Ana Sayfa / Yazarlar / Devam ve İstikrar / M. Nuri BİNGÖL

Devam ve İstikrar / M. Nuri BİNGÖL

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Mehmet Nuri

BİNGÖL

DEVAM VE İSTİKRAR

Bir edebiyatçı olarak Yalsızuçanlar’ın eserlerinin bir kısmını okudum. Kendi üslubuna göre ve eserlerinin “yapı”sı zaviyesinden “tutarlı” denebilecek bir edebi yönü de var.

Tutarlılık”la ifade ettiğim yapı, kendi ölçülerime göre değil elbet, kitaplarındaki “bütünlük” noktasından söylüyorum.

Birkaç defa şahsen de görüştüğüm yazardan bahsetme sebebim, eserlerinin edebi kritiğini yapmak değil. 24 Eylül 2015. tarihindeki Kanal A’daki Tarih ve İrfan programında “sunuculuk” mesleğinin ilcaatı gereği tavrı, hem Sadık Yalsızuçanları itibarsızlaştırmak, hem de okuyucularını Kanal A’yı izlemekten alıkoymak için “kullanan” bir “ekip”e bazı noktaları hatırlatmaktır.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Barla’da “menfa”dadır. Yıl 1927’dir. Münazarat’ın ilk neşrindan (telif değil neşir) yaklaşık 14 yıl sonradır. ( Kastamonu Lahikası, 78)

İnkılabdan ( II. Meşrutiyet’in ilanı) ve o muhitten ve TE’SİRAT-I Hariciyeden neşet eden bir halet-i ruhiye ile yazdığı bu gibi eserlerinde hatiat var.” . ( Kastamonu Lahikası, 78)

Mezkur programda Sadık Bey ne demişti?

Zaten II. Said döneminde o fikrinden vazgeçmişti.”

Yani Üstad’ın “hatalıyım” beyanından çok hafif bir ifade kullanmış. Yalsızuçanlar’ın es geçtiği bir nokta var yalnız. O da Bediüzzaman Said Nursi’nin hiçbir zaman Sultan Abdulhamid’in bizzat şahsına taarruz etmediğidir. Bunu söyleyenlere hatırlatsaydı “sunuculuk” vazifesine bir halel gelmezdi.

Sonradan “Sultan-ı masum” dediği zata, isim tasrih etmeden ima yollu itirazları, ya devrinde “mecbur kaldığı istibdad” a (Münazarat) yapılan birer “dostane ikaz”dır, ya da çevresinde ondan habersiz iç ve dış mihrakların sevkiyle yaptıkları yanlışlıklıra dikkat çekmedir. ( Münazarat)

Kastamonu Lahikası’ndaki mektubun devamında Üstad, mezkur “hatiat”ı neden yaptığını tavzih eder.

Cenab-ı Hakkîn rahmetinden niyazım odur ki: Ehl-i imanın meyusiyetlerini izale niyetiyle ettiği hatiat hüsn-ü niyetine bağışlansın, afv edilsin.” . ( Kastamonu Lahikası, 78)

***

Milleti yaşat ki devlet yaşasın” öğüdüyle yola çıkıp, ülkenin pek çok meselesini halletmek için bu ilke çerçevesinde kollarını “çemreyen” kişi ve kuruluşların, belki de “hikmet-i hükümet” gereği yaptıkları düzenlemelerin çoğu takdire şayan.

İşinin ehli düşünce ve kimliklerden teşkil olunmuş bir ekibe güvenmemek, insanı “gayr-ı memnun” derekesine indirir; Bunu herkesten daha çok bilmesi ve şuurunda olması –aynı zamanda bilfiil yaşaması– gereken insanların ve hizmet gruplarının ta ilk baştan beri istikbali oldukça parlak bir siyasi ekibin yolu üzerine takoz koymaya çalışması, hemen hemen herkesi bilhassa bizi düşündürüyor ve üzüyor.

Anlamakta gerçekten zorlanıyoruz. Merhum Nasreddin Hoca’nın bindiği dalı kesmesi benzeri “garabet”ler eğer bir hikmetli sebebe dayanmıyorsa, aklımıza bazı ihtimaller gelmiyor değil.

Birileri” dini canibden buldukları Truva Atı misali anlayışlarla, o canım ve güzide çalışmalara gölge mi düşürmeye çalışıyor? Eğer bu doğruysa, acaba niçin ve neyi elde etmek, ya da “neye mani olmak’ için yapıyor bunu?

Mümkün her hükûmete karşı çıkmayı” ( Münazarat) anarşizm ile eşdeğer gören –görmesi gereken- meslek ehlinin “bir bölümünü” de bu tuzağa teşne bir hâlde. Onları, taş taş örülmeye çalışılan Çin Seddi’nin bir elemanı, bir “âlet-i lâ ya’kıl” olarak bulma endişesi onlar adına hafakanlara atıyor bizi.

Dikkat” edelim ki, devam ve istikrar şu ya da bu siyasinin ikbali için değil, millet, ülke, milli kültür ve cihanşümul sanat için mutlak zaruret.

 

İşte 1 Kasım tarihi bunun için ehemmiyetlidir.

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Önceki yazıyı okuyun:
Eski Hâl Muhal Ya Yeni Hâl Ya İzmihlal / Vehbi KARA

Vehbi KARA Eski Hal Muhal Ya Yeni Hal Ya İzmihlalİnsanlık âlemi İslamiyet’e ve Müslümanlara çok …

Kapat