Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Makaleler / Dijital Dünyada Dînî Bilgiye Erişim

Dijital Dünyada Dînî Bilgiye Erişim

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet HABERLİ
Bilecik Şeyh Edebali Üniv. İslami İlimler Fak.

Tarihsel süreçte dinler; varlıklarını sürdürme, güçlendirme, geniş coğrafî bölge ve kitlelere ulaşma noktasında kitle iletişim araçları ile etkileşim içerisinde olmuşlardır.1 Bu süreçte, dinlerin taşıdığı mesajlar değişmemiş, ancak bu mesajları kitlelere iletme şekli, iletişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak sürekli güncellenmiştir. Kitle iletişim araçlarının ilkinden sonuncusuna kadar hepsinin, dinî bilgi aktarımı, eğitim-öğretim faaliyetleri, tebliğ, misyonerlik gibi tek yönlü bir iletişim süreci içerisinde gerçekleşen dinî faaliyetlerde kullanıldığı görülmektedir. Bu bağlamda Gutenberg’in matbaayı icadıyla, ilk basılan kitabın İncil olduğu (1454) ve Martin Luther’in reformist düşüncelerinin yayılmasında, matbaada basılan kitap ve gazetelerin oldukça etkin bir işlev gördüğü bilinmektedir.2 Yine XX. yüzyılın başında daha yeni icat edilmiş radyo kullanılarak, Noel arifesinde, açık denizlerdeki gemilere ulaşması amacıyla İncil’den pasajlar okunup yayınlanmıştır.3 1950’li yıllardan itibaren ise televizyonun -televanjelizm olarak adlandırılan-evanjelizm faaliyetlerinde yoğun bir şekilde kullanıldığı bilinmektedir.4

Dijital iletişim teknolojilerinin özellikle internetin ortaya çıkışıyla, kitle iletişim araçları ile din ilişkisi, farklı bir noktaya taşınmıştır. Dijital medyanın etkileşimli olma özelliğiyle, daha önce tek yönlü bir iletişim süreci şeklinde gerçekleşen medya din ilişkisi, iki yönlü ve yatay bir paradigmaya evrilmiştir. Yeni iletişim teknolojileri ve internet; kurgusal, akışkan, etkileşimli ve diğer kitle iletişim araçlarını içerisine alan sanal bir ortam meydana getirmiştir. Bu ortam, inanç sahiplerinin hem kendi aralarında etkileşimine hem de inanç sistemleriyle etkileşime girmelerine imkân tanımaktadır. Bu durum, din/dinlere ait birçok unsurun dijital kültüre eklemlenerek adapte olmasına ve medyanın dinî amaçlı kullanımının önemli ölçüde çeşitlenmesine zemin hazırlamıştır. Din mensuplarının, küresel ölçekte iletişime geçebilme, yazılı, sesli ve görüntülü dinî içerikleri paylaşma, bilgi edinme, online zekât verip kurban bağışı yapma, sanal bir ritüele katılma, dua isteğinde bulunma gibi dinî yaşayışa ilişkin pratik ve faaliyetler, bu yeni medya ortamının inanç sahiplerine sunduğu fırsatlardan birkaçıdır.

Son yıllarda akıllı telefon, tablet benzeri mobil iletişim teknolojilerinin yaygınlaşması ve sosyal medya kullanım oranının yükselmesi, bu teknolojilerin dinî amaçlı kullanımını oldukça arttırmıştır. Söz konusu mobil cihazlara yüklenen dinî uygulamalar, kullanıcıların dinî hayatını kolaylaştırıcı ve zenginleştirici bir işlev görmektedir. Namaz öğretici programlar, Kur’an/tecvit öğrenmeye veya hafızlık yapmaya yardımcı olan, ilmihal ve hadis külliyatlarını içeren uygulamalar akla gelen ilk örneklerdir. Bu uygulamaların bazıları, kullanıcılara görsel işitsel yollarla ibadetleri öğrenmede rehber işlevi görmektedir. Bir kısım uygulamalar da kullanıcılara dinî metinler üzerinde çalışma, belirli anahtar kelimelerle arama yapma, kaldıkları ve beğendikleri yeri işaretleme kolaylığını sunmakta, ilgili metinle ilgili farklı görüş ve yorumları diğer sosyal medya kullanıcılarıyla paylaşma imkânı tanımaktadır.

