Elsiz – Ayaksız Bir Hattat!

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

HERKES YÜKÜNÜ KENDİSİ TAŞIYACAK 

Büyük mezhep imamlarından Ahmed bin Hanbel, 780’de Bağdat’ta doğdu. Hadis sahasındaki derin bilgisi sebebiyle, onu gıyâben tanıyan muhaddisler bile, istediği hadisleri kendisine rivâyet etmekte tereddüt göstermezlerdi. Halîfe Me’mun, Mu‘tasım ve oğlu Vâsık dönemlerinde hapis ve işkencelere tâbî tutuldu, pek çok defa kırbaçlandı, evinde göz hapsinde tutuldu. Az yer, çok ibâdet ederdi. Evinde yiyip içecek bir şey bulunmadığı zaman, üzülecek yerde sevinir, ekmek kırıntılarını ıslatıp üzerine tuz döküp yerdi. Her gün Kur’ân’ın yedide birini okumayı âdet edinmişti. En önemli eseri «el Müsned»dir. 31 Temmuz 855’te Bağdat’ta vefat ettiğinde 75 yaşını geride bırakmıştı.

Bir gün büyük muhaddis Ahmed bin Hanbel, pazardan dönüyordu. Onu elinde çantasıyla gören biri koşarak geldi ve yükünü taşımak istedi. Vermek istemeyince de;

“Efendim, bizim vazifemiz büyüklerimize hizmet değil mi?” diyerek ısrara başladı.

Ahmed bin Hanbel şöyle cevap verdi:

“Biz kendimizi çantası taşınacak büyüklerden bilirsek kibir olur; bu hâl küçüklerden biri olduğumuzu gösterir. Bizi büyüklerden bilmek size sevap getirse de, bize günah kazandırır. Burada doğru olan, kendimi çantası taşınacak büyüklerden saymayıp yükümü kendim taşımamdır. Çünkü mahşerde de herkes, kendi yükünü kendisi taşıyacak, kimse kimsenin yükünü yüklenmeyecektir!”

***

SAKALIMDAN İNTİKAM ALIYORUM!

Çâkerî Sinan Bey 15. yüzyıl şairlerindendir. Sultan II. Bâyezîd’in sancak beylerinden olup yakın çevresinde bulunmuştur, aynı zamanda dîvan sahibidir. Kaynaklar, devşirme olduğu ve bu yüzden Çâkerî (köleye mensup) mahlâsını seçtiğini belirtirler. Uzmanlar, «Hamse» ve «Şehnâme» hakkında ayrıntılı bilgisi olduğu görüşünde birleşirler. 1996 ve 1998 yıllarında Çâkerî’nin hayatı ve Dîvân’ı üzerine iki yüksek lisans çalışması yapılmıştır.

Çâkerî Bey’in sakalı, geçirdiği bir hastalık sebebiyle bembeyaz olmuştur. Bunun üzerine sakalını siyaha boyatır. Sultan II. Bâyezid, bu değişikliğin sebebini sorunca, şair şöyle cevap verir:

“Devletli Sultanım, şüphesiz ben yaşımı biliyorum, fakat sakalım yalan söylüyor. Bunun için ben de yüzüme kara çalıp sakalımdan intikam alıyorum!”

***

ELSİZ-AYAKSIZ BİR HATTAT!

Kaynaklarda Hattat Mehmed Efendi hakkında fazla bilgi yoktur. Bolulu olduğu bilinir. 19. Osmanlı padişahı IV. Mehmed (Avcı) zamanında yaşadığı, elleri ve ayakları olmadığı için; «Bî-dest ü bî-pâ» (elsiz-ayaksız) diye şöhret bulduğu belirtilir. Ünlü Hattat Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbî’den ders almıştır.

Bileklerinden itibaren iki eli ve topuklarından itibaren ayakları olmayan bu zat, Bolu’dan İstanbul’a gelip ünlü Hattat Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbî’nin (Mustafa Efendi, Suyolcuzâde Mehmed Necib Efendi’nin dedesidir) meclisine dâhil olduğunda hocaya, bu hâliyle yazı yazmayı çok istediğini, yürekten âh çekerek anlatınca, Suyolcuzâde dayanamamış, kendisine iki kolunun ucu ile kalemi tutarak nasıl çalışacağını öğretmişti.

Bu ileri derecede özürlü hâline rağmen bütün dikkatiyle yazmaya koyulan çırak, az zamanda oldukça iyi bir hattat seviyesine ulaştı, bu arada bir de «En’am» yazmaya muvaffak oldu.

Bu hâdise bir vesileyle devrin padişahı Sultan IV. Mehmed’e duyurulunca; hünkâr, Mehmed Efendi’yi huzuruna getirterek önünde yazmasını emretti, o da elsiz kollarıyla bir satır sülüs ve iki satır nesih yazarak, padişahı hayretler içerisinde bıraktı. Yazdığı «En’am» huzurda gösterilince, padişah kendisine birçok ihsanda bulundu ve yirmi akçe emekli maaşı bağlanmasını emir buyurdular.

Bu zatın, Necmettin OKYAY koleksiyonunda bulunan bir kıt’a yazısı o koleksiyonla birlikte Topkapı Sarayı’nda yer almaktadır. (Şevket RADO, Türk Hattatları, İstanbul, s. 105.)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Yardım Eli

YARDIM ELİ   “Bir kere al şunu demek, iki defa ben vereceğim demekten iyidir.”   …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Risâle-i Nur’dan Esmâ Parıltıları

Yazar: Ümit ŞİMŞEK Esma-i Hüsnâ’nın, varlıklar üzerindeki muhteşem tecellilerini okumaya başladığımız zaman, bu dünyaya gönderiliş …

Kapat