Ana Sayfa / Yazarlar / Dünyanın Bir Ucunda Bayram / Vehbi KARA

Dünyanın Bir Ucunda Bayram / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Dünyanın Bir Ucunda Bayram

Bir zaman Kurban Bayramını Güney Afrika Cumhuriyetindeki Durban kıyılarında geçirdim. Bayram öncesinde gemimize gelen “Horasan Erenleri” kurban konusunda gemicilere yardımcı oldular.

Horasan Erenleri diye adlandırmamın nedeni bu kişilerin İslam’ı yayma şevk ve gayretlerinden dolayıdır. Zira bundan bin yıl önce Türklerin Anadolu’ya geldiği dönemde İslam’ın yayılması amacı ile sulh döneminde derviş, harp döneminde ise asker olarak çarpışan kişilere bu ad verilmişti.

Artık Anadolu tamamen Müslümanlaşmıştı. Hele hele Risâle-i Nur’ların bu coğrafyada iyice kök salmasından sonra küfrün beli kırılmıştı. Horasan Erenleri bu defa dünyanın en ücra köşelerine gittiler. Güney Afrika gibi sömürgecilikten henüz kurtulmaya çalışan yerlerde İslam’ı tebliğ etmeye başladılar.

Ahir zamanda cebir ve savaşlar ile dini yaymak mümkün değildi. İnsanlar ancak ikna olduklarında inançlarını değiştiriyorlardı. Belâgat yani güzel konuşma sanatı çok önem kazanmıştı. Horasan Erenleri gibi savaşlara katılmaya gerek yoktu.

Güney Afrika Cumhuriyetinde çoğunlukta olan zenci nüfusun çoğunluğu hâlâ ilkel dinlere mensuptu. Yani taşa toprağa tapan “animist” adı verilen inançları vardı. Devlet ister Hıristiyan, ister Müslüman olsun ayrım yapmadan dinlerini yaymak isteyenlere yardım ediyordu. Yeter ki büyücülerin ve vahşetin kol gezdiği bu topraklarda Allah inancı yayılsın.

Bu maksatla ücretsiz arazi vermekten tutun vergi kolaylıkları gibi birçok teşvik veriliyordu. Beyaz halk yönetimi zencilere devrettikten sonra ırkçı ve sömürgeci alışkanlıklarından vaz geçmek zorunda kalmışlardı. Zaten büyük bir kısmı Avustralya’ya göç etmişti. Ticarî hayatı Hint kökenlilere bırakmışlardı. Hintlilerin ise neredeyse tamamı Müslüman inancına sahipti.

Türkler İslâmın yayılmasında Araplardan aldıkları şevk ve gayreti yüzyıllarca başarı ile devam ettirmişlerdi. Fakat Hintliler nedense onlar kadar başarılı değillerdi. Hindistan’dan gelen hocalardan pek memnun kalmamışlar ve Türklere müracaat etmişlerdi.

Beş yıl içinde yüze yakın okul ve Kuran kursu açılmıştı. Gerçi öncelikle Hintli Müslümanların çocukları istifade ediyordu, lâkin zenci halkın ilgisi devamlı surette artmaya başlamıştı.

Horasan Erenleri bize yaptıkları faaliyetleri gösteren bir video filmi izlettiler. Malezyalı bir işadamının İstanbul’un fethini ve Peygamberimizin (asm) fetih ile ilgili sözlerini anlattığı bir toplantıda oldukça duygulu anlar yaşanmıştı. Gemiciler de fazlası ile etkilenmişlerdi.

Bu arada kurban kesimi ile ilgili yaptıkları faaliyetlerden bahsettiler. İsteyen arkadaşların kurbanlarını Mozambik, Zambiya ve bölgedeki bazı devletlerde kesebileceklerini ifade ettiler. Dört yıldan beri bu sayede binlerce zencinin Müslüman olduğunu söyleyince gemiciler de, ben de bu hayırlı işe katıldık. Hatta ben dört tane kurbana katıldım zira kurban fiyatları çok ucuzdu.

Bize kurbanlarımızın Mozambik’te kesildiğini söylediler. Bayrama kalmadan Durban’dan ayrılmak zorunda kalmıştık yolda mesajla bilgi verdiler.

Güney Afrika deyince hemen devletin dindar insanlara yapmış olduğu destek aklıma gelir. Hamd olsun, hükümetimiz  ülkemizde de dini vakıf ve kuruluşlara desteğini esirgemiyor. Aslı ve kuruluş maksadının aksine olarak birer izbelik haline gelmiş eserleri önce onarıp sonra da makul bir kira ile vakıflara veriyor. Allah, bu hizmetleri yerine getiren Erdoğan ve hükümetimizden razı olsun.

Ne acıdır ki Kur’ân kurslarının kapatıldığı, imam hatip liselerinin öcü gibi gösterildiği ülkemizde devletin dindar insanlar üzerinde uyguladığı baskıyı anlamak mümkün değil. Horasan Erenleri bizlerin bu halini görse belki inanamayacaklar, ama fitne asrının özelliği gereği bu acıları yaşamak zorunda kalıyoruz. Cenâb-ı Allah cümle Müslümanları ve bizleri korusun ve güzel hizmetlerde muvaffak etsin, Âmin.

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Bayramların Dili / İsmail AKSOY

Bayramların Dili Nazlı ve nazenin varlık insan için halk edilen bin bir türlü mutluluk vesilesi …

Kapat