Ana Sayfa / Yazarlar / Def-i Mefâsid…

Def-i Mefâsid…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Pazar Ola Hayr Ola. Def’i Mefasid…

Bazı günler, geceler mübarektir, özeldir, faziletlidir, kadrü kıymeti yücedir.
Fakat buna rağmen hayr ve hayırlı işler günlere, gecelere has kılınamayacak kadar acildir, luzumludur, zaruridir.
Her gün, her an hayırla süslenmek, zinetlenmek, hayırlarla hayatlanmak zorundadır.
Bir de toplu yapılan işlerin nuru, hayrı, feyzi, bereketi, muhabbeti, halaveti, neticeleri bambaşka oluyor. Evlerde, işyerlerinde hasılı hususi mekanlarda herkesin kendi başına, kendine has ibadet, dua ve zikirlerle uğraşması elbette çok değerlidir ama bir çok aklın, birçok kalbin, bir çok dilin, bir çok ruhun iştirak ettiği, topluca yapılan hayırlarla asla mukayese edilemezler.
O yüzden şahsi ibadetlerimizi eksiltmeden, toplu hayırların, ibadetlerin artmasına, yaygınlaşmasına ayrıca gayret etmeli, destek olmalı, iştirak etmeliyiz.

Geçtiğimiz pazar günü hayrı, hayırlı işleri bol bir gündü.
Kastamonu Müftülüğümüzce Kuzeykent Ulu Camimizde, Suriye’de şehid olan 34 askerimiz ve ordumuza nusret, zafer duası için mevlid programı tertip edildi.
Allah kabul eylesin, şehidlerimizin ruhlarını şad eylesin, ordumuzu, yurdumuzu, devlet ve milletimizi payidar, her daim mansur ve muzaffer eylesin.
Amin.
Ben katılamadım ama, katılanlardan duyduklarıma göre çok güzel, dolu dolu, coşkulu bir program olmuş.

Aynı saatlerde beni çok mutlu eden bambaşka bir programa denk getirdi Rabbim.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, ülke genelinde çok hayati, çok hayırlı bir proje başlatmış.
Kastamomonu Valiliğimizin onayı, İl Müftülüğümüzün organizesi ile, şehrimizde yaşayan mültecilere yönelik tefsir, hadis ve ilmihal sohbetleri başlatılmış.
Bu proje dahilinde Küpçiğez Camiinde yapılan bu dini sohbete katılmak nasiboldu.
Programın ilki imiş.
Yaklaşık 15 kişilik bir grup oturmuşlar Allah’tan, imandan, İslamdan konuşuyorlar.
Cemaatte rahmet vardır sözüne tabi olalım istedik, ayrılmadık, biz de katıldık.
Yanımdaki arkadaşım herkesi tebessüm ettiren ama aynı zamanda tüylerimizi diken diken eden şu ifadeyi kullandı: “Sohbet ve ortam o kadar güzel idi ki, neredeyse hiç bir şey anlayamadım ama ayrılamadım..” Allah razı olsun.
Yüreklerdeki tüm yaraların en tesirli merhemi Kur’anda, İslamda, imanda, ilimde, amelde, zikir ve tesbihte.
Hayır için Kur’an etrafında, Allah’ın evinde halka olmak; yürekleri yaralı o insanlara ilaç gibi gelmişti, yüzlerindeki, gözlerindeki nuru ve huzuru okuyamamak mümkün değildi.
Emeği geçen herkesten Rabbim ebeden razı olsun.
İnşaallah daim olur.

Aynı günün akşamında Kastamonu Üniversitesi’nde okuyan Afganistanlı öğrencilerin, Suriye’de şehid olan askerlerimiz için tertip ettikleri hatim programına iştirak etmek kısmet oldu.

