Ana Sayfa / Yazarlar / Dünya Saltanatı

Dünya Saltanatı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

DÜNYA SALTANATI

 “Dünya, hırs gösterenlerin sırtında; kanaat edenlerin ayaklarının altındadır.”

Muhammed Bozdağ

“Dünya çok çabuk döndüğü için rengi belirsizdir.”

Cenap Şahabeddin

“Hesap ettim cümle dünya malını

  Neticesi bir top beze dayandı.”

Seyranî

  “Yavaşla, bu dünyadan bir defa geçeceksin.”

Kemal Sayar

“Şu yaşlı dünyaya gönül verme.

 Çünkü kubbenin üstünde toz durmaz.”

Şirazlı Sadi

     YAĞMA

     İran şahlarından Keykâvus, Mısır’ı ele geçirir. Memleketi yağma etmeleri için askerlerine izin verir. Mağlûp olan Mısır hükümdarı bu durumu görünce çok üzülür: 

    – Bunlar ne yapıyor? diye sorar.   

    – Malını – mülkünü yağma ediyorlar! 

    Bunun üzerine yenik hükümdar şu cevabı verir:

    – Yanılıyorsunuz sultanım! Artık benim burayla herhangi bir ilişkim kalmadı. Savaştan sonra her şey senin eline geçti. Dolayısıyla askerler benim malımı değil, senin malını ve eşyanı yağma ediyorlar. 

     Keykâvus, bu isabetli cevaptan sonra yağma hareketini durdurur. 

    

    ZEVK

    II. Dünya Savaşı’nda Paris düşüp de Fransa, Alman orduları tarafından işgal edilince, üzgün Fransız milletine radyodan seslenen o devrin devlet başkanı Mareşal Petain üzüntüsünü şöyle dile getirmişti: 

    – Dostlarım, zevk bizi mahvetti!

 

    DÖNEKLİK

    Meşhur İtalyan şairi Alfieri’ye sormuşlar:

    – Siz eskiden demokrattınız, sonra birden bire aristokrat kesildiniz. Nasıl değişiverdiniz? İnsan bu kadar dönek olur mu?

    Şair, soğukkanlılığını koruyarak cevap vermiş:

    – Eskiden büyükleri gördüğüm için demokrat olmuştum, şimdi küçükleri gördüğüm için aristokrat oldum!

 

     İÇİ BOŞ CEVİZ

     Hz. Şibli, bir sokaktan geçerken iki çocuğun kavga ettiklerini görür. Araya girip ayırmak ister ve kavganın sebebini sorar. Biri elindeki cevizi gösterip, “ben buldum” der.

     Diğeri de aynı şeyi söyler. Hazret bakar ki olmayacak: “İsterseniz ilk önce cevizi kıralım, ondan sonra konuşalım” der. Ve kırar; ama cevizin içi boştur. Her iki taraf da yaptıklarının manasızlığını anlayınca, suçlu suçlu önlerine bakarlar.

      Hz. Şibli, şu sözlerle işi tatlıya bağlar:

      “Kabuğunu kırmadan ve özünü görmeden hiçbir şeye el atmamalı.”    

 

     TAŞINI MI ÇEKTİN?   

     II. Dünya Savaşı’nın en kötü günleri yaşanıyordu. Bir tanıdığı Tayyip Ağa’ya sorar:

    – Ağa, bu dünyanın hali ne olacak?  

    – Ne var oğlum dünyanın halinde?

    – Ne olacağı var mı Ağa, dünyanın her yanı yanıp yıkılıyor…

   Ağa’nın cevabı kayda değer:

   – Yıkılırsa yıkılsın. Dünya yapılırken taşını sen mi taşıdın?

 

    SALTANAT FARKI

     Mevlâna Hz.leri, ara sıra Sultan’ı ziyaret eder ve beraber oturup sohbet ederlerdi.

Bir defasında Sultan’a şunları söyledi:

     – Ben padişahım, sen de padişahsın… Senin saltanatın gözlerin açık durdukça bakidir, benim saltanatım ise gözlerimi kapadığım zaman başlar!

     

  EN RAHAT YER

  Bir bilgeye şöyle sormuşlar:

  – Dünyanın en rahat yeri neresidir?

    Cevap düşündürücü:

    – İyi bir binici için rahvan atın sırtı, kitap sevdalısı için kütüphane, dost canlısı için sohbet meclisi, ibadete düşkün olanlar için camidir. 

  

     BEKRİ İMAM OLURSA…

     Bekri Mustafa’yı duymayanımız yoktur. İçki yasağına uymayanların cezalandırıldığı IV. Murad döneminin ünlü ayyaşı… Bekri, çoğu zaman Sultan Murad’ın hışmından zekâsı, esprileri sayesinde kurtulmayı başarmış. Bu yüzden nükteleri günümüze kadar ulaşmıştır.   

     Günün birinde mahallenin yoksulu ölmüş. Garibin namazını kıldıracak imam bulunamamış. Bekri’den rica etmişler:

    – Sen yol yordam bilirsin. Garibanın namazını kıldırıver. 

    Bekri Mustafa, cenaze namazını kıldırmış. Sonra da tabut yerine hasıra sarılmış cenazenin kulağına bir şeyler fısıldamış. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak etmiş. Bekri, tebessüm ederek merakları gidermiş: 

     – Öbür âlemde, dünyanın durumunu sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu de, yeter. Dünyanın hali anlaşılır.

Mahir Duman 

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
SORULARLA RAMAZAN VE ORUÇ

RAMAZAN VE ORUÇLA İLGİLİ BAZI SORULAR VE CEVAPLARI Not: Sorularınızı kastamonur@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. SORU: Orucun İslam’ın beş …

Kapat