Ana Sayfa / Yazarlar / Ferâset – Öngörü

Ferâset – Öngörü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

FERASET – ÖNGÖRÜ  

 

 “Mü’minin ferasetinden sakının; çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.”

Hadis-i Şerif, Tirmizî

 

 “Mum gibi sinesinde yanacak bir şey bulunan, toplumları aydınlatır.”

Sadi Şirazî 

 

“Başkası düştü mü, ‘çürük tahtaya basmasaydı’ deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmış olmasından şikâyet ederiz.”

Cenap Şahabettin

 

  “İnsanlar aya benzerler; bir de kimseye göstermedikleri karanlık yüzleri vardır.”

Mark Twain

 

 “Başkasından ibret almazsa kişi,

  Başkasına ibret olmaktır işi!”

Anonim

 

    AKBABA İLE ÇAYLAK

    Bir akbaba, çaylağa:

    – Benden daha keskin gözlü bir canlı yoktur, demiş.

    – Güzel, demiş çaylak. Ama bunu ispatlamalısın. Söyle bakalım şu ovanın yüzünde ne görüyorsun?

    – Ovanın şu noktasında bir buğday tanesi görüyorum.

    Çaylak şaşırmış:

    – Gidip bakalım, diye mırıldanmış.

    Birlikte ovaya inmişler. Gerçekten tam sözü edilen yerde bir buğday tanesi… Akbaba, o tanenin bir tuzak olduğunu düşünmeden onu alayım derken kapana tutulmasın mı?.. Bunun üzerine çaylak dersini vermiş:

    – Arkadaş, tuzağı görmedikten sonra, üzerindeki buğdayı görmüşsün ne kıymeti var?

   

   DÜŞMEMEK İÇİN

     Bir kervan yola koyulmuş, dere tepe, çöl vadi gidiyormuş. En önden giden katırın başı yere yakın olmasına rağmen tökezliyor, düşüyormuş. Kervandaki develerin başları havada, yolu izlemedikleri hâlde, düşmeden yola devam ediyorlarmış. Katır, bu duruma çok üzülüyormuş. Nihayet yakınındaki deveye sormuş:

    – Kardeş, bu ne iştir? Senin başın yukarda, fakat hiç tökezlemiyorsun, düşmüyorsun?

     Deve şöyle cevap vermiş:

    – Benim başım dik. İleriyi görür, tehlikeyi önceden hissederim. Ona göre önlemler alır, hiç düşmem. Sense üç adım ileriyi göremiyorsun. Çukurları fark edemiyor, daima yere kapaklanıyorsun.

     Hayatta her adımı atarken, önce ileriyi, sonra da bastığın yeri göreceksin. İşte o zaman fazla hata etmez, düşmezsin. Tamam mı?

Mesnevi’den

   

    İŞİN SO­NU­NU BİL­MEK  

   Ada­m, kom­şu­su­na rica eder:

    – Bul­gur tar­ta­ca­ğım, ba­na bir te­ra­zi verir misin?

    Kom­şu­su an­la­ma­mış gi­bi­dir:

    – Ku­su­ra bak­ma, der. Ev­de sü­pür­ge yok.

    Adam:

    – Alay et­me kom­şu, ver şu te­ra­zi­yi, de­yin­ce kom­şu­su bu se­fer:

    – Kal­bur da yok, ce­va­bı­nı ve­rir.

     Adam kı­zar:

     – Ben sen­den te­ra­zi is­ti­yo­rum. Sen “sü­pür­ge yok, kal­bur yok” di­ye saç­ma sa­pan şey­ler söy­lü­yor­sun. Sa­ğır mı­sın?

     Kom­şu şu ce­va­bı ve­rir:

     – Ha­yır, sa­ğır de­ği­lim. Ne is­te­di­ği­ni de bi­li­yo­rum. Söy­le­dik­le­rim saç­ma de­ğil, ger­çe­ğin ta ken­di­si… Sen ih­ti­yar bir adam­sın, bak­sa­na el­le­rin tit­ri­yor. Bul­gu­ru tar­tar­ken şüp­he­siz et­ra­fa dö­ke­cek­sin. Bun­la­rı top­la­mak için sü­pür­ge la­zım. Ha­di sü­pür­ge­yi bul­dun, di­ye­lim. Bu se­fer ele­mek ge­re­ke­cek, ben­den kal­bur is­te­ye­cek­sin. İşin so­nu­nu ön­ce­den gör­dü­ğüm için öy­le söy­le­dim. İyi­si mi sen git; te­ra­zi­si, sü­pür­ge­si, kal­bu­ru olan­lar­dan bun­la­rı is­te…

     Bir işin so­nu­nu, ön­ce­den gör­me­li, ona gö­re dav­ran­ma­lı­dır.

Hz. Mev­lâ­na’dan

Mahir DUMAN

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Celâlim Hakkı İçin Sorsan Onlara…”

"Celâlim Hakkı İçin Sorsan Onlara..."   “Celâlim hakkı için sorsan onlara: Kim o Gökleri ve …

Kapat