Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Edebî Muhit Olarak Kastamonu

Edebî Muhit Olarak Kastamonu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Edebî Muhit Olarak Kastamonu

Prof. Dr. Abdullah Aydın
Kastamonu Üniversitesi

Giriş

2018 yılı Türk Dünyası Başkenti olarak ilan edilen Kastamonu, kuruluşu tarih öncesi dönemlere kadar giden bir şehirdir. Değişik zamanlarda Anadolu’da hüküm süren pek çok devletin kuruluşuna ve yıkılışına tanık olmuştur. Şehir, H. 499/ M. 1105 yılında Danişmentliler tarafından fethedilince Türklerle karşılaşmıştır. H. 610/ M. 1213’te Selçuklular’ın, H. 692/ M. 1292 yılında da Candaroğulları’nın egemenliği altına girmiştir. H. 865/ M. 1460 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı toprağı hâline gelen Kastamonu, Millî Mücadele Dönemi’nde de çok önemli gelişmelere sahne olmuştur (Tuğlacı 1985: 202-206).

Türk Edebiyatı’nın on üç ve on dokuzuncu yüzyıllar arası dönemi Divan Edebiyatı, Klasik Türk Edebiyatı veya Eski Türk Edebiyatı isimleriyle sınıflandırılmaktadır. M. 1850 sonrası şekillenen Batı Tesirindeki Türk Edebiyatı kısmı dışarıda bırakıldığında, söz konusu döneme Osmanlı Edebiyatı ismi daha uygun düşmektedir. Altı asır süren bu dönemde, biyografi kaynaklarında doğrudan veya dolaylı olarak haklarında bilgi verilen şair sayısı yedi bin civarındadır. Osmanlı Devleti’nde böylesine çok şair yetişmesinde devleti yöneten aile bireylerinin de şiirle meşgul olmaları, bazılarının divan tertip etmeleri etkili olmuştur. Nurullah Ataç’ın ifadesiyle “ne dediğini iyice kavrayamasak bile, bizi söylediğini, bizden bir şey olduğunu, yüreğimizde bir teli titrettiğini” duyduğumuz Divan Edebiyatı “Bizim duygularımızın ezgisi olduğu için, gücünü bizim duygularımızdan alıp bizim duygularımızı beslediği için” önemlidir (Bayram 2005: 32).

Edebî Muhit

Divan şairlerinin yetişmesinde edebî muhitler çok etkili olmuştur. Edebî muhitlerin bu öneminden hareketle Türk dili ve Edebiyatı bölümlerinin lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarında seçmeli olarak Edebî Muhitler ve Mektepler dersleri verilmektedir. Edebî muhitlerle ilgili eser kaleme alan Halûk İpekten bu sohbet meclisleri arasında şunları zikrederek detaylı bilgi vermiştir:

Padişah Sarayları
Devlet Büyüklerinin Konakları
Şehzade Sarayları
Paşa ve Beylerin Konakları
Şuara Meclisleri
Dükkânlar
Meyhaneler (İpekten 1996: 7).

Osmanlının yerleştiği geniş coğrafya göz önünde bulundurulduğunda şairlerin bulundukları şehirler, eğitim durumları, meslekleri gibi birçok değişken edebî muhitlerin de çeşitlenmesine vesile olacaktır. Mezkur kitabın basımından
bugüne geçen sürede yapılan biyografik çalışmalar edebî muhitlere bazı eklemeler yapılmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Belki bir zeyl olarak kaleme alınabilecek edebî muhitlere şunları da eklemek yerinde olacaktır:

Külliyeler
Hanlar ve Kervansaraylar
Medreseler
Sayfiye Bahçeleri
Vakıf Binaları
Şair Evleri
Sürgün Şehirleri
İçerisinde Şair Bulunan Yolculuklar
Tarikat Merkezleri ve Şubeleri

Yetiştirdiği şair sayıları dikkate alındığında -Türk Edebiyatı açısından- hiç şüphesiz tarikat merkezleri ve şubeleri önemli edebî muhitlerin başında gelmektedir. Dergâh, asitâne, tekke ve zaviyelerde, Divan şiirinin son üstat şairi Şeyh Galip başta olmak üzere çok sayıda şair yetişmiştir.
Candaroğlu Beyliğinin merkezi olan Kastamonu, Osmanlı döneminde de şehzade şehri olarak önemini korumuş, Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın görev yaptığı yer olmuştur. Cem Sultan’ın bazı Kastamonulu şairleri beraberinde Konya’ya götürmesi ya da daha sonra yanına aldırması Cem Sultan’ın Kastamonu’da bir edebî muhit teşkil ettiğini göstermektedir. Cem Sultan Kastamonu’dan Konya’ya âlimler ve şairlerden oluşan bir ekiple beraber gitmiştir. Cem şairleri diye de anılan ve Cem Sultan’la kader birliği etmiş şairler arasında Sa’dî, Türâbî, Şâhidî, Haydar Çelebi ve Ahmed Beg bulunmaktadır. Konya’da aralarına Karamanlı Aynî de katılmıştır. Bu şairlerden Cem Sultan’a hocalık da yapan Türâbî, Kastamonuludur (Aynur 2000: 34).

