Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Bediüzzaman'ın Talebeleri / Kastamonu Nur Talebeleri / Dadaylı Risale-i Nur Talebelerinden Hasan, Hakkı ve Hüsnü Güranlı

Dadaylı Risale-i Nur Talebelerinden Hasan, Hakkı ve Hüsnü Güranlı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

R. 1303 doğumlu olan Kastamonu Dadaylı Hacı Hasan Hayri Efendi öğretmendir. 

Muallim Hacı Hasan Hayri Efendi çok kültürlü bir insandır ve çocuklarına da yüksek tahsil yaptırır. Oğullarından biri de doktor olur.

Muallim Hacı Hasan Hayri Efendi, doktor olan oğlu Hakkı Efendi’yle Üstad Bediüzzaman’ı Kastamonu’da birçok kez ziyaret eder ve Daday’da Risale-i Nur hizmetlerini aşk ve şevkle yürütür. Daday’da Nur hizmetleri inkişafa başlar. Oğulları da iman hizmetinde faaldirler. Yakın arkadaşı olan ve Eflâni’de bulunan Ahmed Fuad Efendi’yi Risale-i Nur’la tanıştıran da Hasan Efendi’dir.

Muallim Hâfız Hasan Efendi’nin iki oğlu Hakkı Güranlı R. 1337, Hüsnü Güranlı R. 1341 doğumludur. Sadece oğlu Dr. Hakkı Bey’in vefat tarihinini bulabildik(1960).

Baba – oğul bu üç zat da Afyon maznunlarındandırlar. Hapishaneye gönderildiklerinde Hasan Efendi emekli, Hakkı Bey doktor, Hüsnü Efendi ise üniversite talebesidir. 

Dadaylı Hacı Hasan Efendi’nin Üstad Bediüzzaman’a yazdıkları ve Üstad’ın Osmanlıca Lahikalarda neşrettirdiği bir mektubu:

Bismihî sübhânehû

Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtühû ebeden dâimen

Çok Muhterem, Faziletli Üstadımız Efendimiz Hazretleri,

Ey Hazreti Üstad! Cenâb-ı Hakk’ın lütuf ve keremiyle biz zaif ve biçarelere hediye ve emanet buyurduğunuz Nurlar, fâni vücudumuzun dâhili ve hâricini tenvir ederek ebediyete kuvvetli bir nuru bahşetmekle beraber Nurlar dairesinde bulunan bütün nurlu kardeşleri öyle birbirimize bağladı ki hiçbir insanî kuvvet ve tesir bu râbıtayı kesip izâle edemiyor. Çünkü “İnneme’l-mü’minûne ihvetün” ayet-i celîlesinin sırrı olarak tam kardeşlik şerefini ancak Risale-i Nur temin etmiştir. Öyle kardeşlik ki bugün bu zamanda bir hânede yaşayan ana-baba bir, iki kardeşin birbirine temin edemediği muhabbet ve hürmet ve tesanüdü ancak Nurlar temin etmiştir. Bizzat fakir nâçiz talebenizin bu defaki seyahatimde bu samimiyete şahit oldum.

Ey unutulmaz ve unutmak imkânı olmayan Hazreti Üstad!

Nasıl ki şu fani dünyanın zemin ve semasındaki hadsiz masnûlar Cenab-ı Sâni-i Zülkerim’in turra-i İlâhiyesini muhafaza ederek biz zîşuur kullarına nasıl müşahede ettiriyorlarsa bugün göğüslerde tutulan bunca Risale-i Nur eczalarının her bir kelime ve cümle ve satırları da hakikat-ı imaniye ve saadet-i ebediyeyi müşahede ettiriyorlar. İnşaallah siz daha çok sıhhatle yaşarsınız. Nihayet bu fânîden ebede göç ettikten sonra bile Nurların yazıları silinip gâib oluncaya kadar siz Üstad’ımızı bütün müminlere dualarında müşahede ettirecektir.

İnşaallah Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve kereminden dileriz ki Nurlar vasıtasıyla bağladığınız biz günahkâr zayıf talebe ve kardeşlerinizi haşir zamanımızda da Cenab- Rabb-i Kerîm’imizin izn-i İlâhiyesiyle bir ordu ve bir tümen halinde livâü’l-hamd ismindeki mübarek sancak-ı şerifi altında Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri’ne (a.s.m.) takdim ve teslim edeceğinizi Cenab-ı Hakk’ın rahmetinden muhakkak ümit ediyoruz. Ve bu teselsül eden nimetleri ihsan eden
Hâlik’ımıza nâmütenâhi lâyüad ve lâyühsa hamd ederiz.

“Hâzâ min fadli Rabbî” ve siz Üstad’ımıza da ebediyen minnettarız ve arz-ı şükran eyleriz. Ve bu hizmetinizden Cenab-ı Hak sizden ebediyen razı olsun dua ve feryadıyla hatm-i kelam eylerim Efendim Hazretleri.