Dijital medyanın dinlere sunduğu sözü edilen fırsatların yanında, din/dinler ve inanılar açısından bir kısım tehditleri beraberinde getirdiği göz önünde bulundurulmalıdır. Dijital ortamda dolaşıma giren büyük miktardaki dinî bilgi, dinî medya okuryazarlığı olmayan ve dinî eğitim almamış kişilerin, itikadî/amelî meselelerde zihin karışıklığı yaşamasına ve şüpheye düşmesine yol açabilmektedir. Bununla birlikte, internet ve mobil iletişim cihazları aracılığıyla yapılan ayet ve hadis paylaşımları, bayram kutlamaları, dua isteme/etme ve benzeri pratikler, genellikle paylaşım derecesinde kalmakta, din ve dindarlıkta bulunması gereken otantiklik ve samimiyet duygusu erozyona uğramaktadır. Bu bakımdan sanal ortamda yaşanan ya da gösteriş unsuru olarak kullanılan dindarlığın, gerçek bir dindarlık açısından yıpratıcı ve dindarlığı buharlaştırıcı etkiler oluşturacağı göz önüne alınmalıdır.5 Bunun yanında dijital medyanın aşırı kullanımı, bireyin zamanını ve enerjisini almakta, onu gerçek hayattan uzaklaştırıp dezenformasyona açık hale getirebilmektedir. Hatta bu durum bireylerin günlük rutin işleri aksatabilmesine, muayyen zamanlarda eda edilmesi gereken 5 vakit namaz gibi dinî vecibeler konusunda tembellik ve ihmalkârlık yapmalarına yol açabilmektedir.

İnternet ve ona bağlı dijital iletişim ortamlarının, dinî bilgiye erişimi bir fare tıklamasına indirgemesi ve düşünce, inançları ifade etme noktasında sunduğu imkân, postmodern dönem öncesi oldukça etkin olan dinî kurum ve otoritelerin baskın konumunu yitirmesine yol açmıştır. Çünkü dijital ortamda yapılan tartışmalar, ulusal zeminde gerçekleşmediğinden meşru bir otorite de tanımamakta, sansürün denetiminden kurtulmaktadır.6 Bu durum, dinî elitlerden (kiliseler ve din adamları gibi) yukarıdan aşağıya doğru olan iletişim sürecinin değişmesine ve bu otoritelerden alınmış dinî bilgi ve mesajların; sosyal medya ve forumlar gibi sanal alanlarda tartışılarak sorgulanmasına yol açmıştır.7

Bu noktada birçok dinî lider, kanaat önderi veya dinî kurumun, mensupları ve takipçileri üzerinde sahip oldukları otoritedeki zayıflığı minimize etmek için, interneti özellikle de sosyal medyayı kullandıkları görülmektedir. Örneğin Katolik Kilisesi’nin ruhanî lideri Papa Franciscus’un Twitter’da 18 milyondan fazla takipçisi, dünyaca ünlü Budist Rahip Dalai Lama’nın 19 milyon Twitter, 14 Milyon Facebook takipçisi ve tanınmış İslâm âlimlerinden Dünya İslâm Âlimleri Birliği Başkanı Yusuf Al-Karadâvî’in ise 2,5 milyon Twitter takipçisi bulunmaktadır. Sözü edilen dini lider ve kanaat önderleri sosyal medyayı; takipçilerini bilgilendirmek, yaptıkları seyahat ve faaliyetlerden haberdar etmek ve önemli meseleler hakkında görüşlerini açıklamak amacıyla kullanmaktadır. Takipçileri ise, söz konusu dinî lider ve kanaat önderlerinin paylaşımlarını beğenerek, paylaşarak veya retweet ederek bu mesajların milyonlarca kişiye aynı anda ulaşmasını sağlamaktadır.

