2016 yılı Mayıs ayı hatırası:
Okulumuzun Suriyeli öğrencilerinden Danyal Abdi, sınıfımın Kafkasya Köşesi’nde, bir çocuğun en saf,en temiz masumiyetiyle gülümsüyor..
Suriye, Danyal Abdi’nin ilk vatanı değil.. Türkiye’de belki son vatanı olmayacak.. Kafkasya ise şimdilik yalnızca hayal..
Hazin göç öyküsü aslında Suriye’de değil, binlerce yıllık anavatanları olan, Kuban Nehri’nin Karadeniz’e bakan cennet yeşili vadilerinde; bugünkü Çerkes Adigey Cumhuriyeti’nin Abzah bölgesinde başladı.. 200 yıl kadar önce, Çarlık Rusya’sının, bu zengin topraklara sahip olmak için başlattığı yağma ve yıkım harekatına karşı yıllarca direndiler. Doğuda 25 yıllık şanlı mücadeleden yorgun düşen Şeyh Şamil önderliğindeki Çeçen güçlerinin 1859’da teslim olması üzerine, mücadele Batı Çerkesya bölgesinde 1864’e kadar devam etti.. Nihayet aynı yılın 21 Mayıs’ında Tuapse Limanı’na demir atan gemiler milyonlarca mülteciyi Osmanlı Türkiyesi’ne taşıyordu..
Danyal’ın dedeleri Balkanlar’a, Bulgaristan içlerine yerleştirildi. 1900’lü yılların başına kadar orada kaldılar, çift çubuk sahibi oldular.. Balkanlara da sıçrayan ateşle birlikte bu kez de, o zaman Osmanlı toprakları olan Suriye, Ürdün ve Filistin’e iskân edildiler. İyi kötü bu topraklara da uyum sağlamışken Suriye felaketi ve yine çetin göç yolları.. Bu kez de ABD, İsrail’in güvenliği ve uydu bir Kürt devleti için böyle istiyordu.. Epeyce boşalması lazımdı Suriye’nin..
Danyal Abdi, kardeşi Yenal ve ailesi, aynı kaderi paylaştıkları Türkmen komşuları ile birlikte şimdi İstanbul’dalar.. En hazini ise ilerisinin de belirsiz olması. Yani göç bitmiş gözükmüyor Danyalımız için..
Bir kuraldır: Senin görmediğini bir başkası görür ve sahiplenir ve yine sana karşı kullanır.. Dün İngiltere’nin, Rusya’nın, bugün de ABD’nin de yaptığı bu aslında..
Şunu da unutmayalım, sadece Suriye için değil, ileriye dönük sağlam politikalar uygulamak zorundayız, yoksa Ortadoğu ve Afrika’yla birlikte bizim için de zor günler kapıda..
- Ocak Kültürümüz - 19 Şubat 2024
- Sultanların Hocası Kastamonulu Safiye Hanım - 8 Ocak 2024
- Unutulan Bir Eserimiz: Manzum Sîretü’n-Nebî - 9 Aralık 2023
- Anılarda Kalan Bir Zafer - 1 Mayıs 2023
- Kent Tarihimizden Bir Yaprak: Kastamonu Patates ve Haşhaş İle Tanışıyor - 16 Ocak 2023
- Mühre Kazınan Sanat ve Bir Dua - 28 Temmuz 2022
- Kastamonu’da Bir Attar Dükkanının Mal Dökümü ve Hac Yolculuğu - 15 Temmuz 2022
- “Çekelim Destimizi Fâni Cihandan” - 13 Mayıs 2022
- Mütevazı Bir Hükümdar: Emir Âdil Bey - 8 Ağustos 2021
- Çift İle Koyun, Kalanı Oyun - 16 Mayıs 2021