Ana Sayfa / Yazarlar / “Filistin Gazzeli Çocukları: Açlıkla Soğukla ve Mezarsız Öldürmek!”

“Filistin Gazzeli Çocukları: Açlıkla Soğukla ve Mezarsız Öldürmek!”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

.

“Filistin Gazzeli Çocukları: Açlıkla Soğukla ve Mezarsız Öldürmek!”

.

* Birleşmiş Milletler; Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme:

.

.

.

Sözleşme 9 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 260 A (III) sayılı Kararıyla kabul edilip, imza, onay ve katılıma açılmıştır. 
Sözleşme 13. maddeye uygun olarak 12 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Temmuz 2019 itibariyle sözleşmeye taraf olan ülke sayısı 152’dir. Sözleşme’ye en son taraf olan ülke ise Morityus Cumhuriyeti’dir (2019).

* Sözleşme’ye Göre Soykırım Suçu:

Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme’ye göre soykırım:
hem savaş hem de barış zamanında meydana gelebilen bir suçtur.

Sözleşme’nin soykırım suçu tanımı,1998 Uluslararası Ceza Divanı Roma Statüsü dahil hem ulusal hem de uluslararası düzeyde geniş ölçüde kabul görmüştür.

Sözleşme’nin 2. maddesinde soykırım şu şekilde tanımlanmıştır:

“Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu,
kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur:

a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;

b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;

c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek;

d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;

e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.

Sözleşme’nin 3. maddesine göre aşağıdaki eylemler cezalandırılır:

a) Soykırımda bulunmak;
b) Soykırımda bulunmak için işbirliği yapmak; [usa + ab= dünya]

c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni surette kışkırtmak; [biden ing.başbakanı, makron vb]

d) Soykırımda bulunmaya teşebbüs etmek;

e) Soykırıma iştirak etmek. [ing usa fransa almanya avusturya…]

 

Filistin Gazzeli Çocukları: Açlıkla Soğukla ve Mezarsız Öldürmek!

“Gazze’nin gıda deposu” Han Yunus’u hedef alan İsrail, 120 bin dönüm tarım arazisini yok etti.

İsrail ordusu Gazze’deki tavuk, sığır çiftlikleri ve balıkçı teknelerini bombaladı, sebze dağıtım faaliyetleri durdu.

İsrail ordusu, Han Yunus şehrindeki tarım arazilerine ve sera tesislerine yoğun bir şekilde tanklar, uçaklar ve topçu ateşiyle saldırdı.

Bu saldırılar sonucunda, Gazze’nin en büyük tarım bölgelerinden biri olarak kabul edilen Han Yunus’un tarıma elverişli toprakları tamamen tahrip edildi.

Tarım Bakanlığı Bahçe Bölümü Başkanı Raid Ebu Zuayter, hava saldırılarının olgunlaşmak üzere olan mahsulleri yok ettiğini ve toprakların patlayıcılar / mayınlar yüzünden  gelecekte tarım yapılamıyacağını vurguladı.

Ebu Zuayter, İsrail ordusunun Gazze’de 120 bin dönüm tarım arazisini tahrip edip ilerde de kullanamaz hale soktuğunu belirtti.

 

 

Bu tahribatın 80 bin dönümü Han Yunus’un güneyinde, 25 bin ve 15 bin dönümü sınır bölgelerinde meydana geldi.

İsrail Açlıkla da Öldürüyor!

BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) sözcüsü Adnan Ebu Hasna,
Gazze’de tarım arazilerinin bombalanması sonucu gıdasız kalma / açlıktan ölme rizikosunun arttığını söyledi.

Ebu Hasna:
Tarım arazilerinin tahrip edilmesiyle Gazze sakinlerinin açlıktan öleceğini söyleyebiliriz!

Şu an yeterli gıda su kaynağı yok ve insani yardımlar mülteci / göçmen  nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamıyor, sığınmacı merkezlerindeki ihtiyaçlar ise zaruret seviyesinde güçlükle karşılıyor.

Minareyi Çalan…

İsrail Ordusu sözcüsü D. Haggai şunları söyledi:
Hamas, yer altı tünellerini sivillerin evleri ve gıda kaynaklarının yanına inşa etti.

Biz, sivilleri korumaya! ve savunmacı  grupların altyapısını hedeflemeye çalışıyoruz, tarım arazilerini ve gıda üretcilerini  yok etmek istemiyoruz…

Independent Arabia-  9 Aralık 2023

         
                  —-

 

Yıkılan evinin enkazı üstünde ailesine kahvaltı hazırlıyan anne Sena, soğan ve domates doğramakla meşgul.

 

Fotoğraf: Meryem Ebu Dakka / Haber: İzzzettin Ebu Ayşe -Independent Arabia

 

 

Kocası da odun parçalarını yakmasına yardımcı oluyor.

Yemek hazır olur olmaz; çocuklar moloz yığınının üzerine kurdukları plastik masanın başında toplanıyorlar.

Ruhları acıdan boğulan çocukların yemekler boğazından geçmiyor.

Hepsinin gözleri; Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus şehrinin doğusunda yer alan evlerinin ve tüm Gazze’nin başına gelen felaket ve yıkıma çevrili.

Çocuklardan biri, alçak sesle, hatta neredeyse mırıldanarak annesine şöyle sordu:

İsrail ordusu neden evimizi ve tüm bölgeyi yok etti?
Nerede yaşayacağız?
Peki, bisikletime ne olacak?

 

Moloz Yığını Yuvalar!

Sena, çocuğuna olup biteni nasıl açıklayacağını bilmiyordu. Evladına ancak, enkaz altında uzun günler geçireceklerini söyleyebildi.

