Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Dünya Kütüphanelerinde Bir Kastamonulu / Hamdi NALBANT

Dünya Kütüphanelerinde Bir Kastamonulu / Hamdi NALBANT

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Latîfî,1490-91’de Kastamonu’da doğdu. Asıl adı Abdüllatif’tir. Yirmi-yirmi beş yaşlarında İstanbul’a gitti. Defterdar İskender Çelebi’ye sunduğu mensur bahariyye dolayısıyla Belgrad imaret katipliğine tayin edildi. 1543’te İstanbul’a dönerek yine imaret katipliklerinde bulundu. Dinî ve edebî birçok eser yazmış olan Latîfî, en önemli ve meşhur eseri “Tezkiretü’ş-Şuara ve Tabsıratü’n-Nuzamâ”yı 1546 yılında Kanûnî Sultan Süleyman’a takdim etti.

Latîfî, Kastamonulu olmakla övünmüş ve tezkiresinde kendi hayatını anlatmaya şu sözlerle başlamıştır: “O, cennete benzeyen yöreden, yani Kastamonu’dan, Hatibzâdelerden, alaka kaydından uzak, belaya düşmüş biriyim… ” Kastamonu’ya olan bu bağlılığı, tezkiresinde, Kastamonulu olmayan bazı şairleri hemşehrilik gayreti ile Kastamonulu olarak gösterdiği şeklinde iddia ve ithamlara neden olmuştur. Latîfî’yi bu şekilde eleştirenlerin başında Âşık Çelebi ve Kınalızâde Hasan Çelebi gelmektedir. Âşık Çelebi, Latîfî hakkında şunları söyler: 
“Ekser-i şu’arâyı yirinden yurdundan idüp çeke çeviri döge döge dir dimez Kastamonılı itmişdür hiç bilmem ne fikir itmişdür. Biz bildigümüz budur ki “şerefü’l-mekân bi’l-mekîn”, işitmedük ki “şerefü’l-mekîn bi’l-mekân”. Necâtî merhum Edirneli idügi meşhûr-ı âlem iken Kastamonılı’dur dimişdür. Acebden acîb budur ki Kastamonı’da şâyi’ olan iki lügat Necâtî şi’rinde bulunmagla istidlâl itmişdür, ol Temennâ kayası Amasiyya’da dahî vardur neden ki Amasiyyalı olmaya. Ve ba’zı şu’arâ hakkında ki aslâ Kastamonılı’dur dimege mecâl yokdur, Kastamonılı filândan tahsîl-i ma’rifet itmişdür diyü yazmışdur. Hatta Celâlzâde Nişancı Mustafa Çelebi tercemesinde Kastamonı civarında Tosya’dandur dimişdür. Tosya’dandur dimekle mekânı ma’lûm olurdı, Kastamonı civârında olmagla şeref mi gelür?…”

Prof. Dr. Rıdvan Canım, konuyla ilgili yaptığı araştırmalarda, iddiaların abartılı olduğu ve birçok yerde Latîfî’ye haksızlık edildiği sonucuna varmıştır.
     
Latîfî’nin Kastamonu’yu dünyaya tanıtmada çok önemli bir yeri vardır. Bu önemini eserlerinin yazmalarının dünyanın dört yanındaki kütüphanelerde bulunmasından ve Latîfî ile eserleri hakkında yine dünyanın çeşitli yerlerinde yazılan kitap ve makalelerden anlamak mümkündür. Prof. Dr. Vüsala Musalı, Latîfî’nin eserleri ve hakkında yazılanlarla ilgili bir bibliyografya çalışması yapmıştır. Buna göre Latîfî’nin en meşhur eseri Tezkiretü’ş-Şuara’nın dünyada bilinen 100’e yakın nüshası vardır. Bu nüshalar; İstanbul, Ankara, Adana, Bursa, Konya, Kayseri, Sivas, Kütahya, Isparta, Amasya, Çorum, Afyon, Nevşehir gibi pek çok ilimizin kütüphane ve müzelerinde bulunduğu gibi, yurtdışında;Paris, 

Vatikan, Madrid, Mısır, Viyana, Los Angeles, Marburg, Tibüngen, Oxford, St. Petersburg gibi dünyanın pek çok kütüphanesinde de bulunmaktadır. Üstelik Paris Milli Kütüphanesi, Vatikan Apostol Kütüphanesi, Viyana Devlet Kütüphanesi, St. Petersburg Yazmalar Enstitüsü vs. gibi birçok önemli kütüphanede müteaddit sayıda nüsha bulunmaktadır. 

Kastamonulu olmakla övünen, Kastamonu’yu çok seven ve “cennete benzeyen yöre ” diye niteleyip, eserlerinde defalarca zikrederek ABD’nin Michegen Üniversitesi’nden, İngiltere’nin Oxford Üniversitesi’ne, Rusya’nın St. Petersburg Yazmalar Enstitüsü’ne kadar dünyanın birçok önemli üniversitesinde dahi anılmasını ve öğrenilmesini sağlayan Latîfî’nin, ne yazık ki bugün Kastamonu’da ismi dahi hatırlanmamaktadır. Kastamonu’nun tanıtımında müstesna bir yere sahip olan Latîfî’nin, ilimizin 2018 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti olması vesilesiyle hatırlanması ve adına edebî-kültürel etkinlikler düzenlenmesinin ve kendi tabiriyle “cennete benzeyen bu yörede” isminin bir yerleri süslemesinin isabetli olacağı kanaatindeyiz.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hz. Peygamberin (asm) Dünyevî Konulardaki Otoritesi

Batılılaşmış bazı çevreler tarafından sık sık dile getirilen diğer bir bakış açısına göre de Hz. …

Kapat