Ana Sayfa / Yazarlar / Denizcinin Ramazanı XIII / Vehbi KARA

Denizcinin Ramazanı XIII / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Denizcinin Ramazanı XIII

Ramazan mesaisi

Ramazan ayında özellikle gündüzlerin uzun olduğu yaz aylarında Ramazan mesaisi yapmak gereklidir.

Birçok işveren özellikle de Avrupalılar bu hususa çok dikkat ederler. Gerçi onların amacı inanca saygıdan öte verimliliktir. Bununla birlikte Ramazan aylarında oruç ibadetlerinin kolaylıkla yapılması için gerekli tedbirleri alırlar.

Gemilerde de mesai saatlerini ayarlamak mümkündür. Mesleğini iyi yapan kaptanlar, bulunduğunuz yer eğer yaz ayı ise mesaide bazı kolaylıklar yapmaya çalışırlar. Örneğin oruç tutanların istirahat sürelerini uzatarak gemi işleri yapılır. Fakat zorunlu hallerde örneğin manevralar yani yanaşıp kalkma durumlarında yapacak bir şey yoktur. Herkes ayakta ve görevini yapmak zorundadır.

Bununla birlikte Ramazan aylarında Allah insana ayrı bir güç veriyor. İlk birkaç günden sonra (düzenli yemek alışkanlığı değiştiği için) oruç tutmak insana hiç zor gelmemeye başlıyor. Ayrıca Ramazanın verdiği şevk ve neşe işin cabası. Kısaca Ramazanlar gemide de olsa çok güzel geçer.

Fakat Ramazan ayının en güzel yaşandığı yerlerin başında Arap ülkeleri gelir. Zira burada Ramazan mesaisi bambaşkadır. İftar saatine kadar sokaklar bomboş adeta etrafı ölüm sessizliği kaplamıştır. Fakat iftardan sonra her yer cıvıl cıvıl insan kaynamaya başlar. İşyerleri açılır alışveriş mağazaları ağzına kadar dolu olur.

Gece yarısına hatta sahura kadar açık işyerleri vardır. Kalabalık hiçbir yerde azalmaz. Sahurdan sonra sabah serinliğinde çalışmalar devam eder. Fakat öğle sıcağı bastırınca insanlar birer birer ortadan çekiliverirler. Ta ki iftar saatine kadar. Sonra yine Ramazan şenliği başlar.

Tabi bütün Arap ülkeleri böyle midir? Bilemem lakin gittiğim bütün liman şehirlerinde üç aşağı beş yukarı buna rastladım.

Cenabı Allah bütün Müslümanlara Ramazan’ın bereketini nasip etsin.

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Fütûhât-ı Ramazan

Fütûhât-ı Ramazan: Orucun Benzersizliği: Kendi’nden Geçerek Kendi’ne Gelmek Fütûhât-ı Ramazan-1: Oruç, diğer ibadetlerden pek çok bakımdan …

Kapat