Kastamonulu Divan Şairleri

Yaygın olan ismiyle Divan Edebiyatı denilen bu edebiyatta şiir her zaman düz yazıdan daha üstün görülmüştür. Manzum olarak divanlar tertip edilmiş, mesnevîler kaleme alınmış ve mecmualar derlenmiştir. Mensur yani düz yazı olarak yazılan eserlerin
başında ise kırktan fazla örneği bulunan şair tezkireleri gelmektedir. Şair tezkireleri şairlerin adı, mahlası, ailesi, öğrenim durumu, mesleği, çalışma hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgi veren biyografilerin topluca bulunduğu eserlerdir.

Tezkire yazma geleneği, Cumhuriyet döneminde genişleyerek şairlerin yanında yazarlara da yer vermeye başlamıştır. Bu dönemde; adına tezkire denilmemekle beraber edebiyat tarihi, antoloji, ansiklopedi, isimler sözlüğü gibi adlarla anılan biyografi içerikli eserler kaleme alınmıştır. Divan Edebiyatı alanında yapılan biyografi içerikli çalışmalar arasında ise divan şairlerinin şehirlere göre tasnif edilerek derlendiği “Şehir Şairleri Tezkiresi” diyebileceğimiz çalışmalar ortaya çıkmıştır. Tarihî ve kültürel geçmişi zengin olan Kastamonu’ya dair müstakil bir şehir tezkiresi olmaması bir eksikliktir. Bununla birlikte bazı çalışmalar vardır: Biyografi içerikli olarak İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın kaleme aldığı Kastamonu Meşâhiri (Uzunçarşılı 1990), Nail Tan ve Özdemir Tan tarafından derlenen Gurur Kaynağımız Kastamonulular gibi her gruptan insana yer veren eserler, Kastamonu’nun kültür ve edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur (Tan ve Tan 2004, 2005a, 2005b, 2006, 2010, 2013). Fakat şiir örnekleri vermedikleri için bu eserler, Divan Edebiyatı açısından ihtiyacı karşılamamaktadır. Kastamonulu Divan Şairlerine dair; biri Filiz Kılıç tarafından yazılan ve on sekiz şair hakkında bilgi veren diğeri de İlyas Yazar’ın kaleme aldığı ve kırk beş şairden haber veren iki bildiri metni yayımlanmıştır (Kılıç 2011; Yazar 2003). Mustafa İsen’in tespitine göre ise Kastamonu’da yetişen divan şairi sayısı otuz altıdır (İsen 1997: 68). Binlerce şairden söz edilen Divan Edebiyatı’nda Kastamonulu şair sayısının hiç şüphesiz daha fazla olması gerekmektedir.

Kastamonulu Divan Şairleri ismini uygun bulduğumuz ve basıma hazır hâldeki çalışmamızda ise yüz kırk bir şairin biyografisi kaleme alınmıştır. Buna rağmen sayının daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü şair olduğu bilinen ama adı sanı belli olmayan, kendi hâlinde şiirle iştigal eden veya yazdıkları şiirler günümüze
ulaşamamış olan bazı meçhul şairlerin varlığı da mümkündür.

Daha önceki kaynaklarda verilen Kastamonulu Divan şairlerinin neredeyse üç katından fazla olan şairlerin tespitinde aşağıdaki hususlar gözetilmiştir:

Miladî 19. yüzyılın son çeyreğiyle beraber Divan edebiyatının etki alanı zayıflamıştır. Buradan hareketle 1900 yılından önce doğan ve divan şiiri örneği kaleme alan şairler.

Herhangi bir biyografik eserde Kastamonulu olarak kaydedilenler.

Aile kökeni Kastamonu’ya dayananlar: Hafid ve Şeref Hanım gibi.

Dedesi Kastamonulu olanlar: Bekâyî ve Feyzî gibi.

Babası Kastamonulu olanlar: Haydar ve Şifâyî gibi.