Türkiye bağlamında düşünüldüğünde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 Temmuz ayı itibariyle 612 bin Facebook, 166 bin Twitter takipçisi bulunmaktadır. Türkiye’de 2019 Ocak ayı itibariyle yaklaşık 59 milyon internet ve 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı bulunduğu dikkate alındığında8, bu rakamın düşük seviyede kaldığı görülmektedir. Bu bakımdan, Diyanet İşleri Başkanlığı, İlahiyat Fakülteleri ve türevlerinin halkı dinî konularda doğru bilgilendirmek, hurafe ve bid’atlardan uzak tutmak amacıyla dijital medya ortamlarını etkin kullanması gerekmektedir. Söz konusu kurumların, toplumun doğru dinî bilgiye erişebilmesi için gerekli önlemleri alması, dijital medya kullanımına ilişkin işlevsel politikalar üretmesi, toplumun bilinçlenmesinde ve bilgi kirliliğini azaltmada etkili olacaktır. Bu bağlamda, dijital medya ortamındaki dinî içeriklerin hem medya ve hem de dinî okuryazarlık yetisine sahip uzmanlar tarafından takip edilmesi, dezenformasyon ve dinî bilgi kirliği gibi riskleri mümkün mertebe asgariye indirgeyecektir.9 İnternet kullanıcıları da dijital medyada, anonim kullanıcılar ve muteber kişi veya kurumlar dışındakiler tarafından sunulan enformasyon ve dinî içeriklere şüpheyle yaklaşmalı, bunları farklı kanallardan teyit etmeden benimseyip paylaşmamalıdır.

Dipnotlar

1 Pauline H.C. ve diğerleri, “The Internet Highway and Religious Communities: Mapping and Contesting Spaces in Religion-Online”, The Information Society, 2009, S. 25, s. 291.
2 Detaylı bilgi için bkz. Eisenstein, Elizabeth, The Printing Press as an Agent of Change: Communications and Cultural Transformations in Early-Modern Europe, New York: Cambridge University Press, 1979.
3 Biernatzki, W. E., “Televangelism And The Religious Uses Of Television”, Communication Research Trends, Saint Louis University, 1991, c. 11, S.1, s. 2.
4 Biernatzki, a.g.m., s. 2.
5 Yılmaz, Hüseyin, Din ve Dindarlık, Hikmetevi Yay., İstanbul, 2014, s. 88.
6 Roy, Olivier, Küreselleşen İslam, (çev. H. Bayrı), Metis Yayınları, İstanbul, 2003, s. 85.
7 Bkz. Haberli, Mehmet, Sanal Din: Tarihsel, Kuramsal ve Pratik Boyutlarıyla İnternet ve Din, Açılımkitap, İstanbul, 2014, s. 72.
8 https://wearesocial.com/global-digital-report-2019 Erişim Tarihi: 10.07.2019.
9 Bkz. Haberli, Mehmet, “Sosyal Medyada Dini İnanç ve Ahlaki Değerlerin Dejenerasyonu Üzerine Bir Değerlendirme”, I. Uluslararası İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Kongresi Bildiri Kitabı, Karabük Üniversitesi Yayınları, 2018, ss. 640-648.

Din ve Hayat Dergisi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Leyle-i Berat Hakkında (Âyet, Hadis, Risale-i Nur)

BERAT: Nişan, rütbe ve imtiyaz için verilen resmî belge, kurtuluş. Sitemizde Berat Gecesi ile İlgili yazılar …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Yaşayanların Dilinden 1944 Ahıska Sürgünü (Video – Belgesel)

https://youtu.be/WjxUBAt55KA

Kapat