Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir
“Mü’minler kardeştir” (Hucurât 49/10).
“Mümin erkekler ve mümin kadınlar
birbirinin dostu ve yardımcısıdır”
(Tevbe 9/71).
“Kalplerimizi kaynaştıran” Rabbimiz
bize böyle buyuruyor…
Bizim kardeş olduğumuzu hatırlatıyor…
Dost olduğumuzu söylüyor…
Birbirimize yardım etmemizi istiyor.
Acaba hangi konuda
yardımlaşmamızı istiyor?
“Birbirimize iyilik etmede,
kötülükten sakınmada
yardımlaşmamızı” emrediyor (Mâide 5/2).
Hele bir mü’min haksızlığa uğradığı zaman,
elbirliği ederek
haksızlığa uğrayan kardeşimizin
hakkını geri almamızı emrediyor
(Şûrâ 42/39).
Peygamber Efendimiz ise,
“Mü’minler kardeştir” kaidesinden hareketle,
sadece mazlûm kardeşe değil,
zâlim kardeşe de yardım etmeyi emrediyor.
Şu olaya kulak verelim:
Bir defasında Allah’ın Sevgili Elçisi:
“Din kardeşin zalim de olsa,
mazlum da olsa ona yardım et” buyurmuştu.
Bu söz sahâbîleri biraz şaşırttı. İçlerinden biri:
“Ya Resûlallah!” dedi.
“Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim.
Ama zâlimse, nasıl yardım edeyim?”
Allah’ın Elçisi şöyle buyurdu:
“Onun zulüm yapmasını önlersin,
böylece ona yardım etmiş olursun”
(Buhârî, Mezâlim 4, İkrâh 6; Müslim, Birr 62).
Ekmeğini paylaşacak
Sevgili Peygamberimiz,
mü’minlerin yardımlaşmasına pek sevinirdi.
Bir defasında Müslümanları
yine yardımlaşmaya teşvik ediyordu.
Onlara Eş’arîleri örnek gösterdi.
Bu güzel insanlar,
Yemen’den gelip Medine’ye yerleşmişlerdi.
Acaba Eş’arîler nasıl yardımlaşırlardı?
Efendimiz bunu şöyle anlattı:
“Eş’arîler,
seferde azıkları tükenmeye yüz tuttuğunda
veya Medine’de ailelerinin yiyeceği azaldığında,
yanlarında ne varsa getirip bir yaygıya dökerler.
Sonra bunu bir kapla
aralarında eşit olarak paylaşırlar.
İşte bu davranışları sebebiyle
Eş’arîler bendendir, ben de onlardanım”
(Buhârî, Şirket 1; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 167).
Demekki Müslüman, sadece kendini değil,
kardeşini de gözetecek.
Onun elinden tutacak.
Zarurî ihtiyaçlarını giderecek.
Gerektiğinde, ekmeğini onunla paylaşacak.
Onunla işte böyle yardımlaşacak.
İki mühim soru
Günlerden birgün,
Peygamber Efendimizin huzuruna bir adam geldi.
Ve ona iki şey sordu.
Birbirinden güzel iki soru…
“Yâ Resûlullah!” dedi.
“Cenâb-ı Hakk’ın en sevdiği kimdir?
Ve O’nun en sevdiği davranış hangisidir?”
Fahr-i Âlem Efendimiz ona şöyle buyurdu:
“Cenâb-ı Hakk’ın en sevdiği kimse,
insanlara en faydalı olandır.
Cenâb-ı Hakk’ın en sevdiği davranış ise:
Bir Müslümanı sevindirmek,
veya onun bir sıkıntısını gidermek,
yahut din kardeşinin borcunu ödemek,
aç ise karnını doyurmaktır.
Bir kardeşimin işine yardım etmek için
onunla birlikte kalkıp gitmeyi,
Mescid-i Nebevî’de bir ay süreyle
îtikâfa girmekten daha değerli bulurum.
Bir kimse sinirine hâkim olursa,
Allah Teâlâ onun ayıbını örter.
Bir kimse, öfkesini boşaltmaya
engel bulunmadığı zaman öfkesini yutarsa,
Allah Teâlâ kıyamet gününde
onun kalbini ümitle doldurur.
Ve Cenâb-ı Hak,
kardeşine yardım etmek için
onunla birlikte kalkıp giden
ve işini gören kimseyi,
ayakların kaydığı kıyamet gününde
sapa sağlam ayakta tutar”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr (Selefî), XI, 84;
Elbânî, Silsiletü’l-ehâdîsi’s-sahîha, II,574-576, nr. 906).
Bu hadisi yazıp karşımıza koymalıyız.
Onu sık sık okumalıyız.
Ve hayatımızı ona göre şekillendirmeliyiz.
Borcunu ödeyemeyene yardım
Sevgili kardeşlerim,
Cennet, bize gülümseyip duruyor.
Eşsiz nimetleriyle, güzelliğiyle, güzelleriyle…
Ama bizimle Cennet arasında
büyük bir engel var:
O engel kıyamet günüdür.
O günün dehşetinden bir kurtulsak,
artık ebediyen kurtulacağız…
Demekki bizim en büyük meselemiz,
kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmaktır.
Peygamber Efendimiz,
hem okuduğumuz bu güzel hadîs-i şerîfte
ve daha birçok hadislerinde
bize bunun yolunu göstermiştir.
Şu hadis de onlardan biridir:
“Kıyamet gününün sıkıntılarından
Allah’ın kendisini kurtarmasını isteyen kimse,
borcunu ödeyemeyene mühlet versin
veya borcunun bir miktarını indirsin”
(Müslim, Müsâkât 32; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, II, 23).
Şu hadîs-i şerîf de böyledir:
“Kim Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse,
Allah da onun ihtiyacını giderir.
Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse,
Allah Teâlâ da o kimsenin kıyamet günündeki
sıkıntılarından birini giderir”
(Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58).
Kısaca söylemek gerekirse,
“Bir kul, kardeşine yardım ettiği sürece
Allah da o kuluna yardım eder” (Müslim, Zikr 38).
Aile fertlerine yardım
Sevgili Rehberimiz Efendimiz
bize hem dünyayı öğretti hem âhireti.
İki cihanda mutlu olmanın
bütün yollarını gösterdi.
Yapacağımız bir iyilikten,
öncelikle ailemizin faydalanması gerektiğini söyledi.
İnsanın en fazla aile fertleriyle
ilgilenmesi gerektiğini belletti.
Kendisi de öyle yaptı.
Âlemlere rahmet olarak gönderildiği halde,
Kâinâtın Efendisi olduğu halde
herhangi bir insan gibi davrandı.
Elbisesini temizledi, gerektiğinde yamadı;
koyununu sağdı, papucunu tamir etti.
Kısacası kendi işini kendisi yaptı
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 106, 256
Diğer bir anlatımla:
Allah’ın Elçisi evinde ailesinin hizmetindeydi
(Buhârî, Ezân 44, Nefekat 8, Edeb 40).
Demekki mü’minler,
“birbirine iyilik etmede,
kötülükten sakınmada” yardımlaşacaklar.
Fakat kesinlikle, günah işlemede,
ve Allah’ın yasakladığı bir şeyi yapmada
birbirine yardım etmeyecekler…
Efendimizin bize öğrettiği şu kaide
konumuzu özetlemektedir:
“Mü’min mü’minin aynasıdır.
Mü’min mü’minin kardeşidir.
İşte bu sebeple mü’min,
kardeşinin zarar görmesini önler;
onu geriden geriye kollayıp gözetir”
(Ebû Dâvûd, Edeb 49).
Altınoluk Dergisi
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024