Denizcinin Ramazanı XI
Gemilerde oruç tutmak
Gemi faaliyetleri günün 24 saati devam eder. Bu nedenle iftar ve sahur yemekleri nöbetleşe yenir. Ramazanın ilk günlerinde gemideki mürettebatın çoğu oruç tutmakla birlikte sonlarına doğru bu sayı azalır ve oruç tutanlar azınlığa düşer.
Eskiden bu duruma çok üzülürdüm. Fakat daha sonra Kaptan olunca bütün sorumluluk üzerime bindiği için nedense üzülmemeye başladım. Nefsin böyle gafil halleri vardır.
“Emri bil maruf” yani farzları yayma konusunda her Müslüman’ın üzerine vazifeler düşmektedir. Lakin dinimizde bazı ruhsatlar da bulunmaktadır. Örneğin seferi durumda bulunanlar bazı kolaylıklardan yararlanabilirler. Dört rekâtlı farz namazları iki rekât kılmak gibi. Bu şekilde kılınan namaz sünnet olduğu için daha da faziletlidir.
Oruç konusunda da bazı kolaylıklar vardır. Niyet etmeden tutulamayan oruçlar daha sonra kaza edilebilir.
30 yıl boyunca denizlerde çalıştım. Şükür Rabbime ki hem askeri hem de ticaret gemilerinde bir gün dahi orucumu kazaya bırakmadım. Lakin gemi mesaisi ağır olduğu için oruç konusunda ısrarcı olmamaya da çalıştım. Zira bir nevi canları kaptana emanet edilmiş gemi ve denizcilerin, küçük bir dikkatsizlik sonucu kazaya yol açmaması için tedbir almak lüzumu vardır. Yine sonsuz şükürler olsun ki bunca yıllık gemi hayatım boyunca ciddi bir yaralanma ve hayat kaybı gibi acı olayları Rabbim bana yaşatmadı. Haza min fazli Rabbi…
Oruç tutamayan denizcileri “nasıl olsa seferiyiz, yurda dönüp izne çıkınca telafi edersiniz” diyerek, teselli ederdim.
Fakat aynen benim gibi hiçbir zaman orucunu bozmayan denizci kardeşlerime de rastladım. Bütün zorluklara rağmen hiç şikâyet etmeyen arkadaşlarım vardı. Elimden geldiği kadar gemi mesaisini hafifleştirmeye çalışsam da zorunlu faaliyetler örneğin yanaşma-kalkış manevraları esnasında yapacak bir şey yoktur. Elin adamı “yahu sen oruçsun biraz ağırdan al” demez. Kendi işine bakar.
Fakat oruç Hıristiyanlık dininde de olduğu için çok saygı duyduklarını gördüm. Gerçi onların orucu bazı gıdaları ve et gibi yiyecekleri yememek şeklindedir. Müslümanların orucundan oldukça farklıdır. Ama inançlı insana dünyanın neresinde olursa olsun saygı gösteriliyor. Tecrübeyle sabittir.
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020