Belki köylerinden belki başka bir yerden gelip Kastamonu’ya yerleşenler: Ferâhî gibi.

Başka bir yerli olmakla beraber görev veya başka bir sebeple babaları Kastamonu’dayken doğanlar: Adnî ve Nakşî gibi.

Görev veya başka bir sebeple gelip Kastamonu’da meşhur olanlar: Necâtî gibi.

Tezkirelerde şair olarak kaydedilmedikleri hâlde başka bir şairin biyografisinde dolaylı olarak varlığından haberdar olunan şairler: Mehmed Râşid gibi.

Saz şairleri arasında bulunmakla beraber divan şiiri örnekleri de yazan Kastamonulu şairler: Meydânî ve Fevzî gibi.

Kastamonulu Divan Şairlerine Dair Bazı değerlendirmeler

Evini edebî muhit hâline getiren şairler: Necâtî Bey, Nişânî Mustafa Bey, Baharzâde Raşit, Sadrazam Mustafa Reşit Paşa.

Yavuz Sultan Selim ve çevresindeki Kastamonulu şairler: Halimî, Hilmî,
Selimnâme yazarı Nişânî Mustafa Bey ve başka bir Selimnâme yazarı Tâli’î.

Büyük şairlerle irtibatı olan şairler: Molla Câmîden el alan Câmî-i Rûmî.
Fuzûlî’nin kendisine kaside yazdığı ve meşhur şikâyetname içerikli mektubunu gönderdiği Nişânî Mustafa Bey (Akyüz vd. 2000: 105- 108; Sis 2016: 432).

Meşhur eserlerin yazarı olan şairler: Şairler tezkiresi yazan Latîfî, Yümnî.
Şakâyıku’n- Numâniyye yazarı Taşköprülüzâde Ahmet Efendi.
Mecelletü’n-Nisab, Devhatü’l-Meşâyıh, Tuhfetü’l-Hattâtîn yazarı Müstakimzâde Süleyman.
Lûgat-ı Remzî yazarı Hüseyin Remzî.
Tomâr-ı Turûk-ı Halvetiyye yazarı Sâdık Vicdânî.

Güzel sesli şairler: Andelibî, Dâ’î, Hicrî, Kemâlî, Senâyî, Şânî, Şemsî-i Edvarî.

Taşköprülü şairler: Abdullah, Ahmet, Hilmî, İbrahim Has, Kemâlî, Zekâyî.

Tosyalı şairler: Atâyî, Nişânî, Salih, Mahmut, Gurbî, Hicrî, İzzet, Mecidî, Nasuhî, Rıfkî, Sa’dî, Sâfî, Tûsî Mustafa Çelebi.

Üst düzey görevlerde bulunan şairler:
Tanzimat Fermanı’nın ilanında etkili olan Sadrazam Mustafa Reşit Paşa.
Şeyhülislam – Sa’dî.
Kazasker – Mustafa Anik Efendi, İzzet, Kemâlî, Râif, Rıfkî, Şifâyî.
Nişancı – Necâtî, Nişânî Mustafa, Ârif Mehmet, Hattî, Haydar, Sıdkî, Sun’î.
Reisülküttap – Ebubekir Râtip.
Defterdar – Şemsî.

Şeyh şairler: Adnî, Fenâyî, Fu‘âdî, İbrahim Hâs, Hasan, Ma‘nevî, Müstakimzâde Süleyman, Nasûhî, Nasûhî, Seyyid, Ünsî, Vahyî, Vahidî, Vuslat, Yahyâ.

Şabanî şairler: Adnî, Ferîde, Fu‘âdî, İbrahim Hâs, Lutfî, Mahvî, Ma‘nevî, Nasûhî, Ünsî, Vahyî.

Arkadaş şairler: Hıfzî, Mahvî, Şâdî, Hasbî, Lutfî.
Necâtî, Tâli’î, Şevkî, Sun’î, Şemsî-i Edvarî.
Âşık Çelebi, Şeydâ.

Kadın şairler: Feride Hanım, Şeref Hanım, Nakiyye Hanım, Zeynep Hanım.

Aynı aileden şairler: Hattî, Hafid, Nebil, Nebil, Şeref Hanım, Nakiyye Hanım.
Atâyî, Nişânî, Salih, Mahmut.
Ârif, Râif, Âsım.
Hilmî, Ahmet, Kemâlî.
Abdullah, Bekâyî, Feyzî.
Müstakimzâde Süleyman, Emin, Vefâ.
Hamdî, Latifî.
Baharzade Raşid, Feride Hanım.
Mustafa, Sa’dî,
Mahvî Hasan ile ismi tespit edilemeyen şair oğlu.
Manevî, Adnî.
İbrahim, Es’ad.
Yümnî, Rıfkî.
Fu’adî, Kalbî.
Fenâyî, Yetîmî.

