Ana Sayfa / Yazarlar / Değiştirilmesi Teklif Dahi Edilemez Anayasa / Vehbi KARA

Değiştirilmesi Teklif Dahi Edilemez Anayasa / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Değiştirilmesi Teklif Dahi Edilemez Anayasa

12 Eylül 1980 darbecilerinin ülkemize yaptıkları kötülüklerin en başında halen mevcut olan anayasa vardır. Bu anayasaya öyle bir madde koydular ki insan kendini “ayıptır yahu!” demekten alıkoyamıyor.

Tereyağından kıl çeker gibi kolaylıkla darbe yaparak nam salan ve dillere destan olan Kenan  Evren, dünyada eşine benzerine rastlanılmayacak derecede küstahlıkla anayasaya “değiştirilemez” hatta “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeleri koymuştur. İşin daha kötüsü ise bu faşist anayasa 1882’den beri yani tam 34 senedir yürürlüktedir. Evet, bir çok maddesi değişerek yamalı bohçaya dönmüştür lakin değiştirilmesi teklif dahi edilemez olduğu için olsa gerek hala yürürlükte kalmayı başarmıştır.

Peki, Atatürk ilkeleri adı verilen ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez bu anayasa maddeleri haşa Kuran ayeti midir ki bunu değiştirmeye kimse yeltenemiyor?

Kuran-ı Kerim, Allah kelamı olup muhafaza altındadır. Hiçbir güç onu değiştiremez. Nitekim değiştirmeye çalışan nice zavallı daha dünyada iken kahru perişan olmuştur. Halbuki, Hristiyan Papazlar ve Yahudiler, kutsal kitaplardan olan İncil ve Tevrat’ı kendi istek ve arzularına göre tahrif edip değiştirmişlerdir. Bu yüzden Hristiyanlık ve Musevilik dini geçerliliğini kaybetmiştir. Bu yüzden Allah katında kabul edilen tek din İslam’dır. Şimdi şu suali de sormak lazım: Faşist anayasacılar acaba bu kutsal metinler gibi tahrif edilip değiştirilmesinden mi korktular acaba?

Şimdi gelelim şu değiştirmem diye diretilen mevcut anayasamıza ve maddelerine. Yahu bu anayasa sonuçta faşist bir darbecinin başka bir alternatif ortaya konulmadan zorla kabul ettirdiği bir darbe anayasasıdır. Halkımız sırf şu faşist darbeciler bir an önce defolup gitsin diye kabul etmiştir. Yoksa “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” metni olan bir anayasayı hangi toplum kabul eder. Hele hele Kuran’ı korumak için hayatını seve seve feda eden Türk Milleti, normal şartlar altında bu faşist anayasayı kabul eder mi?

Bu ne biçim cesarettir ki değişmesi teklif dahi edilemez olan Kamalizm ilkelerini kutsal metin gibi anayasaya koyabiliyorsun. Hadi bu Amerika ve dalkavuklar tarafından şımartılmış Evren budalasını anladık, küstah ve akılsızdır. Peki, ondan sonra iktidara gelen ve 34 yıldan beri dünyada eşi benzeri olmayan faşist maddeleri hem de 34 yıl boyunca muhafaza eden milletin temsilcilerine ne demeli?

Hadi mangalda kül bırakmayan partiler ve onların korkusuz, cesur milletvekilleri bu işi beceremedi, ya demokrasi nutukları çeken akademisyen ve tarihçileri nereye koyacağız. Bilimin namusunu kim koruyacak bu memlekette?

Basında köşelerine kurulmuş kimseyi beğenmeyen, burnundan kıl aldırmaz ve her şeyi en iyi şekliyle bilen köşe yazarlarına sormak gerekmez mi? Sizin mideniz bu faşist anayasayı nasıl kaldırıyor?

Televizyonlarda ahkâm kesen sunuculara bu fenalığı anlattırmak için ne yapmalı? İlahi kelam diye yutturulan faşist anayasa metinlerini eleştirmek için çok yüklü maaş verilmesi mi gerekir? Hiç olmaz ise bir iki kelam edip “artık bu anayasa değişmesi lazım” dedirtmek için ne yapmalıyız acaba?

Peki, başımıza din âlimi diye çıkıp papaz felsefesi ve yorumları ile konuşan teologlara ne demeli? Bunlar hiç utanmıyor mu ki; yahu sadece Allah kelamı için “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” cümlesi kurulabilir, desinler. Bunlara da mı bol maaş, kat ve yat vermeli? Belki bu sayede görevleri olan dini emir ve yasakları söyleyebilirler, ne bileyim?

Her ne ise… Bütün bu laf ebelerini bir kenara bırakıp bu konuda yazı yazmayı sürdürmeye devam edelim. Aksi takdirde gelecek nesiller bizimle dalga geçip bu perişan halimize çok gülecekler, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Firaset nedir? Feraset sahibi olmanın yolları

FİRÂSET SAHİBİ OLMANIN ŞARTLARI Nasıl ki Güneş, ısı ve ışığından istifâde etmek isteyenlerden ricâ ve yalvarma …

Kapat