Ana Sayfa / Uncategorized / Derhal Bir Hamam İnşa Edilsin / Yunus MÜREBBİ

Derhal Bir Hamam İnşa Edilsin / Yunus MÜREBBİ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

K Ü R S Ü

Yunus MÜREBBİ

DERHAL HAMAM İNŞA EDİLSİN

Bir vakıf şehirdir Kastamonu…

Kırkçeşme’ den Aşağı İmaret’ e, Kale Kapısı’ ndan Hazret-i Pir’ e… Kastamonu’ nun her yanı bir vakıf eseri ile süslenmiş ve Kastamonu asırlardır bu vakıf eserleri ile halkına sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı ve Hakk için halka hizmet düsturunu aşılamıştır.

Cami, mescid gibi ibadethanelerle dini hayatı, imaret, aşevi, han ve kervansaraylarla sosyal yardımlaşmayı, kütüphane, medrese ve sıbyan mektepleri ile eğitim hayatını, darü’ ş – şifa ve hastanelerle sıhhi hayatı , velhasıl ictimai ve sosyal hayatımızın her alanına giren müesseseleri ile asırlardır Türk milletinin huzur, refah ve mutluluğunu temin eden en önemli öğelerden birisi olan vakıf müessesesi Kastamonu’ da da mahalle mahalle, sokak sokak, cadde cadde donatmıştır her yeri…

Kastamonu, tarihindeki en parlak dönemini Candaroğulları Beyliği zamanında görmüştür. 1290 yılından 1461 yılına kadar geçen 171 yıllık süre zarfında Kastamonu ve çevresinde hüküm süren Candaroğulları Beyliği gerek ilim – irfan, zenginlik ve refah, gerek kültür ve siyaset ve gerekse huzur ve güven açısından Anadolu’ nun bu güzide coğrafyasını ihya etmiştir.

Candaroğulları Beyliği’ nin hükümdarları arasında Kemalettin İsmail Bey’ in ayrı bir yeri vardır. Kendisi bir çağ açıp çağ kapayan Fatih sultan Mehmet Han’ ın dayısıdır. Ve bu dayı, Osmanlı ordusu üstüne geldiğinde beyliğini, hükümdarlığını, siyasi ve askeri gücünü bir anda silip savaşsız olarak topraklarını Osmanlı’ ya bırakabilecek kadar onurlu ve ideal sahibi bir Türk büyüğüdür. Ve Kastamonu tarihine altın sayfalar açan Candaroğulları Beyliği’ nin son hükümdarı…

Yıl 1454…

Kastamonu aşığı İsmail Bey, bu şehrin şanına yakışır bir külliye yaptırmaya karar verir. Yer olarak da, şehrin her tarafından görülebilen bir mekan seçer; Şehinşah Kayası.

Külliye inşaatı başladığında, İsmail Bey de erkenden inşaat alanına gelir, hem de her gün. Bu külliyeye ayrı bir önem verdiği her halinden belli olmaktadır. Ne var ki İsmail Bey’ in keyfini kaçıran, onu huzursuz eden ve sinirlendiren hadiseler vuku bulmaktadır. Kendisi bu diyarın hükümdarı iken sabah erkenden inşaat sahasına geldiği halde, hemen hemen her gün işe geç gelen işçiler görünmektedir. Beş on gün dikkatle takip eder İsmail Bey… Değişen bir şey yoktur, kendisi inşaat sahasında iken bile işe geç gelme hadisesi devam etmektedir.

Bir gün, kendisi yine erkenden külliye inşaat sahasında yerini almıştır İsmail Bey. İşçiler çalışmaya başladıktan 15 – 20 dakika kadar sonra on kadar işçinin gayet rahat bir şekilde geldiğini görür. Hemen ustabaşını yanına çağırır;

Bu ne iştir ustabaşı? Şu gelenlere bak! Ben buradayken bile yüzleri kızarmadan, utanıp sıkılmadan geç kalabiliyorlar. Bir tek gün olmadı ki bütün işçiler birlikte işe başlasın. Her gün geç gelen pişkinler oluyor ve sen buna müdahele etmiyorsun” diye çıkışır.

Ustabaşı güngörmüş, feleğin çemberinden geçmiş bir ihtiyardır. İsmail Bey’ in sözlerini sükût içersinde dinledikten sonra destur alarak konuşmaya başlar;

Beyim! Ustasından kalfasına, çırağından amelesine bütün arkadaşlar sizin bu esere ne kadar ehemmiyet verdiğinizin farkındalar. Ve bu inşaatın bir tek taşı bile abdestsiz olarak yerine konmamaktadır. Ancak, malumunuzdur ki, hepimizin bazı zamanlar gusletmesi icap etmektedir. Gördüğünüz gibi, yakında bir hamam bulunmamaktadır. Mazereti olan arkadaşlar Kale Hamamı’ na veya Frenkşah Hamamı’ na gitmek zorunda kalıyorlar. Geç kalışların sebebi budur.

İsmail Bey bütün gerçeği görmüştür. Gerçekten de inşaat sahası yakınında bir hamam bulunmamaktadır. Ustabaşı sözünü bitirir bitirmez emrini verir;

Derhal inşaatı durdurun! Hiç kimse başka bir işe bakmasın ve tez elden bir hamam inşa edilsin! Benim eserime böylesine ehemmiyet veren teb’ amı zorda bırakmak bana yakışmaz. İsteyen istediği zaman hamama girip temizlenebilmeli ve Kastamonu’ nun gözbebeği olacak bu külliyenin işleri de aksamamalı…”

Candaroğlu İsmail Bey’ in emri üzerine cami inşaatı durduruldu ve hemen hamam inşasına başlanıldı. Çok kısa bir sürede inşa edilen hamam, külliyenin inşaatında çalışan işçiler için çok büyük bir kolaylık sağladı.

İsmail Bey külliyeyi inşa ettirirken bir de türbe yaptırdı. Vefat ettiği zaman bu türbeye defn olunmak arzusundaydı. Ne var ki, kader onu, canından çok sevdiği Kastamonu’ dan çok uzaklara götürdü. Bulgaristan sınırları içersinde yer alan Filibe’ ye gitmek zorunda kaldı, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet Kastamonu’ yu zaptettiğinde… Ve memleketinden çok uzaklarda Filibe’ de vefat ederek, bu gurbet diyarına defnolundu…

Ancak, onun hatıraları her zaman Kastamonu insanın gönlünde minnet ve şükran duygularıyla beraber yatmaktadır. Çünkü, Kastamonu’ nun adeta sembollerinden birisi olan İsmail Bey külliyesi, aradan geçen altı uzun asra rağmen hala dimdik ayakta, hala sapasağlam ve hala Candaroğlu İsmail bey gibi memleket sevdasıyla doludur.

Biz asırlar sonraki torunların belki seni göremedik ama senin bizlere miras bıraktığın eserler ayakta oldukça sen yaşayacaksın… ve Kastamonulu seni sonsuza dek kalbinin derinliklerinde saygıyla anacaktır.

Ruhun şad olsun İsmail Bey…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Seçme Öyküler / İzzet GÜLLÜ

Seçme Öyküler ________________ İzzet GÜLLÜ* Zamanın birinde bir eşek derin bir kuyuya düşer. Sahibi çok …

Kapat