Ana Sayfa / Yazarlar / Erol Göka ile Hasbihal

Erol Göka ile Hasbihal

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Sayın Erol Göka, ben psikanaliz psikobiyografi ile çok ilgilendim, senin yakınmanı duyunca Allah bir muhatap gönderdi, konuşayım, dedim. Necip Fazıl anlaşılamamaktan şikayet etmiş, “beni kimsecikler anlamaz zaten sen öp seccadem” demiş. Anlaşılmamış ve şefkat görmemiş, bir gün eşi hamile mahkemeye çağrılmış, “Yahu eşimi  almayalım bari” demiş. Bizimkiler vazifeşinaslığın en harikasını yapmış, ünlü şairi eşi ile birlikte mahkemeye çağırmışlar, yollarda neler düşündü büyük şair. “Beni Alah tutmuş kim eder azad” demiş. Ene‘yi mi anlatayım Necip Fazıl’ı mı kaldım ikisinin arasında. 

Bediüzzaman Felsefe tarihinin farkına varmadığı bir şeyi yapmış, tarihi benin penceresinden anlatmış. Çünkü insanlık tarihi, ilim tarihi bütün tarihler aslında insanın beninden kaynaklanan tarihler, hepsini yapan insan beni. Fatih Beni ile İstanbul’u nasıl fethederim diye ne kadar mücadele etmiştir, çünkü fethin anahtarı bu başarının ve düşüncenin anahtarı olan ben’de  yatıyor. Ben o kadar üretken ki bütün ilim ondan çıkmış, bütün felsefe de ondan çıkmış. Ama bir anahtar olan benin çok iyi yapılandırılması gerekir ki kapıyı açsın

Bütün filozoflar güçleri yettiğinde o enelerini benlerini kainatı ve sırlarını araştırmakta kullanmışlar. Mitoloji de öyle. Türklerin Yaratılış ve Türeyiş efsanesinde yaratılışın nasıl olduğunu anlatan bir komedi metin vardır, ama olsun adamlar bakmışlar ki bu dağların denizlerin canlıların nasıl oluştuğu konusunda bir şey söylemek lazım, söylemişler, söyledikleri değil söylemeye cesaret etmeleri böyle bir bilginin insana lüzununu anlamışlar.

Altay Türkleri’ne ait iki yaratılış efsanesi verilmiştir. Bu iki efsane temel olarak birbirlerine benzerler; ama ayrıldıkları noktalar da vardır; aralarındaki farkları, okuyunca anlayacaksınız. İlk efsane W. Radloff tarafından saptanmıştır; ikinci efsane ise V. Verbitskiy tarafından saptanmış olup ilk efsaneden daha değişik bir söyleyişe sahiptir. İki efsanede de tek bir yaratıcı Tanrı vardır. Birinci efsanede Tanrı; Kayra Kan, Kuday ve Kurbustan adlarını taşırken, ikinci efsanede Ülgen, Bay-Ülgen adlarına sahiptir. İki efsane de dış etki (Çin ve İran) taşırlar.

Bu yaratılış efsanelerinde İran mitolojisi ile Mani dininin etkisinin olduğu görülmektedir. İkili düşünce ilkesi (dualizm) İran mitolojisinin en önemli özelliğidir. İran mitolojisinde Hürmüz, iyilik ilahıdır ve gökte oturur; Ehrimen ise yeraltında karanlıkların ilahıdır. Aynı durum Altay Türkleri’nin yaratılış destanlarında da vardır. Altay yaratılış destanlarında da Tanrı Kuday gökte oturur, Şeytan Erlik ise yer altında. Ama Erlik, Tanrı değildir; yalnızca güçlü bir körmös’tür (şeytan). Türk Tanrı düşüncesi, İran mitolojisindeki ikili ilah sistemini tek ilahlı sisteme çevirmiştir.

Yukarıdaki yaratılış

 Anlatımları tam komedi, bu adamlar dememişler ki şu yaratılışı yaratıcısına soralım, şu yarattığın kainatı nasıl yarattın, ve niçin yarattın, bizi ne diye yarattın, onlar onları düşüne dursunlar.

Bediüzzaman felsefe tarihini iyi biliyor demem onu nasıl anlatacağını enenin penceresinden belirlemiş. Çünkü Allah kainatı yaratmış, tıpkı kitabı ile sınıfa gelen öğretmen gibi, iyi de öğretmen kitabın anahtarı benim beni dinleyin çocuklar, Allah da kainatı yaratmış, bir kitap göndermiş demiş ki bu kitap bu kainatı izah eder, kitap Kur’an enenin mufassal izahı, hakikaten  aslında Kur’an mukaddes kitabımız enenin penceresine varlığı nasıl yorumlayacağını anlatan bir kitap mufassal Allah ve ene üzerine kurulmuş, muhatap ene, anlatan Allah, peygamberler bu büyük kozmik hikayenin oyuncuları. 

Allah küntü kenzen mahfiyyen diyor, ben bilinmez bir hazineydim bilinmek istedim, kim beni bilebilir ene denilen ve insan vücuduna yüklenen sayısız pisokolojik, hassas aletlerle birlikte dendini anlatmak istemiş. Bütün ilimlerden eneye ve Allah’a giden pencereler var. Kalpten insana giden yol ile ondan Allah’a giden yol nasıl, eneye giden yol nasıl kalp ve ene ikisi yer yer arkadaş yer yer biri birine takılıp arkasından koşturan yer yer onu sapık yapan hep ene. Ene bir kumandan gibi her yeri o yönetiyor, bütün insan uzviyatı onunla ilgili. Freud “beyin benim flörtüm” demiş, sadece beyin ile ilgilenmiş ordan neler çıkarmış neler.

Bediüzzamanan‘ın büyüklüğü bu sayısız uzviyetleri özellikle aklı eneye rabtetmiş ve oradan bakmış kainata ve insana olaylara tarihe vs. ol mahiler ki derya içredilerler deryayı bilmezler, işte bizim zevat ol mahiler. Deryaya yaklaşanı bile mukaddesdir derya  sakın yaklaşma derler.Bir şeyin mukaddesliği  anlaşılmadığı süre, anlaşılırsa perde olur, takdir edilecek bir mantık.

Ene’yi tarif ediyor. “gök  zemin dağ tahammülünden  çekindiği ve korktuğu enenin müteaddid vücuhundan bir ferdi bir vechi enedir. “Neden gök zemin dağ tahammülünden çekinmişler çünkü onlar kainatı başta Allah’ı anlayacak nitelikte şeyler değiller birer yaratılış yığınlı, aynı zamanda korkuyorlar çünkü ene yanlış yorumlarsa korkunç 

şeyler yapar, ateistler ve nihilistler, deistler, dalalet ehli hep korkucalak şeyler yapmışlar ama korkunun farkında değiller. 

Devam edecek 

İran mitolojisinde Hürmüz, birçok yaratık yaratır ve Ehrimen de bunların bir bölümünü kendisine vermesini ister; ama olumsuz yanıt alır. Aynı durum Altay yaratılış efsanesinde de söz konusudur. Tanrı Kuday (Ülgen) da birçok yaratık yaratır ve Erlik bunların bir kısmını kendine ister ama Tanrı bunu reddeder

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Radyodan Risale-i Nur Dinle – 2

Medrese Radyoyu dinlemek için sayfanın alt kısmındaki play tuşunu tıklayınız.  

Kapat