Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Denizli Hapsinde Kastamonulu Talebelerin Hizmetleri

Denizli Hapsinde Kastamonulu Talebelerin Hizmetleri

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yukarda (metnin alındığı kitapta) hatıraları geçen şahidlerin ifadelerinden de anlaşıldığı üzere, Üstâd Bediüzzaman ile talebelerinin birbiriyle görüşmelerini ve temaslarını kesmek için gayet zalimane ve çok şiddeti bir surette Üstad Hazretlerini çocuk koğuşu yanındaki tek, küçük, dar ve ufunetli ve karanlık bir odada tecrid içinde hapsettiler. Fakat Üstâd’ın kaldığ’ı hücresinin bir penceresi, hapishanenin ağır cezalılar bölümünün avlusuna bakmakta idi. Üstâd aşağıdaki talebelerine, her fırsatta tedbir, ihtiyat, teselli ve tesanüd gibi hususlara dair küçük kâğıt parçalarına yazıp aşağı attığı mektuplar ve pusulalar veya bazen boş kibrit kutuları içine koyarak pencereden attığı Meyve ve müdafaat risaleleri ile muhabere  idare adamlarının bulunmadığı zamanlarda  gerçekleşiyor ve devam edebiliyordu. ılk başlarda bazen de hapishanenin meydancı veya aracı adamları ile de yazıp gönderiyordu. Denizli hapsi müddetince Üstâd tarafından yazılıp talebelerine gönderilen mektupların tamamı ve Meyve risalesi eseri böyle gizli tedbirler ile yürütülüyordu. Hatta bir ara Üstâd’ın, avluya bakan penceresini, mahpuslarla selâmlaşıyor bahanesiyle kapatıp mıhlamışlardı. 

Denizli Hapsinin İç Durumu

Taşköprülü Sadık Beyin Merdane Hizmetleriyle İş Koloylaşıyor

Daha sonraları 6.10.1943’te Kastamonu’da tevkif edildikten bir müddet sonra Denizliye getirilen Mehmed Feyzi Efendi, Emin Bey (Çaycı Emin) Sadık Bey ve Hilmi Beylerin gelmeleriyle, bu muhabere işi artık güzel yürüyor ve kolaylaşıyordu. Çünkü kahramanlar ilinden (Kastamonu) gelenlerin içinde gün görmüş, cesur, yiğit ve asil bir bahadır vardır: Taşköprülü Sadık Bey!..

Evet, birçok kimselerin kat’î rivayetleriyle Sadık Bey (Demirelli) Denizli hapsine gelir gelmez, bu işin uhdesinden gelebildi. Yiğit, cesur, cömert ve ağır başlı, asil tavrıyla, eski mahpuslarla hemen dostluk kurabildi. Hâli vakti yerinde ve asil ve hanedan bir aileden yetiştiği için, eli açık olan Sadık Bey, mahpusların efeleriyle, kabadayılarıyla az bir zaman içinde dostluk kurup elde etti. Onların dertleriyle ilgilendi. ıkramlar, sigaralar, çaylar ve saire… Nihayet hapishanede iş beceren cesur kimselerden bir ekip oluşturdu. Hapishanenin içine herşey sokabilen bu becerikli, cesur ve yiğit kadro, artık işi oldukça kolaylaştırdılar. Kahraman ruhlu Sadık Bey, bu kadro vasıtasıyla Risale i Nur’un hapishanede herkese yayılmasına dışarı gönderilip getirilmesine ve okunmasına bir nevi vesile olmuş oldu. Sadık bey ve mahpus arkadaşları bir taraftan da Hazret i Üstâd’ın yazdığı müdafaat parçalarını, geceleri sabahlara kadar yazılmasını da temin edip makamata gönderilmesini sağladı.

Hazret i Üstâd, Sadık Beyin bu asil, âlî himmetliliğine ve merdâne hizmetlerine ve kahramanca muvaffakiyetlerine son derece memnun oluyor ve Sadık Beyi tebrik ediyordu. Hz. Üstâd, bu sıddikiyet mertebesine ulaşan Sâdık Bey’i sadakatkârlık, vefadarlık ve asaletinin tavırları karşısında; mukabelesiz hiç kimsenin bir şeyini yememiş iken, Sadık Bey’in kendi eliyle pişirdiği çorbasını hiç bir şey demeden yiyordu.

