Ana Sayfa / Yazarlar / Dünya bize tur bindirdi / Vehbi KARA

Dünya bize tur bindirdi / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Vehbi KARA

Dünya bize tur bindirdi

Dünyada pek az kişinin yaşayabildiği ilginç bir hatıramı paylaşmak ve bu sayede okuyucularımla beraber tefekkür denizine açılarak değerli vaktinizi almak istiyorum.

Ticaret gemileri ile sefere çıktığımın ikinci yılıydı. II. Kaptan olarak atandığım bir gemiye, İstanbul Boğazı geçişinde katılmıştım. Gemimiz, Panama Kanalını geçerek sırası ile Kostarika, El Salvador ve Guatemala’ya gidecekti. Akdeniz ve Atlas Okyanusunu 15 günde geçerek Panama’ya geldik. Burada 3 havuza girerek deniz seviyesinden yaklaşık 100 metre yükseklikte suni bir göl olan Gatun Gölüne çıktık. Yarım günlük bir kanal geçişinden sonra yine 3 adet havuza girerek bu sefer Pasifik sularına indik.
Yükümüzü planlanan limanlara tahliye ettikten sonra, boş olarak Kanada’nın Vancouver limanına hareket ettik. Buradan yüklediğimiz sülfür maddesini Malezya’ya götürecektik.
İşte anlatacağım ilginç yolculuk da böylece başlamış oldu.

Denizde zaman karadakinden farklıdır. Eğer batıya doğru gidiyorsanız günler uzamaya, doğuya doğru gidiyorsanız kısalmaya başlar. Her 15 derecede bir, saatlerinizi 1 saat ileriye veya geriye almak zorundasınızdır. Aksi takdirde yerel saat adını verdiğimiz bölgenin kullandığı saatten farklı bir saati kullanmak zorunda kalırsınız ki, bu durum işlerinizi bir hayli güçleştirecektir. Bu nedenle batıya giderken iki günde bir defa saatlerimizi geri alıyorduk. Yolculuğumuz süresince bir günümüz ortalama 24,5 saat sürüyordu.
Bütün insanlar bir günü 24 saat olarak yaşıyorken bizim yarım saat fazla geçirmemiz tuhaf bir durum meydana getiriyordu. Fazladan yaşadığımız bu saatlerin bir telafisi olmalıydı ve Kanada’dan ayrıldıktan bir hafta sonra bunun bedelini ödemek zorunda kaldık.
179 Derece Batı Boylamının sonuna gelmiştik. Haritalarda “Gün Değiştirme Çizgisi” adı verilen 180 Derece Boylamı yazıyordu ki, bu boylamı geçerken gemi jurnaline bir gün ilave etmek zorunda kalmıştık.

Günlerden salıydı fakat ertesi gün çarşamba olması gerekirken bir gün sonrasını yani perşembe gününü yazmıştık. Anlaşılan her gün fazladan yaşadığımız yarım saatlerin bir bedelini bu noktada ödüyorduk. Sonunda çarşamba gününü hiç yaşamadan yolumuza devam ettik.
Malezya’da gemiden ayrılarak İstanbul’a döndüm. Jules Verne’nin “80 Günde Devri Âlem” romanına nazire yaparcasına 77 gün sonra evime geri gelmiştim. Fakat evime döndüğümde takvime göre 78 gün geçtiğini görüyordum. Gerçi Jules Verne’nin romanında yolculuk 81 gün sürmüştü çünkü romanın kahramanları hep doğuya gitmişlerdi. Biz ise Macellan’ın rotasında gitmiş yani dünyayı batıya doğru kat etmiştik.

Macellan ve denizci arkadaşları gibi bir gün az yaşamıştım. Halbuki roman kahramanları ise bir güğn fazla yaşamışlardı. Eğer dünyayı bir defa kat ederseniz siz de bu durumu yaşarsınız. Üstelik gemide çalıştığım için maaşımı da 78 gün olarak almıştım. Kısaca söylemek gerekirse bir gün daha az yaşamış ve çalışmış olmama rağmen fazladan 1 gün ilave edilmişti.
İşte bu yolculuğumun diğer seferlerden farklı olmasına bu “Gün Değiştirme Çizgisi” neden olmuştu. Haritalarda “International Date Line” adı verilen bu çizgiden geçen her yolcu, takvimini 1 gün öncesine veya sonrasına almak zorunda kalır.
Ben “böyle bir şey yapmayacağım” diyemezsiniz, zira bulunduğunuz ülkenin tarih ve zamanına uymak zorundasınızdır. Aksi takdirde her şey karışacaktır.
Evet, dünyanın yuvarlak olduğunu böylece test etmiş oldum. Gerçekten de yuvarlakmış! Eğer İstanbul’a döndüğümde yaşadığım gün sayısı İstanbul’dakiler ile aynı olsaydı “dünya yuvarlaktır” denilemezdi. Zira dünyayı enine doğru bir defa dolaşan bir insanın 1 gün daha az yaşaması gereklidir.
Bizde Macellan’ın yolculuğunda olduğu gibi dünyayı batıya doğru giderek kat etmiştik. “Formula 1” yarışlarına benzetecek olursak, dünya bize bir tur bindirmiş oldu. Bu sayede bir gün daha az yaşamış, güneşin doğuş ve batışını bir gün eksik görmüştük.