Mahlasdaş şairler: Sa’dî (3 kişi), Şemsî (3 kişi), İbrahim (3 kişi), Ahmet (2 kişi), Andelibî (2 kişi), Azmî (2 kişi), Halimî (2 kişi), Hasbî (2 kişi), Hilmî (2 kişi), Kemâlî
(2 kişi), Mahvî (2 kişi), Nasûhî (2 kişi), Nebil (2 kişi), Şâdî (2 kişi).

Sonuç veya Teklifler

Gerek biyografi yazımında gerek şiir incelemelerinde şairin içinde bulunduğu edebî muhitin tespiti şaire dair değerlendirmelerin daha isabetli olmasını sağlayacaktır.

Türk Edebiyatında Edebî muhit konusu zeyil geleneği çerçevesinde tekrar işlenmelidir.

Kastamonu yetiştirdiği divan şairi sayısıyla önemli bir edebî muhit konumundadır.

Kastamonu’nun bazı ilçelerinde de edebî muhitler oluşmuştur.

Kastamonulu şairler özelinde edebî muhit ile şair etkileşimine dair çalışmalaryapılması gerekmektedir. Bu durum diğer şehirlerimiz için de ayrı ayrı çalışmalara öncülük yapacaktır.

Kaynakça
Akyüz, Kenan, Süheyl Beken, Sedit Yüksel, Müjgân Cumbur, (2000), Fuzûlî Divanı, Ankara: Akçağ yayınları.
Aynur, Hatice, (2000), “Cem Şairleri”, İlmî Araştırmalar, S. 9, İstanbul, s. 33-43.
Bayram, Yavuz, (2005), “16. Yüzyıldaki Bazı Divan Şairlerinin “Şair”e ve “İlham”a Dair Görüşleri”, Türklük
Bilimi Araştırmaları, Güz, S. 18, Niğde, s. 31-68.
Çifçi, Fazıl, (2000), Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları.
İsen, Mustafa, (1997), Ötelerden Bir Ses (Divan Edebiyatı ve Balkanlarda Türk Edebiyatı Üzerine
Makaleler), Ankara: Akçağ Yayınları.
Kiliç, Filiz, (2011), “Şair Tezkirelerine Göre Kastamonulu Divan Şairleri”, Klâsik Türk Edebiyatının Peşinden,
Ankara: Grafiker Yayınları, s. 139- 147.
SİS, Nesrin, (2016), “Fuzûlî’nin Türkçe Mektuplarında Bir Söz Varlığı İncelemesi”, Journal of Turkish
Language and Literature, V. 2, I. 1, Winter, p. 431-438.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2004), Gurur Kaynağımız Kastamonulular III, Ankara.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2005a), Gurur Kaynağımız Kastamonulular IV, Ankara.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2005b), Gurur Kaynağımız Kastamonulular V, Ankara.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2006), Gurur Kaynağımız Kastamonulular VI, Ankara.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2010), Gurur Kaynağımız Kastamonulular VIII, Ankara.
Tan, Nail, TAN, Özdemir, (2013), Gurur Kaynağımız Kastamonulular IX, Ankara.
Tarlan, Ali Nihat, (1997), Necâtî Beg Divânı, İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları.
Tuğlaci, Pars, (1985), Osmanlı Şehirleri, İstanbul: Milliyet Yayınları.
Uzunçarşili, İsmail Hakkı, (1990), Kastamonu Meşâhiri, (Haz. Mustafa ESKİ), Ankara: Kastamonu Eğitim
Yüksekokulu Yayınları.
Yazar, İlyas, (2003), “Kastamonulu Divan Edebiyatı Şairleri”, İkinci Kastamonu Kültür Sempozyumu, 18-
20 Eylül, Kastamonu, s. 255- 264.

Kaynak: İNSAN, TARİH ve ŞEHİR, Türkiye Yazarlar Birliği Yayınları

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Sultanların Hocası Kastamonulu Safiye Hanım

SULTANLARIN HOCASI (Muallime-i Salâtîn) KASTAMONULU SAFİYE HANIM Kastamonulu Safiye Ünüvar hoca hanımın “Saray Hatıralarım” isimli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Öfke Doğuran Kelimeler…

Öfke, insanın en temel duygularından biridir. Tehlikelerden korunmak için ortaya çıkan fizyolojik bir duygudur. Kimi …

Kapat