Afganistan da Türkiye gibi, içinde çok farklı milletleri barındıran bir devlet. Resmi dili Farsça ve Peştuca olsa da kırkın üzerinde alt dilin konuşulduğu Afganistan’dan ülkemize ve şehrimize okumaya gelen Türkmen, Tacik, Özbek, Peştun, Farisi vb yirmi civarında öğrenci, “ikinci vatanımız” dedikleri ülkemizin, milletimizin derdiyle dertlenmişler, bizler için duaya durmuşlar.
Kur’an okudular, hatmettiler. Ardından dualar ettiler, duygu ve düşüncelerini aktarmak adına konuşmalar yaptılar.
Bizden görünen birileri yılan gibi, akrep gibi zehir akıtıp milletimizi, milli benlik ve milli birliğimizi, gençlerimizi adeta zehirlerken; binlerce kilometre ötelerde doğmuş, büyümüş ve üniversite tahsili için bizi tercih etmiş bu gençlerin duaları panzehir hükmüne geçti, geçiyor.
Rabbim onları ve ülkelerini de payidar eylesin, belki elli yıldır süren savaşlarını bir an önce zaferle neticelendirmeyi lutfeylesin inşaallah..

Bir günde bunca mutluluk ve gurur verici hayra şahit olduktan sonra, gecenin sonunda yüzümüzü kızartan, başımızı öne eğdiren bir haber aldık.

Akşam saatlerinde yolda yürüyen 13 ve 15 yaşlarında iki Iraklı kardeşe kimliği belirsiz birileri, Suriyeli oldukları gerekçesiyle saldırmışlar, dövmüşler.
Sosyal medyada ve görsel medyada çarpıtılarak, abartılarak verilen, Suriyeliler aleyhine yayınlanan haberlerin kurbanı olan, gaza gelen güya bizim olan gençler, hiç tanımadıkları, aralarında hiç bir sorun olmayan, alışveriş olmayan gençlere saldırmışlar, dövmüşler.
Iraklı çocuklara Suriyelisiniz diye saldırmışlar.
Tanıyanlar, dayak yiyen Iraklı çocukların son derece temiz, ahlaklı, terbiyeli, namaz kılan çocuklar oldıklarını söylüyorlar.
Babaları inşaattan düşmüş, vücudunun değişik yerlerindeki kırıkların tedavisi için uğraşmakta, yürümekte bile zorlanmakta olan, Türkiye’yi gerçekten seven, dua eden bir aile olduklarını söylüyorlar.
Medyamızı kimler yönetiyor, kimler denetliyor?
Habercilikle tetikçilik, tahrikçilik arasındaki ince çizgiyi bilerek mi aşıyor birileri?
Emniyet güçlerimizin işi zor ve çok önemli.
Bu tür olayları yapanların yanına kar kalırsa, önü alınamazsa sel olur, çığ olur, hepimizi yıkar, mahveder.
Bir toplum için hayırları çoğaltmak ne kadar zarurî ve hayatî ise, şerleri ve şerlileri bertaraf etmek ondan daha zaruridir, hayatidir.
Kanunu Kadimimiz olan Mecelle der;
“Def-i Mefasid, celb-i Menâfîden evladır.”
Yani;
(Sosyal, siyasal, hukuki, ahlaki, dini) Bozguncuları, bozgunculuk hareketlerini insandan ve toplumdan defetmek, uzaklaştırmak,
İyileri, iyilikleri elde etmekten, çoğaltmaktan önceliklidir..
Hayırlı, menfaatli işleri çoğaltmak, çoğu zaman halkın, sivil toplumun eliyle ve onlar sayesinde oluşur, gelişir.
Fakat şerleri, ifsad hareketlerini ve ifsad edicileri def etmek, sadece ve sadece devlet eliyle olabilir, devletin görevidir.
Devletimizin sınır dışındaki mücadelesinin başarısının sırrı ve anahtarı, içerdeki şerleri ve şerlileri toplumdan defedebilmesine bağlıdır desek yanılmış olur muyuz?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mültecileri Durdurmama Kararı ve Sonuçları

27 Şubat 2020 Tarihi hiçbir zaman unutulmayacak derecede önemli olayların olduğu bir Regaib gecesiydi. İdlib’de …

Kapat