Hem bu meyanda, Hazret i Üstâd’ın hapisteki talebelerinin umumuna hitaben yazıp gönderdiği yüz bir adet mektupların dışında, ayrı ve hususî olarak da, kahraman bahadır Sadık Bey’e kendi el yazısıyla Onun şahsına gönderdiği on beş yirmi kadar mektupları ve küçük pusulaları, Hazret i Üstâd’ın Sadık Bey’in âlî himmet ve bahadırlık ve sadakatına karşı duyduğu hâs teveccühlerini göstermeye kafidir”
İşte Sadık Bey’in, müdafaat parçalarının yeni yazıyla daktilo edildiğini Üstâd’ ına bildiren kendi el yazısıyla gönderdiği bir mektubu şöyledir:

Faziletli Üstâdım efendim Hazretleri!
Hizb ün Nuri okunmaktadır. Yazı makinası Süleyman Bey’in (Süleyman Honkâr) vasıtasıyla gelmiştir. İcret verilmiyecek. Yeni yazıyla Müdafaat ve Meyve yazılmaktadır. Hürmetle hâk ı payinizden öperiz.
Aciz Talebeniz
M. Sadık

Hazret i Üstâd da Sadık Bey’in bu pusulasına karşı böyle bir mukabelede bulunmuştur:

Aziz Sıddık hakikatli kardeşim Sadık Bey!
Senin kemal-i sadakatını ve bahadırlığını gösteren pusulayı aldım. Zaten seni ilk gördüğümde, sende bir yüksek fedakârlık hissetmiştim. Benim şahsım Risale i Nur’a nisbeten hiç hükmünde olduğu için, seni Risale i Nur’un hizmetine vermesini Rahmet i ılahiyeden beklerim ki, tahliye olsun. Evet senin gibi ve Hilmi, Emin gibi fedakârları yanımda hizmetimde arzu ederdim. Fakat hem hanelerinizde talebeler var, hem de Kastamonu’da benim yerimi boş bırakmak olmaz. Yalnız Fevzî kalsa yeter. Hafız Tevfik ise o Kur’ân dersi için vazifesi vardır.
Said i Nursi

Sadık Bey’in Üstâd’ına gönderdiği çorbasını, Üstâd’ın Onu minnetsiz bulup, mukabelesiz yediğini gösteren şu mektubudur:

Bismihi Sübhanehu
Aziz Kardeşim Sıddık Sadık Bey!
Hakikaten ben sizde ve Hilmi ve Feyzi ve Emin’de; Kardaşta ve evlâtta ve valideynde bulunan hâlis ve minnetsiz bir şefkat gördüğümden, hem ruh rahat ediyor, hem sizin bu ehemmiyetli hizmetinizi mukabelesiz kabul ediyorum.

En evvel, Hilmi Bey seni bize getirdiği için ona minnettarım. Zaten ben sizin beşinizi bir ruhta telâkki ediyorum. Feyzi, Emin, Hilmî çoktan beri benim akrabam içinde de kazançlarıma hissedar edilir.

Şimdi Gavs ı A’zamın bize işaretinde hâs kardeşlerim bir kısmını bu fıkrada gösteriyor ki, Sadıklar daha sarih görünüyorlar. Eğer darılmazsanız, yemek masrafında ben de iştirak edeceğim. Zaten tam vaktinde bana muvafık hediyeleriniz, manevî kıymeti ondan dokuzu ihsanınız olsun. Biriside daimi ve eski kaidem için ben versem ne olur? Ben Isparta’da bazı eşyamı satmıştım. Çok şükür iktisad bereketiyle o az para bana kâfi geliyor.

Said-i Nursi”

Abdülkadir Badıllı (Bediüzzaman Said Nursi: Mufassal Tarihçe-i Hayatı)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Mustafa Vahdetî Efendi

Hafız Mustafa Vahdeti Efendi   XVIII. yüzyılın sonlarında Şeyh Şaban Veli Tekkesi’nin başına on üçüncü …

Önceki yazıyı okuyun:
Peygamberlerin soy ağacı ve gönderiliş sırası

Peygamberlerin soy ağacı ve geliş sırası hakkında bilgi verir misiniz? 1. Adem (as). 2. Şit …

Kapat