Yazar: Başak Tijen Özbay
“Evladım kalk gel kucağıma otur, teyzeye yer verelim de o da otursun”.
-“Evladım al bu kaptaki suyu çöpün yanında koy da kediler, köpekler su içsinler, havalar çok sıcak dayanamazlar”.
-“Evladım bak sonbahar geliyor giymediğimiz onlarca kıyafetimiz, kullanmadığımız onca eşyamız var. Bunları başkalarıyla paylaşalım da onlar da ihtiyaçlarını gidersinler, kış vakti üşümesinler”.
-“Evladım ihtiyacından fazlasını almasan da mahallemizdeki …. kardeşine hediye bir şeyler alsan, ne güzel olur değil mi”.
-“Evladım gel seninle bahçeye yeni fidanlar ekelim, ilerde ağaç olur meyve verirler, kuşlar, böcekler türlü türlü hayvanlar faydalanırlar. Hem güzellik katar hem fayda verirler”.
En son ne zaman otobüste, dolmuşta birine yer verdim hatırlamıyorum. Ancak bu cümle hala kulaklarımda “Evladım kalk gel kucağıma otur, teyzeye yer verelim de o da otursun”. Çocukluğumdan beri kulaklarımda olan bu cümle hem aklımda, hem de kalbime yer etmiş. Bir başımıza yaşamadığımız, başkalarını da düşünmek gerektiği, bencillik yapmamamızla ilgili cümleler böylece sıralanıp gidebilir. Ancak en azından bu cümleler bile toplumsal yaşam içerisinde insanları, hayvanları, tüm canlıları düşünmemiz daha doğrusu unutmamamızla ilgili gerekli uyarıları yapmaya yeterli.
“Fakirleri kollayıp gözetiniz. Aranızdaki zayıflar sâyesinde Allah’dan yardım görüp ve rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.”1
hadisi gereğince gerek maddi yönden gerek bedenen ihtiyaçlı olanlara yardım etmek gerektiğini ,onların vesilesiyle rızıklandığımızı gösteriyor. Yardımseverlik bir Müslümanın ibadetlerinin hemen akabindeki kulluk vazifelerindendir.
“Müslüman bir kişi bir ağaç diker de ondan insan, hayvan veya kuş yerse, bu yenen şey kıyamet gününe kadar o müslüman için sadaka olur.”2
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– “Vaktiyle bir adam yolda giderken çok susadı. Bir kuyu buldu ve içine indi; su alıp dışarı çıktı. Bir de ne görsün, bir köpek, dili bir karış dışarıda soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalayıp duruyordu. Adam kendi kendine “bu köpek de tıpkı benim gibi pek susamış” deyip hemen kuyuya indi, mestini su ile doldurdu ve mesti ağzına alarak yukarıya çıktı ve köpeği suladı. Onun bu hareketinden Allah Teâlâ hoşnut oldu ve adamı bağışladı. ”
Sahâbîler:
– Ey Allah’ın Resûlü! Bizim için hayvanlardan dolayı da sevap var mı? dediler. Resûl–i Ekrem:
– “Her canlı sebebiyle sevap vardır”
buyurdu3. Bu hadisler, bize sadaka vermenin, sevap kazanmanın kolaylığını göster miyor mu?
“O, seni yetim bulup barındırmadı mı? Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi? Seni bir yoksul iken zengin etmedi mi? Öyleyse sakın yetimi ezme. Ve bir şey dileneni de sakın kovma. Fakat Rabbin nîmetini de yâd et.”4
ve Rabbimiz Münâfikun Sûresinde “sizi rızıklandırdığımız şeylerden infâk edin.” demiyor mu? O halde kimin verdiğini, kimden ve neden esirgiyoruz ki?
Hayatımız hep bir koşturmaca, hep bir yerlere yetişme, işleri yetiştirme telâşesinde geçerken, modern dünyanın gösterişle dolu, hızlı ve kendince yaşama kaygısına ve çabasına düşmüşken, âyeti kerimeler, hadisi şerifler, çocukluğumuzda duyduğumuz bu güzel anne, baba sözleri bizlere “SEN DE DOĞRU, ÖRNEK İNSAN” olmalısın diyor. Peki ya biz hangi örneğiz? Televizyonlardaki şişirilmiş, reklamsı insanlardan mı yoksa Hz. Allah’ın istediği, rızasını kazanmaya aday kullardan mı? Örneğimiz Hz. Resul ve Ashabı mı yoksa adını birkaç ay sonra unutacağımız reklam, film artistleri mi?
Benliklerimizi uyuşturmalarına izin vermeyelim, karşımıza çıkan her olayın, her işaretin sınavımızın parçası olduğunun farkına varalım ve yarın çevremizdeki bütün canlılara farkındalıkla bakalım. Daha önce göremediğimiz, sesini duymadığımız tüm varlıkları fark edelim VE BİZE İHTİYACI OLAN HER CANLIYA YARDIM EDELİM.
Dipnotlar
1 (Ebû Dâvûd, Cihâd 70. Ayrıca bk. Tirmizî, Cihâd 24; Nesâî, Cihâd 43)
2 Müslim, Müsâkât 10
3 Buhârî, Müsâkât 9, Mezâlim 23, Edeb 27; Müslim, Selâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 44; İbni Mâce, Edeb 8
4 Duha Suresi 6-11.âyetler
hanımlar.com
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024