Ana Sayfa / Yazarlar / ‘Geçmeyen 1911’imiz’

‘Geçmeyen 1911’imiz’

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

‘Müslümanlar arasında nicedir hakim olan sistemsizliği, genel vaziyetteki karmaşayı ve toplum hayatının bir türlü düzene oturmamasını ifade için kullanılmış bir tabir var: “Müşevveşiyet-i ahval”.

Acı olansa, ta 1911’de kullanılan bu tabirin bizim için hâlâ çok tanıdık olması..

Fakat daha da acı olan, Müslüman coğrafyanın içine düştüğü vaziyetteki sebebin bir tek bununla sınırlı olmaması!

İşte o listedeki bir diğer madde: Devlet-toplum-insan ilişkilerine hükmeden her seviyeden ve çeşitten haksız baskı ve sulta. Yani “İstibdad-ı mütenevvi”! İnsanları, fikirleri, kabiliyetleri haksızca baskı altına almak ya da..

Liste devam ediyor ne yazık ki. Bir başka önemli maddesi: “Ahlaksızlık”! Hem de çoğu zihinde sadece cinsel manadaki sapkınlıkları çağrıştırsa bile; aslında yalan, hırsızlık, aldatmaca, rüşvet, kayırmacılık, sorumsuzluk gibi, her biri de toplum hayatını kabusa çeviren hallerin tamamı olan ahlaksızlık!

1911’de, İslam âleminin içine düştüğü kaosun iç nedenleri hakkında sıralanan maddelerden bir diğeri ise; “atâleti intaç eden yeis”!.. Yani sonucu tembellik ve boş vermişlik hissi olan ümitsizlik. Hani şu, ‘bizden adam olmaz’ diyerek toplum için uğraşmayan, tembel, boş veren, işleri başkasına ileten, sorumluluktan kaçan kadim hastalığımız!

Hepsi de birbirinden acı hastalıklarımız yani..

Özetlersek:

– Sistemsizlik, düzensizlik ve karmaşıklık

– Baskı ve sulta

– Ahlak eksikliği

– Tembelliğe neden olan ümitsizlik..

Söz konusu teşhisin bu parçası böyle devam edip gidiyor işte.. Devam ediyor ama, bu günden bakınca ‘yüz küsur yıl önce sıralanan bu dertlerimizden hangisini tedavi edebildik ki zaten?’ demekten de kendini alamıyor insan.. Hele tedavi edemediğimiz gibi, bunların iyice kronikleşmesine ve daha da fenası bu listeye başka-yeni maddelerin eklenebileceği gerçeğine ne demeli, bilemiyor insan! Belki sadece, “daha çok başlardayız” demek gerekiyor galiba; veya teşhis tedavinin yarısı olsa da biz bu ilk yarıyı hâlâ aşamamışız, falan! Zira aşikar bir gerçekliğimizdir ki; biz daha tedavinin bu ilk safhasını “kendi dünyalarımızda ve kendi paylarımızı da dahil ederek” tam teşhis edememiş hallerdeyiz! Zaten ikinci yarıya, işin tedavi kısmına adam akıllı geçemeyişimizin en önemli nedeni de tam olarak bu olsa gerek..

Söz gelimi, ‘bir benim yapmamla ne değişir’ demeden kendi sorumluluklarımızı ve işlerimizi düzen, sistem, iş ahlakı ve disiplinle yapmak konusunda ‘birazcık da olsa’ zahmete giriyor muyuz mesela? Ahlakımızın sadece bir alanda değil, hiçbir alanda eksik olmamasına gayret gösterebiliyor muyuz? Veya kendi iktidar ve ilişki alanımızdaki insanlara (hatta eşyaya ve canlılara) karşı haksız baskı ve istibdattan kaçınıyor, hakka, adalete ve dengeye dikkat etmeye çalışıyor muyuz acaba?

Ama yok, vaziyet bunların tersiyse; ne yazık ki o liste geçerliliğini ve güncelliğini daha epey koruyacak demektir..

Velhasıl, şu asırlık kaosumuza ‘içimizdeki hainler ve dış güçler’ haricinde kendimizin de (hem de ne türden) katkılar sağladığını pek düşünmüyoruz, her bir şey için bulsak da bunu düşünmeye pek vakit bulamıyoruz maalesef.

Oysa, “teşhis tedavinin yarısıdır” gerçekten…

Mustafa H. Kurt, Eylül 2020

Yazar : Mustafa H. KURT

Mustafa H. Kurt: 1974 yılında Gaziantep'te doğdu. Cumhuriyet Lisesi (1992) ve Gaziantep Üniversitesi Tarih bölümünden mezun oldu (2000). Türkiye’de ve Almanya’da eğitimcilik yanında farklı iş kollarında çalıştı. Yazarımız, kastamonur.com yanında hâlihazırda çeşitli dergi ve haber sitelerinde yazıyor.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Vazife Ahlâkımız / İbnülemin Mahmud Kemâl

Konuyla İlgili İbnülemin Mahmud Kemâl İnal'ın Üç Makalesi İNSANLIK VAZİFESİ (“Vazîfe-i İnsâniyye”, Beyânu’l-hak, cild II, …

Kapat