Macellan, bizden farklı olarak Güney Amerika’nın güneyine inmiş, kendi adı verilen boğazdan geçerek Endonezya sahillerine kadar gelmişti. Bu meşhur Portekizli kaptanın burada talihi yaver gitmemiş, yerliler ile girmiş olduğu çatışmada hayatını kaybetmişti. Fakat denizci arkadaşları seferlerini tamamladılar ve batıya doğru yelken açmışken doğudan ülkelerine dönmüşlerdi.
Bugün hâlâ Macellan’ın gittiği yoldan batıya doğru ilerleyen gemiler var. Zira Panama Kanalı belirli bir büyüklükten sonraki gemilere hizmet veremiyor. Panamax adı verilen gemiler de, işte bu kanaldan geçebilecek tonaja sahip gemilere verilen isimdir.

Dünya ile bir hesabım olduğu kanaatindeyim zira o bana iki tur bindirdi. Yıllar sonra bu sefer gemi kaptanı olarak bir defa daha dünyayı batıdan doğuya doğru kat ettim. Bu seferi ise hem bir yazı dizisi hem de kitap olarak yayınladım. Altı Ayda Altı kıta isimli bu kitabı okuyup benimle birlikte bu seyehate iştirak edebilirsiniz. Eğer bir zaman gelir bu sefer doğuya doğru 2 defa dünyayı kat edersem, ben de ona iki tur bindireceğim ve böylece eşitlenmiş olacağız.
Bu noktadan sonra şakayı bir kenara bırakıp, bu ilginç yolculuktan bir tefekkür dersi çıkarmak istiyorum. İşte saniyede 30 km. hızla hareket eden ve top mermisinden en az 60 kat daha hızlı hareket eden bir macera dolu dünyada yaşıyoruz.

Dünyamızın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı ise ekvatorda yaklaşık 20 km. civarındadır. Ses hızının saniyede yaklaşık 0.2 km. olduğunu düşünecek olursak, muazzam bir sürattir bu. Örnek verecek olursak, dünyanın yanında Ay kadar büyük bir insan bağırsa süratinden dolayı dünyaya sesini ulaştıramaz. Keza top mermisinden de 60 kez daha hızlı hareket ediyoruz. Fakat gelin görün ki, dünya üzerinde yaşayan insanların ne başı dönüyor, ne de okyanuslar, denizler göğe savruluyor. Çok hassa bir denge ve muntazam bir gemi üzerinde hareket ediyoruz.
Bu geminin kazan dairesi yok, lakin çekirdek ve manto adı verilen cehennem gibi erimiş metallerden oluşan bir yapısı var. Bazen gafil insanları uyandırmak için lavların yeryüzüne çıktığını görüyoruz. Dünyanın büyüklüğüne göre incecik bir tabaka olan yeryüzü kabuğunun insanların yaşayabileceği şekilde korunması, hiç de tesadüf olacak bir şekilde değildir.
Cenab-ı Allah’ın kudret ve tasarrufunda bulunan zeminimiz gemilerin hareket ettiği deniz üstünde değil ama binlerce derece sıcaklıktaki erimiş sıvı metal denizlerinin üzerinde yüzmektedir.
Yukarıda ilginç gelebilecek bir yolculuğu anlatarak bu yolculuktan binlerce kat daha fazla ilginç ve mu’cizevî olaylara sahne olan dünyanın seyehatine dikkatinizi çekmek isterim. Eğer tefekkür ederek dünyanın kendisine çizilmiş olan rotasında nasıl bir seyehat ettiğini düşünürseniz Kuran ayetlerini hatırlamaya vesile olursunuz.

Yasin 38. Ayet: Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym (Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir)39. Ayet : Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym(Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi (yay haline) dönmüştür)40. Ayet : Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun (Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.)41. Ayet : Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun ( Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır) 42. Ayet : Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun (Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır.) 43. Ayet : Ve in neşe’ nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun ( Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır).

 Sözümü Bediüzzaman’dan öğrendiğim bir cümle ile noktalamak istiyorum:
“Gözlerini kapayanlar, gündüzü sadece kendileri için geceye çevirebilirler”, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu Ağabeyleri Tanıtım Videosu

Kastamonu Ağabeyleri Paneli Tanıtım Videosu için tıklayınız

Kapat