Deprem bölgesinde gördüm, duydum, yazdım.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Asrın musibeti diye yazdım geçen yazımda.

Bir de yerinde göreyim, maddi manevi yardım edeyim karınca kararınca diye bu yaşta hanımla düştüm yollara.

14 nisan CUMA günü Büyük Çamlıca camiinde cuma namazını eda ile başladı yolculuk. Ankara Hacı Bayram Veli camiinde öğle namazını kalabalık bir cemaatle eda edip Kırşehirde ikindi namazını eda edip kadim bir hizmet ehli olan Nuri Bingöl abiyi ziyaret edip hediye ettiği kitaplar ile iftara Kayseri de geçde olsa eda geceyi ihya ile orda kaldık.

Sabah erken yola revan olduk. K. Maraşda depremzede kadim dostumuz H. Sami Yağmur ile maddi manevi yıkılan yerleri hususan camileri gördük. Tam bir felaket. Beraber Gaziantep de yıkılan kadim taş camileri ve kalenin yıkılan duvarlarını hüzünle gördük. Halkın bazısı hatta yaşlısı açıktan pervasız oruç tutmamasına üzüldüm şaştım.

Urfa da Bediüzzaman mevlidine iştirak ettik. Çok muhteşemdi. Maddi manevi. Reis de o gün oradaydı açılış miting için. Mevlide iştirak eder dedim. Etmedi. Edemedi. Urfa’yı dadolaştık. Balıklıgöl hâlâ bulanıkdı. Urfa eşrafından birine sordum: Neden bu afet deprem arkasından sel geldi.?
Cevab müthişdi. “Turist arabaları açık saçık edepsizleri getirip bu mübarek yerleri gezdirdi. Enbiya, evliya diyarı bu mübarek beldeyi tokatladı”
Sonra Nurdağı ve İslahiye’yi gördük. Maddi manevi hasar çok.

Sonra Hatay Hassa ve Kırıkhanı gördük. Aynı hal. Sonra Belen. Tepede kurulmuş. Can kaybı yok. 15 bina yıkılmış yıkılacak. Sağlam zemine rağmen.

Demek esbab kâfi değil. Kaderin cilvesi sillesi var. Yani herşeye kadir Allah c c ın tasarrufu var. Fay may zemin memin hikaye. Bunu görmeyen gafiller kendini avutuyor. İsyan ve tuğyanına devam ediyor.
Ve tabi maddi manevi musibette.
Sonra Hatay’a geçtik.

Aman Allahım. Dehşet baştanbaşa.. Öyle haberlerde görünen gibi değil. Meşhur Habibi Neccar makamı ve camisi de tarumar.

Anladım ki burada isyan tuğyan fazla. Bu felakete rağmen oruca hürmet hakka itaat ve ibret alma yok. Çok acı.

Daha büyük felaket musibetler hatta kıyamet gelmeden aklımızı başımıza almalıyız hepimiz.
Yoksa geliyor gelmekte olan KIYAMET.

Selam ve dua ile hayırlı bereketli feyizli CUMA ve BAYRAMlar..

Yazar : Hasan ERDOĞAN

1957 Kastamonu doğumlu. İlk orta lise öğrenimini Kastamonu'da, yüksek öğrenimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Bl.1975-1981'de tamamladı. 1979'da sıkıyönetim ve Ecevit zamanında tutuklandı. 12 gün Kastamonu Cezaevinde, 60 gün Mamak Askeri Cezaevinde zahiren suçsuz yattı. Ve siyaseti bırakıp bir tarikata bağlanma kararı aldı. 1979 sonbaharında M.FEYZI Efendi r.aleyh'i ve dolayısıyla Risale-i Nur'u ve dershaneleri tanıdı. 12 eylül darbesinde sonra NURCU'LUKTAN tutuklandı. İnayet-i İlahi ile 4.gün tahliye edildi, 6.6.1981'de o dönemdeki ilk beraat ve eserlerin iade kararını aldı. Askerlik görevini Kıbrıs'ta sakıncalı Asteğmen olarak tamamladı. Yongapan. A.Ş muhasebede işe başladı. Askerde evlendi 3 kızı 1 oğlu oldu.1989-1990 arası 3 donem Kastamonu Meslek Yüksek Okulu'nda işletme finansmanı ve borçlar hukuku dersi verdi. 1991'de gazeteciliğe başladı, sarı basın kartı aldı. 1994-1996 yıllarında İstanbul'da Samanyolu Tv'de çalıştı. Uyuşamayıp ayrıldı. Ve cep telefonu bayiliği yaptı. Biricik oğlu M.FEYZI'nin 13.5 yaşında vefatıyla 2003'te ticareti bırakıp bir nevi inzivaya çekildi. Kısa süreli bazı gazetelerde çalıştı. Çeşitli makaleleri yayınlandı. "Hür adam" filminde fahri danışmanlık yaptı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Sinema dalinda Yüksek lisans yapıyor. M.FEYZI Efendi r.aleyh'den duyduklarını kitap ve belgesel, Bediüzzaman Said Nursi hazretleri r.a film ve dizi yapma gayretinde.

Web Sitesi