Fâsıkların özellikleri
َلَّذ۪ينَ يَنْقُضُونَ عَهْدَ اللّٰهِ مِنْ بَعْدِ م۪يثَاقِه۪ۖ وَيَقْطَعُونَ مَٓا اَمَرَ اللّٰهُ بِه۪ٓ اَنْ يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الْاَرْضِۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
O fâsıklar, sözleştikten sonra Allah’ın ahdini bozanlar, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesenler ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlardır. Onlar, hüsrana düşmüş olanların tâ kendileridir.
Bakara, 2:27
♦♦♦
Hani Rabbin, Âdem oğullarının bellerinden soylarını çıkarmış ve onları kendilerine karşı şahit tutmuştu. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sorunca, onlar “Evet, Rabbimizsin, buna şahitlik ederiz” dediler. O sizi böylece şahit tuttu ki, kıyamet gününde “Biz bundan habersizdik” demeyesiniz.
Veya “Bizden önceki atalarımız Allah’a ortak koşmuştu; biz onların ardından gelen bir nesildik. O bâtılı işleyenlerin yaptıkları yüzünden mi bizi helâk edeceksin?” demeyesiniz.
Belki inkârdan vazgeçerler diye, âyetleri Biz iyice açıklıyoruz.
A’râf, 7:172-174
Peygamber sizi Rabbinize iman etmek için çağırıp dururken size ne oluyor ki Allah’a inanmayacakmışsınız? Üstelik O sizden ahit de almıştı. İman edecekseniz ne duruyorsunuz?
Hadîd, 57:8
Ben size ant vermedim mi, ey Âdem oğulları, “Şeytana kul olmayın; o sizin apaçık düşmanınızdır.
“Yalnız Bana kulluk edin; dosdoğru yol işte budur” diye?
Yâsin, 36:60-61
Allah’ın size olan nimetini ve “İşittik ve itaat ettik” diyerek Ona verdiğiniz sözü hatırlayın. Allah’tan sakının. Çünkü Allah gönüllerde saklı olanı bilir.
Mâide, 5:7
Allah peygamberlerden ahit alarak, “Ben size kitap ve hikmet verdikten sonra, sizdeki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiğinde ona inanacak ve yardım edeceksiniz” buyurmuş ve sormuştu: “Bu ahdi kabul edip üstleniyor musunuz?” Onlar “Kabul ettik” dediler. Allah buyurdu ki: Şahit olun; Ben de sizinle beraber bu ahdin şahidiyim.
Âl-i İmrân,, 3:81
Hani, kendilerine kitap verilenlerden, Allah, “Bu kitabı halka açıklayacak, onu asla saklamayacaksınız” diye ahit almıştı. Onlar ise bu ahdi kulak ardı edip az bir paraya satıvermişlerdi. Ne kötü bir alışverişti o!
Âl-i İmrân, 3:187
Sözleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil tutarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Hiç kuşkusuz, Allah sizin işlediklerinizi görür.
İpliğini sağlamca eğirdikten sonra tekrar bozan kadına benzemeyin. Bir topluluk diğer bir topluluktan daha kalabalık diye, yeminlerinizi aranızda bir fesat aracı yapmayın. Aslında Allah sizi bununla sınıyor; anlaşmazlığa düştüğünüz şeyi ise kıyamet gününde size açıklayacaktır.
Nahl, 16:91-92
Verilen sözü yerine getirin; çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.
İsrâ, 17:34
Ey İsrailoğulları! Size bağışladığım nimetimi hatırlayın ve Bana verdiğiniz sözü tutun ki, Ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Bir de, sadece Benden korkun.
Bakara, 2:40
Benim adıma ahidleştikten sonra sözünden dönen kimsenin kıyamet gününde Ben hasmı olacağım.
Buharî, Büyû’: 106
Söz verdiğinde sözünden döner (münafıklık alâmetlerinden)
Buharî, İman: 24; Müslim, İman: 106
♦♦♦
Ahid
- Ruhlar âleminde alınan söz
- Nimetlerin karşılığında kullara düşen yükümlülükler
- Özel olarak alınan ahidler
- Allah adına verilen sözler
- Genel mânâda her türlü ahid
♦♦♦
نقض
- binayı yıkmak, örülmüş ipi bozup dağıtmak, ahdi bozmak
♦♦♦
مَٓا اَمَرَ اللّٰهُ بِه۪ٓ اَنْ يُوصَلَ
Allah’ın emri:
- tekvinî emir / tabiat kanunları
- teşriî emir / din
♦♦♦
Ahdini bozan herkesin kıyamet gününde, “Bu filânın ahdini bozma alâmetidir” diye bir bayrağı olacaktır.
Buharî, Cizye: 22; Müslim, Cihad: 11-17
Kıyamet gününde, ahdine riayet etmeyen herkesin arkasında bir bayrak bulunacak ve vefasızlığı nisbetinde bu bayrak yükseltilecektir.
Şunu iyi bilin ki, ahdinden dönmek hususunda kamu yöneticisinden daha büyüğü yoktur.
Müslim, Cihad:15-16
♦♦♦
Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyleri kesmek
Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, “Kimine inanır, kimini reddederiz” diyerek Allah ile peygamberlerinin arasını ayıran ve böyle bir orta yol bulmak isteyenlere gelince:
Öyleleri kelimenin tam anlamıyla gerçek kâfirlerin tâ kendisidir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.
Allah’a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt etmeksizin iman edenlere ise Allah ödüllerini verecektir. Zira Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Nisâ, 4:150-152
Sözleştikten sonra Allah’ın ahdini bozan, Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyi kesen ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlara gelince, lânet de onlar için, yurdun kötüsü de onlar içindir.
Ra’d, 13:25
Demek siz iş başına geçecek olsanız, memlekette fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, öyle mi?
İşte onlar, Allah’ın lânetlediği ve kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Muhammed, 47:22-23
Size oruçtan, namazdan ve zekâttan daha faziletlisini haber vereyim mi?
İnsanların arasını bulmaktır. Çünkü insanların arasını bozmak (fesat), dini kökünden kazımak demektir.
Tirmizî, Kıyamet: 56
♦♦♦
Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeyler:
- akrabalık
- iman kardeşliği
- Yaratan – yaratılan
- akıl – ilim
- ilim – amel
♦♦♦
[Devam edecek]yazarumitsimsek
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024