Ana Sayfa / KASTAMONU / Kastamonu Yazıları / Gez dünyayı gör Kastamonu ketenini / Meral YILMAZ

Gez dünyayı gör Kastamonu ketenini / Meral YILMAZ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Gez dünyayı gör Kastamonu ketenini / Meral YILMAZ

Anadolu dokumalarını günümüz formuyla aslını bozmadan modernize etme başarısıyla bilinen tasarımcı Fatma Hülya Koloğlu bu alanda önemli ödüller de almış ancak, kumaş tasarımı geçimini sağlamaya yetmemiş. Antalya”da yaşayan Koloğlu ancak vakit buldukça mükemmel formlar kazandırdığı kumaşlar üretebiliyor.

Çin”den başlayıp Avrupa”ya uzanan tarihi ipek yolunun en önemli kavşaklarından biri olmasının da etkisiyle Anadolu”da hangi yöreye yolunuz düşse mutlaka geçmişte el dokumalarıyla ünlü olduğunu duyarsınız.

Karadenizden başlayarak ülkenin güneyindeki Hatay”a, Diyarbakır”a kadar ipekli, ketenli, bir çok kumaş çeşidine sahip ülkemizde geleneksel kumaşların çoğu artık üretilmiyor. Kumaş alanında genel olarak düşüşe geçtiğimiz dönemler ise çok daha eskiye dayanıyor.

1715″lerde 3. Ahmet”in altın sırmalı kumaş üretimini yasaklaması, dokumacılık alanında zor dönemin başladığına işaret ediyordu. Aradan geçen yüz yıl sonra Avrupa kumaşlarının Osmanlı İmparatorluğu içinde güçlü bir pazar haline gelmesi kaçınılmazdı. Avrupa dokumalarının ülke pazarını tamamen ele geçirmesi tehlikesine kısmen de olsa engel olmak için 1840″tan itibaren Hereke, Feshane, Basmahane gibi kumaş fabrikaları kuruldu. Ondokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren dokuma sanayii İstanbul ve Marmara”nın dışına doğru yayılmaya başladı.

1950″ler ise, el dokuması kumaş üretiminin sonuna gelindiği yıllar oldu. Dokumalarıyla ünlü Kastamonu, Diyarbakır, Gaziantep, Balıkesir gibi ülkenin bir çok dokuma merkezindeki el tezgahları tamamen devre dışı kaldı bu dönemden sonra.

Denizli”nin buldan bezi gibi bazı bölgelerin kumaş özellikleri günümüze kadar yerini muhafaza etmiş olsa da Kastamonu gibi illerde özel gayretlerle kumaş üretimi yeniden canlandırılma yolunda.

Öte yandan ülke geneline ait derli toplu bir çalışma için kolları sıvayan, geleneksel kumaş üreten, köy köy gezip kumaş araştıran araştırmacı ve tasarımcılar ise çalışmalarını pazarlayacak kitleye ulaşmakta zorlanıyor. Geçmiş dönem kumaşlarının yeniden canlandırılmasında önemli katkılar sağlayabilecek araştırmacıları bu alanda saç ağartmaya ikna etmek de oldukça zor.

Anadolu dokumalarını günümüz formuyla aslını bozmadan modernize etme başarısıyla bilinen tasarımcı Fatma Hülya Koloğlu bu alanda önemli ödüller de almış ancak, kumaş tasarımları geçimini sağlamaya yetmemiş.

Kumaşın dilini biliyor

Yöresel dokumaların doğasını iyi bilen Koloğlu araştırmacı kimliğiyle geçmişle günümüzü sentezleyebilen ender sanatçılardan. Geçtiğimiz yıllarda Türk Tekstil Vakfı”nın desen yarışmasında birinci olan Koloğlu, Yataş”ın desen yarışmasında da birinciliği kazanmış ve tasarımı uzun süre yok satmıştı.

Ülkenin dokumacılık coğrafyası hakkında geniş bilgiye sahip olan Koloğlu, köy köy gezip istediği desen özelliğinde kumaş dokutuyor ve bu kumaşların ham şekli üzerinde kendi tasarımlarını gerçekleştiriyor. Tamamen geleneksel formlara uygun desenlerle kumaşa baştan ayağa yeni bir görümün kazandırıyor. Sadece kumaş üretmekle de kalmıyor. Dikime hazır hale getirdiği kumaşları giysiye dönüştürüp koleksiyon hazırlıyor.

Kumaşlar, Koloğlu”nun boya kazanlarından çıktıktan sonra etnik kumaş çeşitliğiyle bilinen ünlü kumaşçılarda bile göremeyeceğiniz görünüme bürünüyor. Ödemiş ve Muğla-Yeşilyurt”un, Antakya”nın ipeği, Fethiye Üzümlü Köyü”nün dastarı, Denizli”nin buldan bezi, Gaziantep”in kutnusu onun atölyesindeki boya kazanlarında mükemmel renklere bürünüyor. Eski tülbent ustalarının uyguladığı desen tekniğine uygun olarak desen çalışması da yapıyor.