Oğullarım Doktor Hakkı ve Hüsnü ve bütün efrâd-ı ailem ve Dadaylı Nur şakirtlerinizin cümlesi iştiyakla mübarek ellerinizden öperek hayırlı dualarınızı rica ederler. Ve ayrıca Daday’a gelen Araçlı Vâiz Tahir Efendi hürmetle ellerinizden öper, oradaki kardeşlerimize başta Ceylan Efendi olduğu hâlde cümlesine selam eder, eyyam ve leyle-i mübareklerinizi tebrik ederiz. “Alâ kaderi’l-istidâ” elimizde mevcut Nur eczalarından iştiyaklılara göndermeye devam ediyorum.

Fakir, âciz, nâçiz, cahil talebeniz Dadaylı Muallim Hâfız Hasan

***

Dr. Bnb. Hakkı Güranlı Bey hakkında Rahmi Erdem’in Necmettin Şahiner’e verdiği bilgi şöyledir: 

İstiklâl harbinde Yunan Başkumandanı Trikopis’i esir eden Dadaylı Halit Akmansü ve Devrekânili Atâ Kulaksızoğlu’nun Bediüzzaman’la alâkalı hatıralarında ismi ve bahsi geçen, l948’de Afyon hapsinde bulunan Dr. Bnb. Hakkı Güranlı Beyefendi ile ilgili olarak Rahmi Erdem bize şu mektubu yazmış bulunmaktadır:

“Muhterem Necmettin Bey,

“28 Aralık l98l tarihli Yeni Nesil’de yayınlanan, ‘Röportaj-Araştırma ve İnceleme’ yazısında, Türk ordusunun kahraman subaylardan Dadaylı Halit Akmansü’nün mektuplarında bahsi geçen Dr. Hakkı Güranlı ismini görünce hayalim l960 yıllarını ister istemez gitti. Yirmi iki senedir aramızda olmayan isimsiz bir Nur talebesine vesile-i rahmet olması ümidiyle bu mektubu size yazmayı vazife telâkki ettim.

“Dr. Bnb. Öperatör Hakkı Güranlı beyle l960 senesinde Çorlu’da Kolordu Askerî Hastahanesinde tanışmak nasip oldu. Ben o sene V. Kolordu da vatanî vazifemi ifa ediyordum. Ankara’dan Salih Özcan haber göndermiş. ‘Dr. Hakkı Bey Çorlu’ya tayin oldu, onunla tanışın’ diye.

“Bir gün mesai saatinin bitiminde servis arabasıyla şehre avdetimizde, muayenehanesine giderken yolda karşılayıp tanıştık. Fevkalade mütevazi, halim selim, kibar bir zâttı. Büyük bir yakınlık ve muhabbetle bizi karşıladı. Hemen geçmişten, hatıralardan bahsettik. Babasının emekli bir öğretmen olduğunu, Hazret-i Üstad’ın Kastamonu’daki ikameti esnasında ona intisabı ve Nur’lara hizmeti olduğunu, kendisinin askerî Tıbbıyide son sınıfta okurken, Mülkiye mektebinde okuyan kardeşi ile birlikte Hazret-i Üstada bir sevgi ve bağlılık mektubu yazdıklarını, bu mektup üzerine Afyon Mahkemesine sevk edildiklerini, ilk sorgularından sonra Allah’ın lütfu üzerine serbest bırakıldıklarını ifade eden Dr. Bnb. Hakkı Beyle, mukayyed askerlik şeraiti içinde, hastalık münasebetiyle iki-üç defa görüşebildim.

“Yalnız hastanede hastalarıyla harika bir şefkat-i İslâmiye ile ilgilendiğini müşahede ettiğim ve hattâ geceleri âcil hallerde kendisine müracaat eden sivil hastalarına dahi askerî hastanenin ameliyathanesini açıp gerekli tıbbî müdahâle ile onların hayatlarının kurtulmalarına büyük bir nezaketle vesile olan Dr. Hakkı Güranlı Beyin, terhisimizden tahminen bir ay sonra l960 yılının Haziran veya Temmuz aylarında Çorlu’dan bana postalanan bir mahallî gazetede Çorlu-İstanbul yolunda çocukları ile birlikte bir trafik kazasında Allah’ın rahmetine kavuştuğunu ve Çorluluların büyük bir alâkası ile son vazifelerini ifa ettiklerini büyük bir teessürle okumuştum. Ruhuna binler Fatiha’lar.”

Kaynaklar: A. Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, 3. cilt.; Son Şahitler, 2. cilt.; Yılmaz Dinç, Ahmed Fuad Efendi. 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hasan Yeğin Ağabey Vefat Etti Hasan Yeğin (rha) Kimdir?

Bediüzzaman’ı Ziyaret Etmiş Risale-i Nur Talebelerinden Kastamonulu Hasan Yeğin Vefat Etti  Üstad Bediüzzaman Said Nursi …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Pencereler Açan Adam: Bediüzzaman

Pencereler açan adam Bediüzzaman dünyanın ünlü sanat ve estetik filozoflarından daha öte bakmayı ve görmeyi, …

Kapat