İnsani! ateşkes sırasında 3 çocuğuyla ikamet ettiği mahalleye  dönen Sena:
“Evimin bir moloz yığını olduğunu görünce şok oldum ve kendimi çok fazla zulme uğramış hissettim, çünkü biz siviliz ve evimizin güvenli olmaktan çıkmıştı.Bu kadarını beklemiyorduk” dedi.

“Enkaz Dönüşen  Evde Çocuklarımın Anıları Var! “

Sena eliniyle moloz yığınına işaret ederek,

“Enkaz haline getirilen bu evin dağınık taşları, yaşadığımız tatlı ve acı birçok hikaye ve hatırayı saklıyor.
İçinde çocuklarımın asla unutamayacağım anıları var.
Çatışmalar yeniden başlasa bile evimi bırakmayacağım” dedi.

Sena’nın yıkılan evinden geriye yalnızca bir odası kaldı, o odanın da duvarları çatlamış ve yıkılmak üzere.

Günlerini enkaz altında geçiren Sena ve ailesi, şu anda o duvarı yıkık odada yaşayıyor.

Sena, bu yıkılmak üzere olan odada çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor ve onların hayatlarını mümkün olduğunca normale döndürmeye gayret ediyor.

Sena,
“Kış yaklaşıyor ve nasıl yaşayacağımızı bilmiyoruz.
Birkaç gün önce Gazze Şeridi’ni soğuk hava basıncı vurdu. Hava çok soğuk ve savaşın bitmesi gerekiyor” dedi.

Kendini çok çaresiz hissettiğini söyleyen Sena’nın çocukları,
gecenin soğukluğundan, eski harap yataklarda uyurken yaşanan eziyet, hergün azalan yiyecek, içtikleri suyun artan  tuzundan  şikayetçiydi.

Ancak bu koşullara rağmen anne, virane evinin bir odasında da olsa kalmakta sebat edecekti.

                

—-

GAZZE’de Çarşıpazar, Artık Her Yeri Mezar!

İSRAİL KATLİAMI SEBEBİYLE 18 BİNDEN FAZLA FİLİSİNTİNLİ ŞEHİT OLURKEN, ARTIK MEZARLIKLARDA YER KALMADI.

ÖLENLERİN ÇARŞI MEYDANLARI VE SOKAKLARDA GÖMÜLMEK  ZORUNDA!

Filistinliler, İsrail’in soykurutma saldırısında  hayatını kaybedenlerin cenazelerini sokaklara gömmeye başladı.

Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki çarşı meydanı toplu mezarlık alanına döndü!

Cibaliya Mülteci Kampı Çarşısı’nda hayatını yitirenler, yakınları tarafından kazılan mezarlarda  topluca ve/ ya ayrı ayrı toprağa veriliyor.

Kampta hayatını kaybedenler, çarşının birçok noktasında meydan ve dükkan önlerindeki boş alanlarda,
İsrail savaş uçaklarının saldırıları ve patlama sesleri altında hızlıca gömülmeye çalışılıyor.

Kime ait olduğunun bilinmesi için mezarların başına konulan levhalarda el yazısıyla tüm cenazelerin isimleri sıralanıyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra,
yaptığı yazılı açıklamada,
İsrail saldırılarında son 24 saatte 213 Filistinlinin öldürüldüğünü, 210 cenaze ile 2 bin 300 yaralının hastanelere sevk edildiğini kaydetti.

7 Ekim’den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 17 bin 700’e, saldırılarda yaralananların sayısının ise 48 bin 780’e çıktığını belirtti.

“Son saatlerde, işgal (İsrail) güçleri 20 korkunç katliam gerçekleştirdi ve aileleri evlerinde bütünüyle yok etti.

İşgalcilerin korkunç bir katliam gerçekleştirdiği Gazze’deki Halife Okulu dahil olmak üzere yerleşim bölgelerindeki ve okullardaki vatandaşlardan çok sayıda acil imdat! çağrı aldık”dedi.

Kudra, İsrail’in Gazze halkına yönelik suç ve soykırımının, insaf  ve mantığın ötesine geçtiğini belirterek, ABD ve Avrupa’nın desteğiyle Filistin ve Gazze’nin yok edilmek hedefi güdüldüğünü vurguladı.
Ayrıca 57 ambulansın vurulduğunu belirtti.
AA

 

BM’e ait bir okul bahçesinde kurulan çadırda yaşayan Almaza Ovda ise yaşananları şu sözlerle anlattı:

Kendime devamlı nasıl öleceğimi sorup duruyorum.

Bir şarapnel parçası kafama saplanacak ve hemen ölecek miyim?

Belki de ben uyurken o parça çadıra gelecek, vücuduma isabet edecek ve kan kaybından öleceğim.

Kafamda binlerce senaryo var.

Bombardıman çok, çok şiddetli ve yoğun. Çatışmalar asla durmuyor.
Üşüyoruz, açız, korkuyoruz, baskı altındayız ve yorgunuz. Tanklar çevremizi bombalıyor ve şarapneller üstümüze düşüyor.

Savaşın başından bu yana 6 kez yer değiştirmek zorunda kaldığını belirten Nevraz Ebu Libde ise, Han Yunus’taki sığınma yerlerinde gıda bulunamadığına dikkat çekti.

Libde, “Açlık savaşı başladı. Açlık tüm savaşların en kötüsü” dedi.

Hüseyin Çeşitcioğlu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Fedâkârlık, Îsar Farkı

Fedâkârlık, İsar Farkı   “Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, aksine …

Kapat