Kumaşın geleneksel özelliğini bozmadan günümüze uygun şekilde dokutan Koloğlu”nun çalışmaları belirli çevreyle sınırlı kalmış. Antalya”da yaşıyor olması tasarımlarına ilgi duyan kitleden uzak kalmasında önemli bir etken. Antalya”da turistlerin genellikle tatil köylerinde ve belirli merkezlerde bulunan alışveriş yerlerine götürüldüğünü, şehrin içindeki dükkanlara turistlerin uğramadığını belirten Koloğlu yabancı müşterilere ulaşabileceği ticari mekanlara girmekte zorlanmış. En son bir butikle anlaşıp çalışmalarının bir kısmını bırakmış. Bir süre sonra butiğin kapandığını, sahibinin de giysileri alıp kayıplara karıştığını görmüş.

Tasarımlarının kıymetinin bilinmeyişi üzerine desen, renk ve çizim alanındaki becerisini farklı alanlara kaydırmak durumunda kalmış. Atölyesinin bir bölümünü kurs haline getirerek burada, batik, kumaş, ahşap boyama ve resim dersleri veriyor. Ayrıca ev dekorasyonu ve çeşitli düğün organizasyonları da yapan Koloğlu bu durumun geçici bir süreç olmasını umuyor.

Araştırmaları vesilesiyle bir çok yörelerdeki dokuma tezgahlarında çalışanların belirli firmalarca yanlış dokuma yapmaya sevk edildiğini görmüş. Belirli moda akımları doğrultusunda iplik ve motif özelliklerinin eski formunun bozulduğunu belirten Koloğlu, bazı büyük firmaların kısa aralıklarla dokumacılık yapılan yerlerde hareketlilik oluşturduklarını, moda trentleri değişince aniden kumaş üretimini durduklarını gözlemlemiş.

Kişisel çalışmalarını ise, çoğunlukla Bozcaada”daki müşteri kitlesi için hazırlayan Koloğlu, son üç yıldan bu yana her yıl temmuz ayında Bozcaada”da genç yaşlı müşterilerinden oluşan kalabalık bir grupla sokak defilesi düzenliyor. Burada kendi tasarımlarına yer verdiği bir butiği de var.

Kastamonu bir adım önde

Koloğlu”nun çalışmalarını pazarlayacağı hedef kitleye ulaşamamasına çok da şaşırmamalı. Yarım yüzyıldır dokuma tezgahları durmuş olan Kastamonu”da son yıllarda yeniden dokumacılık canlanmaya başladı fakat, buradaki kumaşların en ünlüleri ise yurt dışındaki moda merkezlerine gönderiliyor. Keten kumaşlardan, pamuklu, yünlü ipeklilere kadar tam bir kumaş cenneti olma yolundaki Kastamonu”da üretilen peştemal ve peşkirlerin değerinin Fransızlar bizden daha çok farkında. Paris”e gönderilen bu dokumalar yurt dışındaki fuarlarda da yok satıyor.

Kastamonu”da dokuma müzesi olarak kullanıma açılan tarihi Ellezler Konağı”nda dokuma ve iplik özellikleri de dahil olmak üzere, bu kumaşları görmek mümkün.

Kastamonu örneği özellikle diğer illere de model olabilecek potansiyel taşıması bakımından önemli. Mesela, Diyarbakır”ın yüzyılın başlarında İstanbul”dan sonra dokumacılıkta 1. sırada geldiğine inanmak çok zor. 1927 yılı istatistiklerinde belirtildiğine göre Bursa”yı bile sollamış Diyarbakır.

Mersin- İskenderun limanlarına yakın olan Gaziantep, Maraş, Hatay gibi örnekleri Güneydoğu Anadolu bölgesi için çoğaltmak mümükün. Doğu Karadeniz Bölgesi, Ege, Kayseri ve Sivas gibi Ülkenin hemen bütün ticaret merkezlerine yakın noktalardaki yerleşim birimlerinde dokuma tezgahları yeniden faaliyete geçmeyi bekliyor.

Bu işe gönül vermiş araştırmacılar ve yerel yönetimlerin ortak iş birliğiyle ülkenin dokumacılık alanındaki envanteri çıkarılabilir. Ekonomiye dönüşümü bir yana ilk önce, etnik kumaş tutkunları ucuz Çin mallarına yönelmekten kurtulmuş olacaklar.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Çatalzeytin’de Bayram

Çatalzeytin’de Bayram İlçemizin 41 adet köyü var. 1965 yılına kadar bu köylerin belki ancak on …

Önceki yazıyı okuyun:
Nasrullah Şadırvanı Şiirleri

Nasrullah Şadırvanı / Emin BAYDİL Ruhumu bir ilâhî kapladı bilmem neden? ! .. Anladım ki; …

Kapat