşmuş bulunuyor. Birileri bundan rahatsız ki şöyle bir kanun teklifinin içine, gıda üzerinde oynanan oyunları dile getirenleri susturacak bir tedbir sokuşturmuşlar. Bu teklif kanunlaşırsa emin olabilirsiniz ki yıllardır, temiz bir çevre ve sağlıklı bir tarım için sizin de sürdürdüğünüz çabalarınız ve bu konuda devam edecek söylemleriniz susturulmuş olacak. Bu teklif bizce muslih bir aklın değil, müfsit bir niyetin eseridir. Bu teklifi verenleri bundan tenzih ederim ama birileri onların dahi temiz niyetini ifsat etmiş olabilir.

Eğer bu teklif Meclis’ten geçerse özellikle de 29. ve 30. maddeler aynıyla geçecek olursa, hiç kimse bu sinsi düşmanların tohumlarımızı, gıdalarımızı ve ürünlerimizi istediği gibi ifsat ve tahrip etmesine karşı çıkamayacak; bu hususlarda söz edemeyecek. Böylelikle insanımız, toplumumuz, haram ve murdar gıda ile sağlıksızlık ve ruhsuzluk cehennemine sürüklenmiş olacaktır.

Sizden istirham ediyoruz. Millet adına ve milletin istikbali adına yalvarıyoruz; bu teklifin bu haliyle kanunlaşmasına mani olun!

Sevgili eşiniz ve toplumun baş tacı Cumhurreisimizin dikkatlerini şu kanuna yöneltmeniz ve onun ümmet ve millet adına giyindiği önderlik hilatine bir leke düşmemesi adına şu kanunun, özelikle de 29 ve 30. maddelerinin tadilini sağlamanız millet adına zat-ı cenaplarından istirhamımızdır.

Saygılarımı kabul ediniz.

Mehmet Ali Bulut

Gazeteci ve Can Boğazdan Çıkar kitabının Yazarı

16 Temmuz 2020

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Sessiz Çığlıkların Kenti Kastamonu

Muhammed Furkan Kâhya Her şehir sinesinde farklı duygu ve anlamları barındırır. Bu durum yaşanmışlıklardan kaynaklanır. …

Kapat