Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Seçme Yazılar / Ezan vakti ürperen çiçeklere! / Meryem Aybike Sinan

Ezan vakti ürperen çiçeklere! / Meryem Aybike Sinan

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ezan vakti ürperen çiçeklere!

Ezan çiçeklerini bilir misiniz? Sarı çiçekli ve sadece akşam ezanı okunurken bir anda patır patır açan çok enteresan bir çiçek!

Bu yazımızı birçok insan için sadece bir nebat, benim için birçok insandan daha duyarlı ve duygulu olan bu nadide çiçekler için kaleme aldık, daha doğrusu onlar kendilerini yazdırdılar!

Seni bir akşam vakti tanıdım.

Kendi halinde bir bahçenin, kendi halinde bir çiçeğiydin. Sıcaktan bunalmış, boynunu bükmüştün. Otların içinde ne kadar da mahzun duruyordun… Bir neyzen rüzgârı titretiyor gibiydi dallarını. Bir çiğ damlasına muhtaçtı yaprakların, dalların. Nicedir su yürümüyordu dallarına. Toprağın bağrı yanık, çatlak çatlaktı. Göğün maviliğine nicedir ıstırapla bakıyordun. Yanı başındaki horozibiği dudak büküyordu haline. Mağrurdu. Yok tesellim sudan yana diyordu sanki. Menekşe mahzundu. Gülün bağrı kanıyordu.

Seni tanıdığımda…

Vakit akşamdı.

Camilerde ezan okunuyordu ve sen el açıyordun Allah’a!

Seni bir akşam vakti tanıdım.

Hüznün kollarında uyuyan, münzevi bir bahçenin münzevi bir çiçeğiydin. Yanı başında ırmaklar akmıyordu. Suların çağıltısı karışmıyordu ardıç kuşlarının işvelerine. Bülbül çoktan susmuştu. Testiler düşmüştü su yollarına seyrek sepirdek. Bir bahçıvanın ellerine muhtaçtı varlığın belki de. Suyun damlasına. Toprağın cömertliğine. Güneşin yakan eline, merhametine… Muhtaçtın.

Kanmıyordun hayatının kıvrımlarına. Düşmüyordun yalancı gerçeklerin uçurumlarına.

Çünkü biliyordun… Akşamın terkisine dualarını yüklüyordun yaprak yaprak.

Sadece varlık sebebini biliyordun. Kimin için var olduğunu, kimin için titrediğini biliyordun.

Seni tanıdığımda…

Vakit akşamdı.

Camilerde ezan okunuyordu ve sen el açıyordun Allah’a!

“Gün battı batacak hafif rahmet var

Gözüme görünen bir alamet var

Bu aşkta bir hikmet bir keramet var

Sen bana iş işten geçerken geldin

Son fırsat elimden kaçarken geldin

Ezan çiçekleri açarken geldin!

Seni bir akşam vakti tanıdım.

Gecenin karasını bekleyen hüzünlü bir bahçenin hüzünlü bir çiçeğiydin. İkindinin saklısından çıkıp geliyordun. Gurubun tatlı melaliydi seni yeşerten. Güneş ufukta kayboluyordu.

Akşamın gölgesi kılıç gibi iniyordu bahçelere bağlara. Güneşin eli kesiliyordu. Uzaktaki tepelerin üstünden çekiliyordu güneşin kanayan eli. Ufuk çizgisi küçülüyordu. Gurubun hüznü yakalıyordu ruhumu. Hatıralar depreşiyor, uzaklar yaklaşıyordu. Sararan otların kederi sarıyordu mevsimi. Evlerin telaşı çoğalıyor, sokağın coşkusu azalıyordu. Babalar badem şekeri götüremedikleri için çocuklarına yavaşlıyordu adımları belki de. Yollar uzuyordu.

Seni tanıdığımda…

Vakit akşamdı.

Camilerde ezan okunuyordu ve sen el açıyordun Allah’a!.

Seni bir akşam vakti tanıdım.

Varlığıyla her daim Hakk Hakk diyen inanan bir bahçenin inanmış bir çiçeğiydin. Akşamın eşiğinde uzaktaki şafağa gülümsüyordun çiçek diliyle. Zamanın ihtiyar çehresine inat biliyordun zamanı geldiğini sevmenin, el açmanın yaradana… Zarafetin zayıflatıp incelttiği bir güzellikle çıkıp geliyordun ötelerden. Uzak vadilerden kimselerin bilmediği güzel bir türkü söylercesine bir ezan vakti söyledin sen de türkünü. Akşama özeldi tam güzelliğin. Bir buğu gibi, şaşırtarak, efsunlu bir iz bırakarak gittin gecenin avuçlarına. Bir kalbin vardı kimsenin bilmediği. Kalbini ben de bırakarak gittin akşamın peşi sıra. Masmavi gökyüzü daralıyordu o demlerde.

Seni tanıdığımda…

Vakit akşamdı.

Camilerde ezan okunuyordu ve sen el açıyordun Allah’a!.

Seni bir akşam vakti tanıdım.

Her akşam ezanı patır patır açarak Hakkı söyleyen, bir ezan çiçeğiydin . Bir akşam vakti tanıdım güzelliğini. Derin bir büyü vardı güzelliğinde. Duru güzelliğini sevdim. Mütevazı duruşunu sevdim bir de. Hakikatlerden bir çelenk oldun bahçenin orta yerinde. Sen ilahi sözlerin efsunuyla kendinden geçerken, benim içimden bin ışık hızıyla ne düşünceler geçti bir bilsen… Seni kıskandığımı, sana imrendiğimi, seni çok sevdiğimi bir görebilsen. Sana bilemezsin demeyeceğim inatla. Bitki demeyeceğim. Asıl bitki, ibadet ve taat ile neşveli olmayan, kul olduğunu unutan insanlar olmalı diyor kalbim. Sana bitki demeyeceğim.

İşte o gün tanımıştım seni.

Bir misafir gibi ansızın çalmıştın kapımı.

Vakit akşamdı.

Ve…

Camilerde ezan okunuyordu ve sen el açıyordun Allah’a!

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Çocuğunuz Oruç Tutmak İsterse / Elif KONAR

ÇOCUĞUNUZ ORUÇ TUTMAK İSTERSE* Elif Konar Ramazan; oruç ayı… Oruç, senede bir defa, bir aylık …

Kapat