Ana Sayfa / Yazarlar / Denizcinin Ramazanı-I / Vehbi KARA

Denizcinin Ramazanı-I / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Denizcinin Ramazanı-I 

Tadı damaktan gitmeyen iftar yemekleri

Bunca yıldır oruç tutarım ama “en lezzetli orucun hangisidir?” diye sorsalar hiç tereddüt etmeden Askeri okulun ilk yılındaki iftar yemeğini söylerim. Zira aradan 25 yıl geçtiği halde tadı hala damağımda duruyor. Değerli Hocam Niyazi Beki anlatmıştı; arpa ekmeği ile oruç açtığını ve bu ekmeğin ne kadar lezzetli olduğunu ancak Ramazan ayında fark ettiğini. İşte bende bir Ramazanda gerçek lezzet ve iştahı tanıma fırsatı buldum.

Lezzet deyince insanın aklına bir ziyafet sofrası geliyor. Lakin o büyük ziyafet sofralarında gerçek lezzet fark edilmez. Ancak Ramazan gibi ibadetler sayesinde insan, gerçek iştahı ve lezzeti fark edebilir. İşte yaşadığım bir örnek…

O seneki Ramazanda doğru dürüst yemek bile görmemiştik. Bilakis birkaç bisküvi ve çay ile oruç açıyorduk. Biraz tuhaf gibi gelebilir lakin o yıllarda yaşadığım bazı olayları anlattığım takdirde bu konu açıklığa kavuşabilir.

O yıl Bahriye Mektebine girdiğimiz ilk yıldı. Ne yazık ki okul idaresi oruç tutmayı yasaklamıştı. Bu yasak her yıl olmasa da okul komutanının keyfine göre uygulanmaktaydı. O yılki komutan önceki yılda olduğu gibi oruç tutmayı yasak etmişti.

Yıllarca hiç ara vermeden oruç tutmuş biri olarak bu durumu çok tuhaf ve acımasız olarak karşılamıştım. Ama ne olursa olsun orucumu tutmaya da kararlıydım. Zorla yedirecek değillerdi ya?

İlginçtir benim gibi en az 15-16 sınıf arkadaşımda aynı kararı vermiş “ne pahasına olursa olsun” oruç tutmayı göze almışlardı. Fakat Ramazanın ilk günü komutanlarımızın sert tedbirler aldığını gördük. Askeri okul idarecileri ve komutanları, bizi iftar zamanı yemekhaneden adeta kovarcasına uzaklaştırmış iyi bir de fırça atmışlardı.

Biz yine de seviniyorduk zira öğrenci numaralarımızı kaydedip kimlik kartlarımıza el koymadıkları için seviniyorduk. Çünkü böyle bir durumda hafta sonu izinsiz kalmak veya oda hapsi cezası ile cezalandırılma durumu vardı.

İlginçtir okuldaki en az 120 Libyalı öğrenci için iftar yemeği çıkıyordu. Onlar afiyetle iftar ederken aynı okulun öğrencisi biz Türkler üvey evlat muamelesi görüyorduk. Hem de kendi ülkemizde…

Her ne ise… Yine bugünkü gibi bir yaz ayında (1983 yılı) o geç iftar saatinde teneffüshanenin yolunu tuttuk. Okul kantinden aldığımız bisküvi ve benzeri şeyler ile orucumuzu açtık. Birde güzel bir çay demlemiştik.

Fakat o ne güzel iftar yemeğiydi. “Ya Rabbi, her zaman bize öyle güzel nimetlerini gönder” diye daima dua etmişimdir. İnanılması güç ama hakikattir, o yıl tutuğum oruç, benim en güzel oruç ve iftar sofraları idi. Demek ki insana lezzet zevk veren gıdalar değil o an içinde bulunduğu haleti ruhiye olsa gerektir.

Şimdi daha iyi anlıyorum ki; her güzel şey imanla ve Cenabı Allah’ın rahmeti, lütfu iledir. Eğer O, isterse en ucuz bir gıdayı hatta kuru bir parça ekmeği dahi güzel gösterdiği gibi, en nefis sofradaki nimetleri dahi tatsız ve acı hale getirebilir.

 

Rabbimden niyazım, bütün inananları ve din kardeşlerimizi, hakiki iştahı kazanan ve koruyan kullarından eylesin…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Eli Yetişmediği İçin.. / M. Numan ÖZEL

Eli Yetişmediği için..      “Bir dünya güzeli, bir zaman kendine meftun olmuş âdi bir …

Kapat