Ana Sayfa / Yazarlar / Eğitim Salonu

Eğitim Salonu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

EĞİTİM SALONU

     “İnsan beyni değirmen taşına benzer, içine bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür durur.”

İbni Haldun

 

“Çocuk, elmayı görmeden kokulu soğanı elinden bırakır mı?”

Hz. Mevlâna

 

“İnsanla birlikte büyüse bile kurdun yavrusu yine kurt olur.”

Sadi Şirazî

  

      “Pek az insan başkalarının tecrübelerinden faydalanmayı bilecek kadar akıllıdır.”

                            Voltaire

 

“Kâğıdın yüzünü ağartan kara yazılardır.”

Atasözü

 

     BİLEY TAŞI

     Sokrates’e biri sordu:

     – Sen herkese konuşma sanatını öğretiyorsun da, kendin neden iyi bir hatip değilsin?

     – Ziyanı yok, dedi filozof. Bileyi taşları da kendileri kesmezler fakat kaba demirleri keskin yaparlar.

 

     HAYAT MEKTEBİ

     Öğrenci, öğretmenine:  

     – Okul ve hayat arasındaki farkı anlatır mısınız? diye sordu.

     Hoca cevap verdi:

     – Okul, önce ders verir; sonra sınav yapar. Hayat ise önce sınav yapar, sonra ders verir.

 

     ÇOK MEŞGULMÜŞ

     Derslerinde başarılı olamayan öğrencisine, öğretmen sorar:

     – Oğlum, nedir bu halin?

     – Hocam, ben her şeyi kafaya takıyorum. Bu yüzden de bir türlü derslere kendimi veremiyorum. 

     Hazırcevap biri olan edebiyat hocası:

   – Evladım, demiş. Kafanı biraz da derslere taksan olmaz mı?..

  

     HANGİ TEKER?

      Üniversitede okuyan üç öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlardı. Profesöre, bindikleri arabanın tekerinin patladığını, onun için sınava yetişemediklerini söylerler. Kendilerinin tekrar imtihana alınması için hocaya rica ederler. Ricaları kabul edilir.

      Hoca, ertesi gün onları sınava alır. Her birini sınıfın bir köşesine oturtur. Üç soru sorar. Bir ve ikinci soruların değeri 15’er puandır. Sonuncu ve 70 puan değerindeki soru da oldukça ilginçtir:

     “Arabanın hangi tekeri patladı?”

 

     NOT

     Mahir adındaki öğrenci, edebiyat öğretmeni Tahir Olgun’dan zayıf alır. Ve tahtaya şunları yazar:

     – Vermezse Tahir, ne yapsın Mahir.

     Tahir hoca, kafiyeyi tamamlar:

     – Çalışırsa Mahir, esirger mi hiç Tahir!

 

     ÇAMURLU SU…

     Bir gün filozof Dewey’in küçük oğlu çamurlu suyun üstünde yürüyordu. Dewey ne yapacağını şaşırmıştı. Onun bu halini gören arkadaşı:

     – Çocuğu sudan çıkar Dewey. Yoksa hastalanacak, dedi.

     Bunun üzerine “bilmiyorum, bilmiyorum” dedi Dewey. Ardından ekledi:

     – Bunu çamurlu sudan çıkarmamın bir faydası yoktur. Onun, bu çamurlu sudan çıkmayı arzu etmesi için ne yapmam gerektiğini düşünüyorum.

  

  SORUYA GÖRE CEVAP      

      Felsefe hocası, 100 puan değerindeki sorusunu önündeki masayı göstererek sorar: 
      – Bana şu masanın var olmadığını kim ispat edecek?
      Soruyu, tek bir öğrenci cevaplar. Ve 100 puanı da alır.
      – Hangi masa?  

 

      İLERLEME SEBEBİ   

      İngilizce öğretmeni, öğrencilerden birine sormuş:

     – İngilizler neden bizden daha ileridirler?

     – Hocam, demiş çocuk. Onlar İngilizceyi bizden daha iyi biliyorlar da ondan…

 

 İKİ 5   

Velisi, Ali’nin durumunu öğrenmek için okula gider. Matematik öğretmeniyle görüşür önce. Hoca, not defterini açar. Ardından şu açıklamayı yapar: 

– Yazılıların hepsinden ‘1’ almış. Durumu çok kötü…

– Hocam, der veli. Ne yapalım, bir kurtuluş yolu yok mu?     

– Hadi sözlüye bir ‘5’ verelim. Bak, yine zayıf düşüyor. Al bakalım bir ‘5’ daha yazdım. Yine kurtarmıyor. Yapacak bir şey yok.

Velimiz şöyle konuşur:

– Hocam, çocuk sözlüden iki tane ‘5’ almış. Hiç mi kanaatiniz yok?

 

BİR İŞARET

Aristo, öğrencisine konuyu ayrıntılarıyla anlattıktan sonra şöyle sorar:

– Anladın mı?  

– Evet.

Bunun üzerine Aristo: 

– Ama ben anladığına dair bir işaret göremiyorum.

– O işaret nedir?     

– Güler yüz. Anlamış olsaydın gülümserdin.

 

DİSİPLİN

Anne Kennedy her sabah çok erken kalkar, eve gelen gazetelerin her tarafını güzelce okurmuş. Politik, iktisadî, sosyal ve aktüel yazıların en güzellerini hemen keser, duvara yapıştırırmış.

Daha sonra da uyanan çocuklar elini yüzünü yıkarlar, odanın duvarı önüne dizilip, yapıştırılan yazıların tamamını okurlarmış… Bu günlük yazıları okumadan kahvaltıya oturmak yasak edilmiş.

Ve sonunda bilindiği gibi üç yaman Kennedy yetişmiş.

Gürbüz Azak

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Namazda Fatiha’dan önce başka bir âyet veya sûre okuyan ne yapmalı?

Namazda dalgınlıktan dolayı Fatiha'yı okumayı atlamakla ilgili Namazda ve Fatiha suresinden dan sonra ilave okuma …

Kapat