Sahura kalkmak için etkili bir yöntem
Bahriye Mektebinde ikinci yılımızdan itibaren oruç tutmak serbest olmuştu ve artık yemekhaneden iftar ve sahur saatlerinde istifade edebiliyorduk. Anlamsız yasağın kaldırılmasında yeni okul komutanının tutumu kadar bizlerin oruç yasağına karşı kararlı bir şekilde direnmemizin de rolü olmuştu.
İftar ve sahur yemeklerimiz oldukça zevkli geçiyordu. Aşçılar, görevli askerler oruç tutan öğrencilere çok saygılı davranıyor, yemekleri ellerinden gelen bütün gayretle yapıyor ve en güzel şekilde servis ediyorlardı.
Her şey iyiydi de yaz mevsimi olduğu için bir tek sahur saati çok erkene geliyordu. Sabah namazını kılmak için beklediğim için gece neredeyse hiç uyku uyuma fırsatı bulamıyordum. Bu nedenle sınıf arkadaşlarım sahur için uyandırdığı zaman “ben sonra geleceğim” der, biraz daha uyumaya çalışırdım.
Sahura geç geldiğim için arkadaşlarım bazen yemeklerin tamamını yer, bana da bir şey kalmazdı. Bu durum onları üzer, “niçin zamanında kalkmıyorsun?” diye, bana kızar ve sitem ederlerdi.
Fakat sonunda çok etkili bir yöntem buldular. Bir sahur vakti arkadaşım “kalk dedik bir kere” deyip beni yataktan aşağı yuvarladı. Ben ne olduğunu anlamamıştım ve bu sırada üst ranzadan düştüğüm için de bir hayli canım yanmıştı. Lakin arkadaşlarım bana öyle çok da acımadılar zira yemek kalmadığı için “mahcup duruma düşmekten” kurtulmuşlardı.
Ertesi gün “bak Zafer geliyor” dediklerinde ben uykuyu bir tarafa bırakıyor zınk diye ayağa kalkıyordum. Sonunda afiyetle sahur yemeğini yemeye başladım.
Sahurdan sonra bazı arkadaşlar uyumaya gidiyor ben birkaç arkadaşımla çay içip imsak vaktini bekliyordum.
Öğrenci iken Ramazan ayı şimdiki gibi yaz vakitlerine gelmişti ve o dönemde çok az uyku uyuyorduk. Fakat her Ramazan ayında olduğu gibi o yıllarda da Ramazan bereketi ile gelmişti. Çok kısa zamanda Ramazan ayının güzelliklerine alıştık. Unutamayacağım güzellikte Ramazan ayını daha ihya ettik. Cenabı Allah, cümlemizin yaptığı ibadetleri kabul buyursun…
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020