Ana Sayfa / Yazarlar / “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”mış / M. Nuri BİNGÖL

“Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz”mış / M. Nuri BİNGÖL

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

 


“EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ”MIŞ! 

Başlıkta, bir kanalda devam eden  diziden ya da bir türkü mısraından bahsedeceğim düşünülmesin. 

Herkesçe bilinir. Eşkıya  “şâki” kelimesinin “çoğul”u ve isyancılar demek. İsyancının en büyük hususiyeti nizama tabi olmamasıdır. 

Bu satırları beyan ederken zihnime bin voltluk bir “ışıldak” gibi aksetti: “Elhakku yu’la vela yu’la aleyh” 

Yani “Hak yücedir ve Hak’tan daha yüce bir şey yoktur.” 

Belki de denilecek hemen: Hak ile “nizam”ın ne alakası var diye?.. 

Hak her zaman bir nizama dayanır. Zulümse anarşi ve bozgunculuğa… Ondandolayıdır ki “ Fitne katlden beterdir” ( Bakara, 191) buyurulmuş. 

*** 

1 Kasım seçimlerinden önceki yaz İstanbul’daydım. Kadim ya da eskimez kimi dostları görmek, eski ve köklü günleri yad etmek, fikir alış verişi yapmak için  Fethi Paşa korusundaki Dilruba Restoran’da idik. 

Restoran işletmecisi Said Beyîn tarifi üzerine birazcık “sağlık yürüyüşünden(!)”  sonra mezkur mekana ulaştım. Selam,  kelam ve ikramdan sonra akşam namazı için açık hava mescidine  geçmiş, namazı  cemaatla kılmıştık. 

Tesbihatın ardından sohbet cemaatına üç dört kişinin daha geldiğini gördüm. Bana Risale’den ders okumamı rica ettiler. 

Sünuhat’taki “ Kur’an’ın Hakimiyet-i Mutlakası” makalesinden haraketle Risale-i Nur ve Üstad’ın “Kur’an’a ayna” olduğu, “ Kur’an’ın hakiki müfessiri sünnet”  mihengiyle vifak içinde olduğu derecede itibar görmesi gerektiğini, bizzat Bediüzzaman’ın beyanı olduğunu dilim döndüğünce izah ettim. 

Dersten sonra çaylarımızı yudumlarken, fikirlerinden “bir gazete” çevresindenolduğunu anladığım biri, artık Türkiye’de darbe tehlikesinin olmadığını, öyleyse artık “ehven-i şer” ölçüsünü bırakarak marjinal bir partiye oy verilebileceğini izah buyurdu!

O zaman verdiğim cevabımda bugün de musırrım. Eğer askeri talebelere ve  sivil eğitim müesselerinde okuyanlara,  “darbe karşıtlığı”nın bir vatanseverlik ve İslam Dinimizin iktizası olduğu tam olarak  şuur halinde verilmezse , her zaman bir darbe tehlikesinin olabileceğini demiştim. Serde az buçuk eğitimcilik de var ya! 

O halde marjinal partilere değil, “ en âzam” şerrin gelmemesi için AK PARTİ”yi “ehven-i şer” olarak destekleyip,  “ onlara faydanız dokunsun” emr-i Üstadâneleri gereği davranmanın lüzumunu anlatmaya çalışmıştım. 

Bugünkü kanaatım biraz daha değişti. Demek ki asker-sivil öğrencilerin bir kısmı darbeci mantıkla yetişse bile milletimizin kahir ekseriyeti  darbelerin bizi elli yıl geriye götüreceğini anlamış ve “Başkomutanı”nı “dış zındıkakomiteleri”ne yedirmeyerek, yeni bir intihar girişimine kalkışacak bambaşka

darbe heveslilerine de aynı tokadı vuracağını göstermiştir; bu “olgunluğu”yakalamıştır. 

*** 

Piyasada bazı “silik söz”ün  dolaşması da bizi bizar ediyor. Bir yandan da tarihi ve sosyolojik müşahedelerim bana şunu gösteriyor ki bu “silik söz” sahiplerini ikna değil “ilzam” edecek bir cevap cihanın hiçbir yerinde  yoktur- maalesef.  Çünkü hakikatın,  kendi yaydıkları “şüphe ve tereddüt” sislerinin tam tersinde olduğunu – Romancı Tarık Buğra’nın tabiriyle  domuzuna- bilmektedirler amamesleklerine –son bir çırpınışla- revaç vermeye devam için öyle davranıyorlar. 

Çünkü “bu sıfat”taki kişilere Büyük Üstad Said Nursi  “Gayr-ı Memnun” sıfatını takar ki “vasat yol” olan “ehl-i sünnet”in biri ile bunların koca fezada bile kesişecek bir ciheti bulunamaz. “ Allah göstermesin bunlardan biri bin sene yaşayacak olsa hülya ile yine mümkün hükumeti beğenmeyecektir. Ben, bunlara anarşist nazarıyla bakıyorum.”( Münazarat) 

Bu kaynağın dışında – bence- bugünlerde tekrar ele alınması gereken bir eser de “Sünuhat”. Melun Fetö sempatizanları ve “kankası” siyasal İslamcı (güya) ve siyasal nurcular vatan, şehadet mefhumlarını  “tartışmaya” açtıkları için bu mevzulara berrakça temas eden “Sünuhat”a dikkat çektim. Risale’deki diğer  izahları da unutmadan elbet. 

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Kahtani Recep Tayyip Erdoğan mıdır? / Vehbi KARA

Kahtani Recep Tayyip Erdoğan mıdır? Manası itibariyle, "yokluktan", "yokluk diyarından" anlamına da gelebilen "Kahtani" kelimesi, …

Kapat