Şair Feride Hanım’ın*, vefat eden kocasından yâdigâr saatinin kaybolması üzerine yazdığı gazel.
|
G A Z E L
Âh kim çıkdı elimden koynumun zer sâati
Hasretîle kalmamışdır gönlümün hiç râhatı
Yâdigâr-ı yâr idi doğru gider gamhâr idi
Yirmibeş yıldan beru itmiş idim ünsiyyeti
Zer gibi zerd ola rûyi hem ayârı nakş ola
Mekr ile bîgâneler ger eyledîse sirkati
Yelkavan-veş rûz ü şeb zevki içün çeksin taab
Soksun akrebler vücudın göre renc ü mihneti
Kıldı rekkas-ı felek çerh gibi sergerdan beni
Nice dolaplar ile virdi bana çok zahmeti
Yetdürür zinciri zülf-ü yâr ile bend olması
Kayd olup derd ü gâme çekmekden ise firkati
Ben Feride-veş gam ü mihnetle ferdim dehrde
Geçmedi alâmsız bîçârenin bir sâati
Lûgatçe:
zer: Altın. Sarı. zerd: Solgun. gamhâr: gam yiyen, kederlenen. -veş: Gibi (ek. ünsiyet: Alışkanlık, ahbaplık. ruz u şeb: Gündüz gece. taab: Yorgunluk, sıkıntı. renc ü mihnet: acı, eziyet, hışım, zahmet, sıkıntı ve belâ. rakkas-ı felek: oynak, köçek felek. çerh: Çark, felek, talih. sergerdan: Başı dönmüş, şaşkın. dolap: hile. bend: Bağlı, bağlanmış. dehr: Dünya. âlâm: Elemler.
* Feride Hanım, 1837’de Kastamonu’da doğdu. Kastamonu ulemasından Baharzâde Hammamî Mehmet Reşit Efendi’nin kızı. İlk eğitimini medresi öğretmeni olan babasından aldı. Arapça ve Farsça öğrendi. Güzel yazı’ya yani “hatt”a merak saldı. Bolulu İzzet Paşa’nın divan katipliğini yapan Ali Raif Efendi ile evlendi. İstanbul’a taşındılar. Feride Hanım 25 yaşında iken eşini kaybetti. İstanbul’dan Kastamonu’ya giderek yaşamını burada tamamladı. 1903’te öldü. Şiirleri arasında epey yer tutan Muhammediye’leri ile tanınır.