Düşünce Damlaları

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Selim GÜNDÜZALP

Uzak dediğin nedir?

Gönlün gitmediği yerdir.

Dostluklar bakım ister

Yengece sormuşlar:

“Seni, kışın pek aramızda göremiyoruz?”

Yengeç:

“Allah aşkına” demiş, “yazın çıkıyoruz da ne itibar görüyoruz.”

Göz ruhun penceresi değil mi?

Gören, göz ama bakan, kalp.

Kalp gözü imanla açılmayan bir insan;

pencereden de baksa, karşısında duvar görür.

Susmayı öğrenmeden konuşmak olmuyor.

Ah güzel allah’ım ah, neler verdin bize neler…

Şükürden aciziz ah, yetmiyor şu kelimeler…

Kalbe şifadır ölümü anmak

Hz. Ömer (ra) demiş ki:

Ölümü yattığın zaman yastığının altında,

Kalktığın zaman da burnunun ucunda bil.

Evvelim Allah.

Âhirim Allah.

Kalbimde Beytullah.

Dilimde Muhammedün Rasulallah.

Son nefeste kelime-i şehadeti

Bizlere nasip eyle Ya Allah.

Saksıdaki mandalina ağacından,

Bir tane kopardık.

Topraktan, ağaçtan değil.

Senden bildik ya Rab!

Sonra tekrar yerine takalım dedik, yapamadık.

Haram ile helâle yol alınmaz.

Annemin duası:

Bir el dua eder.

Bin kişi sevap alır.

Çocukların “anneee” diyen sesleri de olmasa,

Kalbimiz olduğunu unutacağız.

“Nasılsın amca?”

“Sorma yüküm ağır”

“Dışınızda bir şey yok ama”

“Yük içimde evlat, yük içimde…”

“Yani…”

“Yanisi şu; gençlik geçti, ömür geçti ama tortusu kaldı geride…”

Dünyanın senden sonra nasıl olduğunu görmek istersen.

Senden evvel ölenlerden sonra ne olduğuna bak.

Hasan Basri (ra)

Ah biz insanlar.

Birbirimizle uğraştığımız kadar,

Her birimiz nefsimizle uğraşsak,

Kim bilir neler değişecek, neler…

Annemin duası

Bir kara kahve, misafirlerimin gönlünü ak eder.

Kahve acıdır ama sohbeti tatlıdır.

Telvesi kadar ruha zenginlik versin Rabbim.

Soralım kendimize:

Niye dünyada hep aynıyız da,

Niye başka biri oluyoruz mezarlıkta.

Niye acaba?

İçimizdeki ağırlığı, yalnız dualar hafifletir.

Çeşmelere koşar susayanlar.

Baharı bekler tohumlar.

Gecenin karanlığından,

Düşüncenin aydınlığına,

Yol almak için sabırsızlanır kelimeler.

Ölen ruh değildir, bedendir sadece.

Donmuş düşünceler,

Donmuş dallar,

Donmuş ruhlar,

Baharla uyanırlar.

Ezan-ı Muhammedî, dünyaya esir olan insanı özgürlüğe davettir.

Hayatını imanla dolduran, ölüm ırmağında boğulmaz.

Kara dosyalar konmadan önüne.

Beyaz bir sayfa aç şimdiden yönüne.

Ayna dedi ki:

“Bana bakıp kendini göreceğine,

Bir defa olsun, seni Yaradanı gör.”

Yaradan’ın baharda, bin bir ismin cilvesi vardır.

Onun için ruhlar, baharla uyanırlar.

“Abi ben nerdeyim ya?”

“Gönlün nerdeyse, sen oradasın.”

Öldüğümüz zaman nereye gidiyoruz?

Amellerimizin bizi beklediği yere.

Allah var ise, her şey var.

Varlar ancak Onunla var.

Onun var etmesiyle var.

Bütün varlar, Onunla var.

Var ettiklerin adedince Allah’ım, varlığına deliller var.

Şöylece bir göz at;

Göreceğin her yerde,

Kusursuz bir sanat,

Var işte var, her şeyde…

El ele verince eller.

Birleşir birden gönüller.

Dilimi; adını anmaya layık gördüğün için,

Sana sonsuza kadar hamd olsun…

Düşün!

Rabbin kimin için yarattı evreni

Sen, senin misin ki,

Değersiz görüyorsun kendini.

Sen seni bil, sen seni.

Sendeki sen,

Bildirir sana Rabbini.

Çınar olmaya aday bir öğrenciyi.

Çalıya çırpıya çeviren bir öğretmen, Allah indinde sorumludur.

İşini iyi yapan usta, sanatkâr diye anılır.

Öğretmenin kalitesi de yetiştirdiği öğrenci ile bilinir.

Altını demirden mihenge vurup ayırırlar.

Dişleri temizleyince, çaydan kahveden uzak duruyorum bir zaman.

Aynı şeyi günahlardan tövbe edince de yapsak…

Mesela; gıybetten uzak dursak, ne iyi olacak.

Vaktimiz, ne dediğini bilmeyenin söylediklerini dinleyecek kadar değersiz değildir.

Sen bu dünyadan ne aldığını bırak,

Sen bu dünyaya ne kattığına bir bak.

“Nedir hayat?”

“Hayat yaşamaktır.”

“Ot da, odun da yaşıyor; bu da iş mi yani?”

“Nedir peki hayat?”

“Hayat inanmaktır. İnsan inanmadan yaşayamaz. İnanmak yürek ister. Akıl ve kalb ister.”

İnanmak, insanın içindeki karanlığın aydınlanmasıdır.

Hakikat her şeydir..

En saçma sapan düşünce sahipleri bile,

kendini haklı göstermek için hakikatin arkasına gizlenip konuşurlar.

En gerçek gençlik aşısı, iman ve duadır.

Yarın öleceğini eğer bilseydi insan,

Fuzûlî işlerini hemen, bırakırdı o an.

Dünyaya yeniden dönmek mümkün olsa, herkes yaptığı yanlışları düzeltmek ister.

Yaşayanların içinde ise, bunu kale alanlar sanki çok az gibi…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hadisler ve Kur’ân / Vehbi KARA

Kur'ân-ı Kerim, insanları Peygamberimize (asm) yöneltir ve "Onun getirdiğini alın, onun yasakladıklarından kaçının" emrini verir. …

Kapat